2025 su yılında yağışların, uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 27, geçen yıla göre ise yüzde 29 daha az gerçekleştiğini belirten Yılmaz, “Yağışlar son 52 yılın en düşük seviyesine indi, su kaynaklarının korunmasına yönelik ulusal bir strateji acilen hayata geçirilmelidir” dedi.
EN KURAK YIL
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı son verileri paylaşan Yılmaz, 2025 su yılı yağışlarının, uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 27, geçen yıla göre ise yüzde 29 daha az gerçekleştiğini belirterek şunları söyledi:”Yağışlar son 52 yılın en düşük seviyesine inmiştir. İç Anadolu Bölgesi’nde son 65 yılın, Marmara ve Ege’de ise son 18 yılın en kurak dönemi yaşanmıştır. Ankara’da son 47 yılın en düşük yağışı görülmüş, Şanlıurfa’da metrekareye düşen yağış 182,3 kilogram ile en düşük seviyeye inmiştir.
SU KRİZİ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ
Normale göre en fazla azalma ise yüzde 64 ile Hatay’da kaydedilmiştir. Bu vahim tablo, suyun artık “sınırsız bir kaynak” olmadığını, aksine hızla tükenmekte olduğunu ortaya koymaktadır. İstanbul’daki baraj doluluk oranı yüzde 29’a, Ankara’da yüzde 16’ya, İzmir’de ise yalnızca yüzde 4’e kadar gerilemiştir. Bu oranlar yalnızca büyükşehirlerde değil, tüm ülke genelinde ciddi bir su krizi ile karşı karşıya olduğumuzun açık göstergesidir.”
CUMA HUTBELERİNDE ANLATILMALI
Tüketici Hakları Derneği Gaziantep Şubesi olarak, tüm yurttaşları suyun korunması ve bilinçli tüketimi konusunda duyarlı olmaya çağıran Yılmaz şöyle devam etti:”Evlerimiz, iş yerlerimizde su kullanımında azami dikkati ve özeni göstermeliyiz. Bununla birlikte okullarımızda öğrencilere bunlar anlatılmalı, camilerde Cuma hutbelerinde de bu konunun üzerinde durulmalıdır.
VAHŞİ SULAMADAN VAZGEÇİLMELİ
Çamaşır ve bulaşık makineleri tam dolu çalıştırılmalı, gereksiz su tüketimi önlenmelidir. Bahçe sulamaları sabah erken veya akşam geç saatlerde yapılmalı, buharlaşma kaybı azaltılmalıdır. Mümkünse yağmur suyu depolama ve gri su geri kazanım sistemleri yaygınlaştırılmalıdır. Tarımsal üretimde vahşi sulama yöntemlerinden vazgeçilerek damla sulama sistemlerine geçilmelidir.”
EĞİTİM MÜFREDATINA KONULMALI
Devlet ve Yerel Yönetimlerden Beklentilerini de sıralayan Yılmaz, “Su kaynaklarının korunmasına yönelik ulusal bir strateji acilen hayata geçirilmelidir. Belediye ve yerel yönetimler, altyapı kayıplarını (kaçak ve sızıntılar) önlemek için ivedilikle yatırım yapmalıdır. Sanayi ve tarım sektöründe suyun etkin kullanımını teşvik edecek destek ve yaptırımlar uygulanmalıdır. Eğitim müfredatına, çocuklarımızın küçük yaşlardan itibaren suyun değerini öğrenebileceği bilinçlendirme dersleri eklenmelidir. Unutulmamalıdır ki su krizi yalnızca bir çevre sorunu değil, aynı zamanda bir tüketici hakkı sorunudur” diye konuştu. Meral KINACILAR ERBEKTE