Sponsor olmak toplumda genel olarak, sanatsal ve kültürel bir etkinliğin giderlerinin tümünü ya da bir bölümünü karşılamayı üstlenen özel ya da kamu kuruluşu ya da kişi olarak biliniyor. Bir etkinliği veya bir işi finanse etmek, parasal destek sağlamak, arka çıkmak, desteklemek, kefil olmak, korumak, himaye etmek anlamına da geliyor. İzlediğimiz TV dizi filmlerinin sonunda jenerik yazıları çıkarken ana sponsordan tali sponsorlara kadar çok sayıda firmanın adının sıralandığını, yürüyen yazılardan görür ve anlarız. Futbol maçları sonunda teknik direktörlerin ve kulüp başkanlarının TV de konuşmaları sırasında arkalarındaki panoda çok sayıda sponsor firma isimlerini görürüz. Bunların birçoğu da reklam amacıyladır. Yine çok sayıda ilmi, sanatsal ve kültürel konulardaki kitapların sponsorları vardır. Devletin ve çok sayıda özel kuruluşların düzenledikleri resmi veya özel çok sayıda kültür ve sanat etkinliklerinin ve festivallerin de önemli sponsorları vardır. Netice itibariyle kalıcı, iz bırakan ve halka yararlı ne kadar değerli bir etkinlik, kültür ve sanat faaliyeti varsa ona sponsor olanların, konu ile ilgili her türlü başarı ve mutlulukta çok önemli bir payı vardır. Dolayısı ile bu gibi faaliyetlere sponsor olmak bir onurdur. Hatta bazı etkinlikler ve faaliyetler, sponsor olmadan yapılamıyor maalesef. Birçok şair ve yazar maddi imkansızlıktan dolayı kitaplarını bastıramıyorlar. Birçok müzisyen, sponsor bulamadığı için eserlerini tanıtamıyor, müzisyen olarak hak ettiği yere gelemiyor. Futbol ve tüm spor dallarından, eğitim, kültür ve sanata, sinema ve televizyondan, gazetelere ve halkın bulunduğu ve izlediği çok yönlü etkinlere kadar sayısız konuda sponsorlara ihtiyaç vardır. Peki yeteri kadar sponsor olan firma var mıdır? Bence yoktur. Bunun nedeninin, sponsor olmanın onurunun, yeteri kadar anlaşılmaması ve algılanmamasından ileri geldiğini düşünenlerdenim. Her sponsor, oluşan başarı ve mutluluğun bir parçası ve bir ortağıdır aslında. Bu onurun verdiği kıvanç asla küçümsenemez. Büyük firmaların sahiplerinin görkemli idare odalarında çeşitli kuruluşlardan aldıkları çok sayıda plaket ve teşekkür belgelerinin duvarda asılı olduğunu görürüz. Bunlar arasında sponsor oldukları etkinlik, kültür ve sanat faaliyetleri ile ilgili teşekkür belgelerinin bulunması ise o firmaya maddiyatla ölçülemeyen, manevi açıdan zengin ve kalıcı bir artı değer taşır. Birçok hayırseverin okul yaptırması ne kadar onurlu ve mutlu bir olaydır. Yaşadığı şehirdeki ilim ve sanat adamlarına ve her türlü kültür değerlerine sahip çıkarak onlara sponsor olmak ne kadar onur verici bir durumdur. Bu onuru tadan Gaziantepli değerli iş adamlarımızın sayılarının artmasını diliyorum. Bu onuru tatmak ve çocuklarına tavsiye etmek de onlarının hak sahiplerine ve yaşadıkları şehre bıraktıkları özel bir mirastır. Yıllar önce "Bir dendin mirası" isimli radyo tiyatrosu bir eser yazmıştım. Dede'nin torunlarına ettiği vasiyetlerden biri de şuydu: "Eğer size intikal eden veya sizin yazdığınız eserlerin basımı ve tanıtılmasına sponsor bulamıyorsanız ve kendi maddi imkanınız varsa, kendi kendinize sponsor olun ve sponsor arayışını bırakın. Nasıl olsa başarı, mutluluk ve kısmen de olsa harcadığınız para, er veya geç size geri dönecektir. Dönmese bile dünyaya bir hoş seda bırakmış olacaksınız ve eserler çöpe atılıp kaybolmayacaktır" Böyle yazmıştım. Demek ki sponsor bulma ümidinin az olduğunu düşünenlerden biri olarak bunları yazmışım. Gaziantepliler, eğlenmeyi, etkinliklerde şarkı, türkü söylemeyi, halay çekmeyi, eğlencenin doruğunda erkeklerin birbirlerinin boynuna el atarak ve hafifçe yere eğilerek ya ya ya ya ya diye bağırıp, kadınların zılgıtla cevap vermelerini çok iyi bilirler ve neşeye neşe katarlar. İşte düğün dernek olsun, konser olsun benzeri etkinlikleri düzenleyenlerin, okunan şarkıları yazan bestekarlarını ve şairlerini de düşünmeleri, her şarkı okunmadan önce o şarkıyı yazanların isimlerinin saygı ile okunması ve o etkinlik için telif hakkı doğuyorsa 5846 sayılı telif hakları kanunu gereğince hareket etmeleri gerekir. Bu davranış ayrıca emeğe saygının bir ifadesidir. Bu konuda tüm sanatçıların başını ağrıtan bir korsan kayıt durumu vardır. Bu da bir nevi hırsızlık ve haksızlıktır. Bunun azalmasını ve er veya geç ortadan kalkmasını diliyorum. Gaziantepli değerli iş adamlarımızın (bilhassa ünlü firmalara sahip ünlü iş adamlarımızın), şarkıcı, türkücü, bestekar, şair, yazar, ressam, tüm kültür, sanat ve ilim adamlarımıza, eğitime, şanlı tarihimize ve tüm kültür değerlerimize önümüzdeki yıllarda daha da çok sahip çıkmalarını ve gerektiği yerde sponsor olmalarını diliyorum. Sponsor olmanın onuru, onların prestijlerini daha da artıracaktır. Kalın sağlıcakla değerli okurlarım.