Kaçıp gelenler, kamplarda yaşayanlar, trafik ışığında 'avuç açan' çocuklar, kaçak koyun, kaçak sigara ticareti yapan, ekmek parası için vücudunu satanlar, kim bunlar… Savaştan kaçıp kaçıp güneydoğuya gelenler…

Hayatlarını kurtardılar, ölümden kaçtılar, daha iyi bir yaşam için… Suriye kargaşası bahane, yaşam için 'el açmak bile olsa' şahane…

Gaziantep, Hatay, Şanlıurfa, Adana, Mersin…

Gaziantep; Suriyelilerle akrabalıkların olduğu bir kent, özellikle Halepliler ile…

Kilisten evli, ikinci eşi Halepli olanlar, çok yakın akrabalık bağı olanlar, kan bağı var… Baba bir, ana ayrı kardeşler var, öz mü öz… Menkul gayrimenkulleri var Gazianteplilerin, orada fabrikaları var… Ticaret var uzun yıllardır, yatırım var, borç alacak var…

Daha dün kardeşim diyorduk, Gaziantep Halep arası tren düşünüyorduk…

Bu durum, güneydoğudan uzak kentlerin bire bir yaşamadığı sosyal bir durum 'uzaktan davulun sesi hoş gelir' demişler doğru demişler… Bizler güneydoğu, özellikle Gaziantepte bu durumu yaşayan insanlarız, çok yakın gelecekte 'onlar mı bize uyar biz mi onlara uyarız' bilinmez…

Gaziantep; yüzü astarı olan, misafirperver bir kenttir… Yıllar yılı kaçıp gelenleri sineye çekmiş, kucak açmış, aç insanları doyurmuş, çalışana iş, aş, ekmeğini paylaşmış, kurtuluş savaşında dünyaya örnek olmuş bir kent Gaziantep…

Aç, sefil, günü kurtarmak üzere hemen her şeyi yapan bu insanların ya 'para babaları' nerede? Onlarda kaçtılar Suriyenin karmaşasından… Sahi neredeler bu birikimli çok zengin insanları…

Onlarda içimizdeler… Ve fırsat geldiğinde, iş yeri açma, çalışma izinleri olduğunda yatırıma başlayacak, üretime geçecekler, doğal hakları olacak…

Terk edip giderken yıllar önce, bırakıp gittikleri varlıklarını yeniden isteyecek ve hak sahibi olarak, belki vatandaş bile olacaklar…

Ben fakirini doyurmaya çalışıyorsam ve kardeşçe geçiniyorsam, gelen para babalarını başkaları düşünsün…

Bu yazımın buraya kadar olan kısmını aylar önce yazmıştım ve bir okurum bu yorumu göndermişti…

Anteplinin yerlisi
Romantik, ama gerçeklerden çok uzak bir bakış açısıyla yazılmış... Hiç mi sokaklarda, parklarda, restoranlarda, hastanelerde, Emniyet Mdln.nde, Vergi Dairelerinde, Nüfus Mdl.lerinde Suriyelilerle karşılaşmadınız? Hiç mi Suriyelilerden nefret eden Antepliyle karşılaşmadınız? Sahi siz uzayda mı yaşıyorsunuz?

Okurumuz şimdi tamamen haklı duruma geçti ne olduğunu ve kaç kişi olduklarını kamu yöneticilerinin dahi bilemediği bir ortamdayız…

Barındıracak yer, doyuracak aş bulmakta güçlük çekiyoruz, üstelik Organize sanayi bölgesindeki fabrikalarda kontenjan vermeğe kalkıyoruz… Geldikçe geliyor… Irak sınırından Türkiyeye geçmek isteyen Iraklıların olduğunu yeni duydum, verdikçe veriyor…

Evet, gün gelecek belediye meclis üyeliği, belki milletvekilliği bile isteyecekler çünkü vatandaş olacaklar hepimiz gibi kimlik taşıyıp, seçme ve seçilme hakkına kavuşacaklardır…

Türklerin; Almanya da, Yunanistan da, Belçika da yerleşik durumdaki Türklerin vekilleri olduğu gibi…