Türkiye de özellikle son yıllarda sendikacılık hareketi adı yandaşsene çıkmış çıkar grupları sayesinde ciddi itibar kaybederken Genel Başkanı İsmail Koncuk'tan, şube başkanlarına, iş yeri temsilcisinden, en ücra köşede ki üyesine kadar Türkiye Kamu-Sen'lilerin duruşu değil Türkiyeye dünya ya örnek oldu.İnsanların bırakın karşı durmayı muhalif unsurların kapısının önünden geçmeye korktuğu bir dönemde, hiç bir beklenti içerisinde olmayıp en azından üyeliği ile tavrını ortaya koyarak duruşunu, rengini belli edip, mücadeleye devam eden yiğit 400 bin Türkiye Kamu-Sen'liyi bir arada tutmak o kadar basit olmasa gerek.Kurt kışı geçirse de yediği ayazı unutmazmış misali Türkiye Kamu-Sen üyelerinin yaşadıklarını, çektiklerini ancak onlar gibi tüm zorluklara göğüs germiş, olumsuzluklara karşı mücadele vermiş insanların hislerine ancak Genel Başkan İsmail KONCUK tercuman olabilirdi sağolsun olmuş..."2014'te Türk Eğitim Sen üyesi yaklaşık 8500 okul müdürü yandaş komisyon üyelerinin değerlendirmeleri ile görevden uzaklaştırıldı, okul müdürlerine ilave olarak binlerce müdür yardımcımız da görevlerine devam ettirilmedi.Dava açanların bir kısmı, kaçıncı kazandığı dava sonucunda, yıllar içinde göreve geri dönse de, hala dönemeyenler de var, bir kısmı da emekli olmak zorunda kaldı, umudu ya da, boş verdiği için, dava açmayan üyelerimiz de oldu.Kredi Yurtlar Kurumunda üye sayımız her geçen yıl düştü. Yönetici atamaları bilindik usullerle yapılıyor, Genel Müdür kaynaklı sıkıntılarımız devam ediyor.Burada tek kriter malum sendika üyesi olmak. Hastanelerde bir kaç kişi dışında Türk Sağlık-Sen üyesi yönetici bırakılmadı.Hala da değişen bir durum yok.Sağlık kurumlarında Türk Sağlık-Sen üyesi yönetici sayımız parmaklarımızın sayısını bulmaz. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Tek tek bakanlık veya kurumları saymaya gerek yok, üç aşağı beş yukarı, tüm kurumlarda değişen bir şey yok, Türkiye Kamu Sen üyeleri 16 yıldır ne yaşıyorsa, bugün de aynısı yaşanıyor Değişen tek şey, üyelerimize birazcık daha tebessümle yaklaşıldığı ama nimet paylaşımında Türkiye Kamu-Sen yok, külfette akla geliyoruz tabi ki.İsteğimiz liyakat ve kabiliyetin tek belirleyici olmasıdır, makamların masa başında dağıtılması değil, şüphesiz.Tüm bunların en önemli sebebi, düzenlenen mevzuatın tam da, taşrada söz sahibi yapılan çetevari yapılanmanın dişine uygun olmasıdır.Bu çetelerin mülakat komisyonlarını nasıl bir cendereye aldığı herkesin malumudur ki, yıllar boyu bunların ipliğini pazara çıkardık, ancak şuana kadar bir tedbir, maalesef, alınabilmiş değil.Bu camia çok asil ve alicenap insanlardan oluşmaktadır, sevdası Türkiye ve Türk Milletinin ali geleceğidir amenna, ancak sadece Türkiye sevdalısı diye, yıllar içinde Türkiye Kamu Sen üyelerine çektirilen ezayı, cefayı da göz ardı etmemek, bu camiaya karşı bir vefa borcumuzdur."Suçsa, tek suçumuz bu ülkeyi karşılıksız sevmektir."Tüm yaşadıklarımıza rağmen, hala kale gibi duran 400 bin vatansever insanı bir arada tutan tek sebep, inanç, ahlak seviyelerinin yüksekliği, sendikası ve yöneticilerinin dik duruşudur.Yıllar içinde elimizden alınan alınterimizle kazandığımız ancak gasp edilerek bir şekilde çalınan tüm kadrolarımızın geri verilmesini istiyoruz.Bu dünyada helalleşmenin başka yolu yoktur.On binlerce vatan ve millet sevdalısı Türkiye Kamu-Sen üyesi ile helalleşmeden, kimseye hakkımız helal değildir.Ne bu dünyada ne de ahirette. Onlar adına, bu hakkı helal etmek, ne benim ne de başkalarının yetkisinde değildir.Herkes için adalet istiyoruz.Bekliyoruz..."Evet biz en azından kamu'da kamu çalışanları için, sadece herkes için adil olunsun istiyoruz...