Cemaate yakın Sivil Toplum Kuruluşları GÜNSİAF, GAPGİAD, HÜRSİAD, GİKAD ve SUNDER dün ilk kez suskunluğu bozan bir açıklama yaptı ve iktidarın son dönemdeki uygulamalarına tepki verdi.

GÜNSİAF Başkanı M. Kasım Fincan, GAPGİAD Başkanı Akın Çalışkan, HÜRSİAD Başkanı İlker Hasırcı, GİKAD Başkanı Önder Öztütüncü GİKAD Başkanı Tuğçe Arslanoğlu Uğur Plaza'da düzenledikleri toplantıda ekonomik gelişmeleri ve 17 Aralık sürecini masaya yatırdılar. GÜNSİAF Başkanı Kasım Fincan, Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan ve Muhalefet Liderleri olmak üzere tüm sorumluları göreve davet ederken, Ömer Kadayıfçı da, Türkiye'nin tüketime dayalı büyüdüğünü, ithalatın ihracata göre daha fazla arttığını ve ekonomik gidişatın iyi olmadığını belirterek çözüm bulunmasını istedi.

FİNCAN: ŞAŞKINLIKLA İZLİYORUZ

Kasım Fincan, son dönemde ortaya çıkan yolsuzluk ve rüşvet operasyonları ve sonrasında yaşananları dikkatle takip ettiklerini belirterek, "Hukukun üstünlüğü ve hukuk karşısında herkesin eşit olması gibi hukuk devleti olmanın temel ilkeleri bütün siyasi görüşler için vazgeçilmezdir. Ülkemizde ise, yaşanan süreçte adli kovuşturma ve yargılamada yakınları bulunanların kovuşturmayı yapan emniyet ve yargı mensuplarını görevlerinden alındıklarını büyük bir şaşkınlıkla gözlemlemekteyiz" dedi.

AKLA KARA AYRILMALI

'Ne olursa olsun bu ülkede hukukun üstünlüğü konusunda ittifak etmek zorundayız' diyen Kasım Fincan, "Hukuku askıya aldığınız vakit ülkede ifade özgürlüğünüz gider. Can güvenliğiniz azalır. Toplumsal uzlaşı ve barış tehlikeye girer. Hukuk çerçevesinde kalmak şartıyla devlet bünyesi içinde ur telaki edilen yapı varsa bütün delilleriyle üzerine gidilmelidir. Hukuk çerçevesi içinde kalmak zorundayız. 17 Aralık Yolsuzluk operasyonu ile birlikte yolsuzluklar üzerine gidilmedikçe, konuşulanlar gündem saptırması olarak algılanacaktır. Yolsuzluk yapanlar olacaktır hukuk onların üstüne gidecektir ve gidilmelidir Ak’la, kara ayrılmalıdır" diye konuştu.

HSYK'NIN YAPISININ DEĞİŞTİRİLMESİNE KARŞIYIZ

Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edilen bir yasa tasarısı ile zaten baskı altında tutulan yargı mensuplarının, hukuki tarafsızlığını ve bağımsızlığını imkânsız hale getireceğini belirten Kasım Fincan, "Atama ve soruşturmalarını tümüyle Adalet Bakanı’na bağlayacak bir düzenleme getirilmeye çalışılmaktadır. HSYK’nın yapısının ve işleyişinin değiştirilmesine karşı olduğumuzu açık bir şekilde ifade etmek istiyoruz. Yaşadığımız bu süreç kısa ve orta vadede ulusal ve uluslararası arenada çok ağır ekonomik ve ticari maliyetler getirecektir" dedi.

HİZMET HAREKETİ İTİBARSIZLAŞTIRILMAYA ÇALIŞILIYOR

Yaşanan hadiselerde; Hizmet Hareketi'nin, camia diye isimlendirilen gönüllüler hareketine yıpratma, itibarsızlaştırma hatta şeytanlaştırma kampanyalarını üzülerek izlediklerini anlatan Kasım Fincan, "Geçmiş dönemde toplumun bir kesimi mürteci, geri kafalı, irticacı, örümcek kafalılar gibi ithamlarla yok edilmeye çalışıldı. Bugünde hizmet hareketi aynı itibarsızlaştırma taktiği ile hedefe konularak paralel devlet, çete, virüs, in, gizli örgüt, haşhaşi gibi iftiralarla hiçbir bilgi ve belge ortaya koymadan, hiçbir hukuki temele dayanmadan yaftalanıyor. Buda toplumumuzun büyük bir kesimi tarafından anlaşılamaz ve kabul edilemez bulunmaktadır" diye konuştu.

