Türkiye'de büyük yankı uyandıran ve ölümüyle büyük tartışmaları beraberinde getiren Duygu Delen'in ölümüyle ilgili tutuklanan erkek arkadaşı Mehmet Kaplan'ın yargılanmasına başlandı. Ancak duruşmaya Duygu Delen'in ailesinin ve avukatlarının katılmayışı dikkat çekti. Duruşmada, suçlamaları reddeden Kaplan'ın tutuklu kalmasının medya baskısından kaynaklandığını öne sürdü. AİLESİ VE AVUKATLAR KATILMADIDuygu Delen'in avukatlarıyla ailesinin gelmediği duruşmaya sanığın 3 avukatı ve ailesi katıldı. Verdiği ifadelerle dikkat çeken Kaplan, Banyodan mutfağa geçeceği sırada balkonun kapısının açık olduğunu gördüğünü ve balkondan bakınca Duygu'yu yerde gördüğünü öne sürdü. Kaplan, "5-6 saniye duraksadım, kötü bir rüyamı diye. Duygu asla böyle bir şey yapacak bir kız değildi" diye konuştu.RANT PEŞİNDELERMehmet Kaplan, "Soruları, soru olsun diye soruyorlar. Bu olay medyaya yansıdı bazı kişiler rant peşindeler. Burada bana yapılan haksızlığın bir günü bile verilmeyecek. Duygu gibi saçma sapan bir hata yaparsam asla aileme hesap verilmeyecek. Benim 3 ayımı yediniz. Bunun sebebi de medyaya konulmasıdır. Medya ve üst mercilerle bu davanın yönlendirildiğini düşünüyorum. Şu an yaptığınız üstü kapalı işkence gibi bir şey" diye konuştu.YARGILANMA BAŞLADITürkiye'yi ayağa kaldıran Duygu Delen'in ölümüyle ilgili ilk duruşma yapıldı. "Çocuğun kasten öldürülmesi" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile "çocuğun nitelikli cinsel istismarı", "hakaret" ve "konutta yağma" suçlarından da çeşitli oranlarda ceza istemiyle hakkında dava açılan tutuklu sanık Mehmet Kaplan'ın yargılanmasına başladı. KATILIM YOĞUNDUSanık Mehmet Kaplan, 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Duruşmada, Aile ve Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı temsilcisi, Türkiye Barolar Birliği, Gaziantep Barosu, Kadın Hakları ve Çocuk Hakları Komisyonu üyeleri ve Kahramanmaraş Barosu temsilcileri hazır bulundu.OLAYI ANLATTISanık Mehmet Kaplan, olay günü sabah arkadaşıyla buluşup alkol aldığını, saat 11.00 gibi Duygu Delen ile mesajlaşmaya başladıklarını ve buluştuklarını anlattı. Maktül ile kendi evlerine gittiklerini ifade eden Mehmet Kaplan, "2-3 aylık bir ayrılığımız sözkonusuydu. Arkadaş ortamında bir iki dedikodu çıkmıştı. O bana onları sordu, ben de aynı şekilde kendisine sorular sordum. Biraz ortam gerilmişti, bir şey konuşmadan eve çıktık. Duygu ile oturma odasında oturduk, yine aynı konulardan konuştuk. Evdeki kardeşim evden çıkınca arka odaya geçtik" dedi.TELEFONLARIMIZA BAKTIKBirbirlerinin telefonlarını incelediklerini ifade eden sanık Mehmet Kaplan, "Duygu'nun arkadaşı Kaan ile yazışmaları okuyunca Kaan'a mesaj yazdım. Daha sonra telefonu çaldı, aynı kişiydi arayan. Bir daha Duygu'ya yaklaşma dedikten sonra kapattım. Sonra Duygu'nun telefonunu karıştırmaya başladım, birinin yarı çıplak fotoğrafını görünce bir anda öfkelendim yataktan kalkıp dolabın aynasına yumruk attım. Sağ elimde hala izi var. Sonra Duygu üstüme gelmeye başladı, iki kere tokat attım. Elimden çok kan akmaya başladı. Duygu ağlayarak 'hastaneye gidelim mi' diye üstüme gelince yine tokat attım." ifadelerini kullandı.ELLERİMİZİ YIKAMAK İÇİN GİTTİKDaha sonra Duygu Delen'in telefonunu fırlatıp ellerini yıkamak için banyoya yöneldiğini ifade eden tutuklu sanık Mehmet Kaplan, "Geri geldiğimde tekrar telefonu aldım, lavoboya girdim. Duygu'ya hiç küfür ettiğimi hatırlamıyorum ancak o gün ağır küfür ettim. Duygu ağlamaya başladı, sürekli 'açıklayabilirim' diyordu. Bu sırada telefon onun elinden bana benden ona geçiyordu. O sırada elimde kan olduğunu görünce yine lavaboya yöneldim. Elimi temizledim." dedi.DUYGU'YU GÖRMEDİMMahkeme başkanının, "Banyodan mutfağa yönelmeden önce Duygu'yu gördün mü?" sorusuna sanık, "Görmedim, o anki sinirle sadece mutfağa gidip su içmek vardı aklımda" diye yanıt verdi. Sanık, "Olayın gerçekliğini kavrayınca, aşağıya doğru koşmaya başladım. Yerde hareketsiz yatıyordu, yüzünü bana doğru çevirdim, gözleri açıktı, nefes alıp veriyor mu diye kontrol ettim. Sonra ambulans geldi. Bu olayda en fazla yaralanan benim ve hala ödemeye devam ediyorum. Burada geçen 3 ayım asla bana iade edilmeyecek. Bu işkenceye daha fazla dayanamıyorum. Ben zaten adaletle savaştığımı da düşünmüyorum. Ben sadece medya ne zaman susacak onu bekliyorum." ifadelerini kullandı.GÖRÜŞME İSTEĞİ DUYGU'DAN GLEDİMahkeme başkanının dosyadaki mektubu sorması üzerine sanık, "Biz Duygu'yla sürekli 1-2 saatlik ayrılıklar yaşardık. Bu süreçte birbirimize çok sayıda hislerimizi sevgimizi anlatan mektuplar gönderirdik." diye yanıt verdi. Sanık, soru üzerine ayrıldıktan sonra görüşme isteğinin Duygu'dan geldiğini savundu.17 YAŞINDA ALKOLE BAŞLADIMSinirli bir hali olduğunu, alkolün de bunda etkisi olduğunu kaydeden Mehmet Kaplan, bir kez Duygu Delen'e karşı şiddet uyguladığını, ondan sonra alkolü ve uyuştucuyu bıraktığını ancak ayrıldıktan sonra yine başladığını ileri sürdü. Sanık, soru üzerine, "17-18 yaşlarında sigara ve alkole başlamıştım. Esrarı da çok olmadı, arkadaş oldukça kullanıyordum. Esrara bağımlılığım yok. En son olaydan bir gün önce saat 24.00 sıralarında esrar içmiştim." dedi. Sanık Mehmet Kaplan olay günü "Duygu'ya karşı kemer kullanmış mıydın?" sorusuna "Herhangi bir cisimle vurmadım, tokat attım sadece" diye yanıt verdi. Mahkeme başkanının, "odanın perdeleri, camları açık mıydı" sorusuna sanık, "Bulunduğumuz odanın perdeleri, camları ve balkon kapısı kapalıydı, hiç açmadık." dedi.3 AYIMI YEDİNİZSanık, "odada çok kan var, nasıl oldu?" sorusuna da bileğinin kesilmesi nedeniyle akan kanlar olduğunu söyledi. Sanık Mehmet Kaplan, katılan tarafının sorularına yönelik ise şunları söyledi: "Soruları, soru olsun diye soruyorlar. Bu olay medyaya yansıdı bazı kişiler rant peşindeler. Burada bana yapılan haksızlığın bir günü bile verilmeyecek. Duygu gibi saçma sapan bir hata yaparsam asla