Ortalık yine toz duman

Gündem her zamanki gibi yoğun.

Seçim arefesinde Ergenekon Tutuklularının bırakılması, KCK Tutuklularının müracatta bulunmaları çok gündemin değişmesi için yetti. Derin Devlet ve parelel devlet çatışması bütün gündemleri geride bırakıyor.

Bu muhakkak birilerinin işine geliyor. Her seçim öncesi olduğu gibi yeni bir sunni gündem halkın gerçek sorunlarının tatışılmasının önüne geçiyor.

3 aydır hükümet ve 11 yıldır beraber yürüdükleri cemaatin kavgasıyla yatıp kalkıyoruz.

Siyasetçi gibi davranan cemaat anlayışını kabul etmeyeceğimiz gibi cemaatlerin güdümünde siyaset yapan politikacılarıda doğru bulmamız

mümkün değil.

Herkes kendi işini yapsa hiç sıkıntı olmayacak.

Seçim meydanlarında konuşulup tartışılan söylemler ifadeler hiç inandırıcı gelmiyor hep yapmacık.

Çünkü vatandaşın gerçek gündemi tatışılmıyor.

Açlık, işsizlik, gelecek kaygısı olan insanlara şu şunu yapmış bu bunu çalmış, şu yalan bu dolan mış başka birşey yok.

Vatandaşın sorunlarıyla ilgili ne bir teşhis nebir çözüm önerisi.

Biri diyor "hırsız var" diğeri diyor tezgah var.

Herkes kendini kurtarmak derdinde.

Çifçi kuraklıkla karşı karşıya tık yok...

Esnaf darboğazda Tık yok.

Emekli açlık sınırında açım diye bağırıyor tık yok.

Memur işgüvencesi ile geçim derdinde tık.

Öğrenci kurs, burs dershane derdinde tık yok.

Asgari ücretli yaşamak için çırpınıyor tık yok.

Yani vatandaşın derdi başka siyasetçininki başka.

Frekanslar uyuşmuyor ama yüzbinlerce insan miting meydanlarında.

Sadece siyasi egolarının tatmin etmeki için tıklım tıklım.

Vaadmiş devlet millet yararıymış kimsenin umrunda değil.

Böyle olunca miting meydanlarında kovulan vatandaşlar, hırsız var dediği için tekme tokat dövülenler insanlar, vatandaşa şirin görünmek için azarlanan eminiyet müdürleri, devlet memurları, yuhalanan siyasetçiler daha neler neler...

Seçimde kimin seçileceği değil kimin kime daha iyi laf giydirdiği ön plana çıkıyor.

Yine öyle olunca mitinglerde siyasileri korumak için yola çıkıp trafik kazalarında şehit olan polislerin şehadetide, 15 yaşında gezi olayları esnasında yaralanıp yaşama tutunamayan Berkin Elvan’ların ölümüde sadece vicdanların sorgulanmasından başka hiçbir etki yaratmaz.

8 Mart dünya kadınlar gününde işlenen cinayetler imza özelliği taşır.

Birileri zevki sefada yaşamaya devam etsede Ölen bilincimiz, ölen vicdani sorumluluklarımızdır...