ORTAM YUMUŞATILMALIDIR

Bu gelişmelerin, hizmet hareketine gönül veren herkesi derinden üzdüğünü ve ülkemizin geleceği adına kaygılandırdığını ifade eden Fincan, "Toplumda oluşan gerginliğe bir an önce son verilmeli, uzlaşmacı bir tavır sergilenerek ortam yumuşatılmalıdır. Ülkemizde ve bölgemiz de oluşan istikrar ve yeni teşvik yasası ile hareketlenen yatırımların devamı ve hedeflere daha hızlı adımlarla yürümek için devletimizin geleceğini tehdit eden bu hususta GÜNSİAF olarak başta Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Meclis Başkanımız, Sayın Başbakanımız ve Sayın Muhalefet Liderleri olmak üzere tüm sorumluları göreve davet ediyoruz" şeklinde konuştu.

KADAYIFÇI: FED'İN SÖYLEMİ KIRILGANLIĞI GÜN YÜZÜNE ÇIKARDI

GTO Yönetim Kurulu Üyesi HÜRSİAD 4.Dönem Başkanı Ömer Kadayıfçı ise, 2013 yılı Mayıs ayında, FED’in "tahvil alımını azaltabiliriz" söylemi ve Aralık 2013 de 10 milyar dolar azaltmaya başlamasının ekonomimizdeki kırılganlığın gün yüzüne çıkmasına sebep olduğunu belirtti.

BÜYÜME TÜKETİME DAYALI

Ekonomi yönetiminin yaşanan kur, faiz, borsa hareketlerini Gezi olayları ve 17 Aralık operasyonuna bağladığını belirten Kadayıfçı, "Ülkemizin uluslararası piyasalarda kırılgan beşliden birisi hatta en kırılganı diye anılmasının bu olaylarla ilgisi bulunmamaktadır. Temel sorun ekonomik büyümemizin üretimden çok tüketime dayalı olmasıdır" dedi.

İTHALATIMIZ 5 KAT ARTTI

2003 yılında Dünyanın en büyük 21. ekonomisi olmaktan 17. liğe yükseldiğimizi, oysa aynı sürede dünya ihracat liginde 20. ligten 30.luğa düştüğümüzü söyleyen Kadayıfçı, "2002 yılından bugüne ihracatımız 4.2 kat artarken ithalatımız ise 5 kat arttı. Bu sürede ekonomimiz 3 kat büyürken Ülkemizdeki toplam dış kaynak 4 kat arttı. 125 milyar dolar Toplam bürüt borç stoğu 400 milyar dolara 10 milyar dolar civarındaki sıcak para ise 150 milyar dolar seviyelerine geldi" diye konuştu.

GSYH DOLAR BAZINDA BÜYÜMEDİ

Tüketerek büyüme modelinin son yıllarda ise iyice belirginleşmeye başladığını söyleyen Kadayıfçı, "2007 yılında 750 milyar dolar seviyelerinde olan GSYH neredeyse dolar bazında hiç büyümedi oysa aynı dönemde, yaklaşık 250 milyar dolar olan Türkiye toplam brüt dış borcu 400 milyar dolara 80 milyar dolar seviyelerinde olan sıcak para ise 150 milyar dolar seviyelerine ulaştı. Peki aradaki bu 220 milyar dolardan fazla dış kaynağa neden ihtiyaç duyuldu? Tabi ki, Cari açığı kapatmak, yani daha fazla tüketmek için" dedi.

