Öyle bir suç düşünün ki, yasa da tanımı yok. Ama bu suçu işleyenlere 18 ay dan 3 yıla kadar hapis cezası verilebiliyor.

Kulağa garip geldiğinin farkındayım. Ama tam da Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) Kaçakçılık Suçları ve Cezaları başlıklı 359’uncu maddesi;

“Defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapanlar… Hakkında on sekiz aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunacağı…” belirtilmiştir.

VUK’ nun da muhasebe hilesi ile vergi ziyaına sebep olmak suç olarak tanımlanmış ise de gerek Vergi Usul Kanununda, gerekse diğer mevzuatta muhasebe hilesi kavramı tanımlanmamıştır.

Peki hilenin tanımı nedir;

Türk Dil Kurumu sözlüğünde hile; birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, ayak oyunu, alavere dalavere, desise, entrika olarak tanımlanmıştır.

Doktrinde hile; aldatma, yanıltma, bir kimsenin kendi davranış veya sözleriyle diğer bir kimseyi irade beyanında bulunmaya veya sözleşme yapmaya yöneltmek için karşı tarafta yanlış bir kanaatin doğmasına veya var olan yanlış kanaatin devamına bile bile yol açması olarak tanımlanmaktadır.

Anayasamızın 38’inci maddesi açıktır. Bu hükme göre, “kanunsuz suç ve ceza olmaz.”

Vergi Usul Kanunu hiçbir tanımlamaya gerek görmeksizin ve sınırlarını koymaksızın muhasebe hileleri ile vergi ziyaına neden olmayı suç olarak saymıştır.

Bilindiği üzere, ceza hukukunun kapsamına giren suçlarda, maddi unsur ve manevi unsur olmak üzere iki unsur bulunmaktadır. Manevi unsur, kasıt unsuru olarak da geçer. Maddi unsur ise suç için gerekli olan fiil olarak açıklanabilir. Buna göre, VUK’nun da tanımlanmış bulunan muhasebe hilesi suçunun maddi unsurunu ikiye ayırmak mümkündür. Bir muhasebe hilesi fiili yapılmış olmalı ve bu fiil vergi kanunlarına göre tutulan defter ve kayıtlarda yapılmış olmalıdır.

Muhasebe hilesi kavramı, muhasebe hatası kavramından farklıdır. Esasında iki fiil de hesap işleyişi ve kayıt düzeninin vergi ve muhasebe ilkelerine aykırı tutulması anlamına gelmektedir. Ancak hata ile hile arasında, suçun manevi unsurunun oluşması bakımından farklılık bulunmaktadır. Esasında maddi unsur aynı olsa bile, manevi unsurdaki farklılık bu iki fiili birbirinden ayırmaktadır.

Muhasebe hataları; ihmal, dikkatsizlik ve bilgisizlik gibi nedenlerle, muhasebe hilesi ise bilinçli olarak, menfaat sağlamak amaçlı, vergi matrahını azaltacak kayıt ve işlemler olarak değerlendirilmektedir. Özetle, kasıt unsurunun varlığı durumunda muhasebe hilesinden söz edilebilecektir.

Suçun kanunilik ilkesine uygun olması gerekmektedir. Suçun kanunilik ilkesi ise; eylemin kanunda yazılı tanıma uygun olma zorunluluğudur. Türk Ceza Kanun’unda belirtildiği üzere; kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez. Suç yasal düzenleme uygunsa suç sayılır, yasal düzenlemeye uygun değilse suç sayılması olanaksızdır.

Hukuk devletinde temel ilke olarak kanunsuz suç ve ceza olmaması gerekir. Bu nedenle muhasebe hilesinden doğan “vergi cezası”nın kanunilik ilkesine uygun bir fiili içerip içermediğinin saptanması için Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesindeki muhasebe hilesi kavramı tanımının net ve açık olarak yapılması gerekmektedir. Çünkü mükelleflerin hangi eylemlerin cezai müeyyideye tabi olacağını bilmeleri en doğal haklarıdır.

Kısacası “muhasebe hilesi” suç oluşturuyor ise o takdirde suçun kanunilik ilkesine göre, eylemi tanımlayan hukuk kurallarının kuşkuya yer vermeyecek biçimde açık, seçik sınırlarının önceden saptanmış olması gerekmektedir.

Suç ve ceza içeren yasalar hazırlanırken kanunilik ilkesi gereği suç ve cezanın farklı anlamlara gelmeyen, herkesin anlayabileceği bir dille yazılması, etki alanlarının önceden bilinmesi, eylem ve fiillerin ayrı ayrı kesin sınırlarıyla kavram karmaşasına meydan vermeyecek şekilde anlaşılır olması zorunludur.