aileme hesap verilmeyecek. Benim 3 ayımı yediniz. Bunun sebebi de medyaya konulmasıdır. Medya ve üst mercilerle bu davanın yönlendirildiğini düşünüyorum. Şu an yaptığınız üstü kapalı işkence gibi bir şey." diye konuştu.AKIL SAĞLIĞI İNCELENECEKMahkeme heyeti, fizik mühendisi, adli tıp kurumu ile bilgisayar teknolojisi uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetiyle keşif yapılarak, maktülün olayın yaşandığı daireye ait balkondan düştüğü yer ve mesafesi de irdelenmek suretiyle kendisinin kaza ile düşüp düşmediği, kendisinin bilerek atlayıp atlamadığı, bir başkası tarafından itilmek suretiyle düşürülüp düşürülmediği ya da bir başkası tarafından aşağıya atılıp atılmadığı hususlarında bilirkişi raporunun alınmasına, sanığın psikoloji tedavisi gördüğü hastaneden belgelerin istenip bu belgelerle Adana Doktor Ekrem Tok Ruhsağlı ve Hastalıkları Hastanesinden akıl sağlığının yerinde olup olmadığına ilişkin rapor alınmasına karar verdi. Heyet, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 17 Şubat'a erteledi.DOĞRU BİR TANEDİRSanık avukatı Enes Akbulut, sanığın en başından beri farklı aşamalarda verdiği ifadelerin aynı olduğunu belirterek, "Çünkü doğru bir tanedir. Dosyaya gelen çok sayıda rapor da sanığın ifadesini doğrulamıştır." diyerek tahliye talebinde bulundu. Sanığın diğer avukatları da atılı suçlamaları kabul etmeyerek, tahliye talebinde bulundu. KENDİNİ AŞAĞIYA ATABİLİRSanık avukatı Enes Akbulut, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü dışındaki kurumların müdahillik talebinin reddedilmesini talep ederek, “Dosyada mevcut bulunan dijital materyal inceleme raporuna baktığımızda Mehmet’in duyguya karşı hiçbir nefret durumu yok. Sadece sevgi durumu var. İlk mesaj Duygu’dan gelmiş. Müvekkilim 4 sayfa ifade verdi. Gelen raporlar da ifadeyi doğruluyor. Evdeki kanın tamamı Mehmet Kaplan’a ait çıkıyor. Olayı doğru bir şekilde anlatmıştır. Kemerle dövüldüğü iddiası var. Herhangi bir tespit yok. Direkt olay yeri inceleme ve cinayet büro polisleri olay yerinden rapor hazırlanıyor. Bu kişiler bu işin uzmanıdır. Kemere dair hiçbir şey bulunmuyor. İddianamede sopayla dövüldüğünü belirtmiş ancak evde hiçbir şekilde böyle bir şey bulunmuyor. Duygu’nun düştüğü andan 62 saniye sonra Mehmet, Duygu’nun yanında oluyor. Bayıltılana kadar dövüldüğü yazıyor. Ancak ATK ve Hakan Kar’ın hazırladığı rapor var. ATK raporunda Duygu’daki travmatik değişimin tamamını yüksekten düşmeye bağlı olduğunu belirtiliyor. Evde maktule ait kan bulunmuyor. İntihar olayı anlık ve saniyeler içinde gerçekleşen bir durumdur. Maktulün kendisini aşağıya attığını düşünüyoruz. Maktul kendini aşağıya bıraktığında temas ettiği balkon iplerine hiç mi kan bulaşmıyor? Balkonda 3 tane ayak izi var. Bu ayak izleri kuzeye bakıyor. Maktulün düştüğü yöne bakmıyor. Bu olay yerinde raporunda belirtiliyor. Müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum” şeklinde savunma yaptı. AA - İHA