EN ÇOK ZARARI TÜRKİYE GÖRECEK

2009 yılında FED'in başlattığı parasal genişlemeden en çok yararlanan ülkelerden birisinin Türkiye olduğunu gösterdiğini ifade eden Kadayıfçı şunları söyledi:"Şimdi FED parasal genişlemeyi daralttıkça bundan en çok zarar gören ülkenin Türkiye olacağını tahmin etmek zor olmasa gerek. FED Aralıkta, 10 milyar dolar azaltacağını açıkladı, bu azalmanın her ay 10 milyar dolar daha artması bekleniyor. Sayın Bakanımız Ali Babacan 8 Ocak ta yaptığı açıklamada henüz ülkemizden para çıkışı olmadığını rakamlarla ortaya koydu. Peki bu kırılganlıkta yabancılar paralarını alıp gitmeye kalkarlarsa ne olur?"

ENERJİ BAHANESİNİN ARKASINA SIĞINILMAMALI

2013 başında ekonomi yönetiminin cari açığı %5 düzeylerine indirmeyi hedeflediğini, oysa yüzde 7 civarında gerçekleştiğini dile getiren Kadayıfçı, "Artık bugünden sonra cari açığı düşürmeyi değil sıfırlamayı, hatta cari fazla vermenin yollarını aramalıdır. Mikro değil makro çözümler planlamalıdır. Kredi kartlarına taksit sınırlaması, BES, Başarısız olan kıdem tazminatı fonu, önemli ama son derece yetersiz çözüm yollarıdır. Cari açığımız enerjiden kaynaklanıyor bahanesinin arkasına sığınmadan soruna çözüm üretilmelidir" şeklinde konuştu.

DEMİRDEN KORKAN UÇAĞA BİNMEZ

Kadayıfçı, Gaziantep'in ekonomide, ihracatta, büyümede ülkenin önünde gittiğini belirterek, 'Gaziantep'te tükeci kredisinden çok sanayici kredi kullanıyor. Gaziantep'te durum kötü değil" dedi. Fincan ve Kadayıfçı ekonomideki kötü gidişatla ilgili açıklamalarının 17 Aralık operasyonu ile bir ilgisinin olmadığını belirttiler. Hükümetten korkmuyor musunuz? şeklindeki bir soru üzerine Akın Çalışkan, "Demirden korkan uçağa binmez" diye cevap verdi.

MAHKEMEYE GİDECEĞİZ

Fincan, Bank Asya ile ilgili bir soru üzerine de, "Bir bankayı yok etmek istemek ne kadar doğru olabilir. Allah'tan beceriksizlikleri nedeniyle bu gerçekleşmedi. Bu konu mahkemeye taşınacak. Ancak şu anki yargılama ile bunun yapılacağını düşünmüyorum" dedi.

AK PARTİ'YE OY VERMEYİN DEMEYİZ

Yerel seçimlerde tavırlarının ne olacağıyla ilgili bir soru üzerine Kasım Fincan, 'sandıkla bizim işimiz yok' diyerek şunları söyledi:"Bizim sandıkla işimiz yok. Biz sandığa sığmayız. Bizler aynı fikirde olan insanların biraraya geldiği, amacı sadece Allah için birilerine yardımcı olmak olan insanlarız. Biz referandumda evet oyu için önerilerde bulunduk. Nedeni de darbe anayasası yerine yeni bir Anayasa içindi. Hatta büyüğümüz keşke elimde olsa mezardakilere de oy kullandırırdık demişti. İnsanlar hasta yatağından kalkıp referandumda oy kullandılar, yurtdışından gelip oy kullandılar. Biz kendi aramızdan biri aday olduğunda beni destekleyin sözlerine bile yakınlık göstermedik. Herkes gönlündekine oy atsın. Biz Ak Parti'ye oy atmayın diye kimseye uyarıda bulunmayız. Yerel seçimlerde işi bilen, işini iyi yapanlara oy kullanılmalıdır. Benim amcaoğlum aday olsa bile ona verin diye bir şey söylemem. Bu işin vebali var. Bu seçimde insanlar partiye değil, adaylara oy vermeli. Camia olarak bugüne kadar şuraya destek verin, buraya destek verin demedik. Çok sevdiğimiz Özal' için bile bunu yapmadık" şeklinde konuştu.

Meral KINACILAR