Yılmazkaya TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Maalesef salgın döneminde ülkemizin ve vatandaşlarımızın başta sağlık ve ekonomik olmak üzere birçok sorunu var iken Meclisimizin ilk işi bekçi arkadaşlarımıza geniş yetkiler veren yasa teklifini görüşmek oldu. Üstelik dünyada ve ülkemizde kolluk kuvvetlerinin şiddet uygulaması tartışılmaktayken maalesef bu yasa hızlıca Meclis'imize gelmiştir. Acaba neden?”

HAKLAR NE OLACAK ?

Gençlerin yaşadığı mağduriyetleri de dile getiren Yılmazkaya, “Değerli arkadaşlar, oysa sorunlarımız sayamayacağımız kadar çok. Bakın, liseli gençlerimiz daha önce ilan edilen tarihten bir ay önceye alınarak hayatlarının en önemli sınavına sokuluyor. Gelin, bu gençlerimizi tartışalım, konuşalım sorunu çözelim. Gelin, açık öğretim eğitimi gören binlerce gencimizin 29 yaştan 22 yaşa indirilip aniden yoklama kaçağı durumuna düşmesini konuşalım. Tecil hakları, bedelli hakları ve üniversiteye kayıt yapma haklarını düzeltmeyi konuşalım. Gelin, salgında ölen sağlık personelimizin, doktorlarımızın görev şehidi olmasını konuşalım. Gelin, değerli arkadaşlar Covid-19 salgınından dolayı Nisan ayın celbinde olacak iken 20 Haziran'a kalan bedellilerin durumunu, sıkıntılarını konuşalım. Sayıları 40 bini geçen bu grubu sağlık yönünden tehlikeye atmayalım" ifadelerini kullandı.

SAYI ARTTIKÇA SUÇ AZALMIYOR

Yılmazkaya, “Ama maalesef "Yok, illaki ilave kolluk kuvvetini, bekçi kanununu konuşalım." diyorsunuz. Bu acele niye? Zaten ülkemizde birçok ülkeden daha fazla, mevcutta 180 kişiye bir kolluk kuvveti düşmekte. Güvenlik görevlisi sayısı arttıkça suç azalmıyor arkadaşlar. Aksine, son günlerde kolluk kuvvetlerimizin şiddeti daha da artmakta. Bu kanunda gösteri ve yürüyüş bakımından gece bekçilerimize verilen yetki anlamsızdır. Düzenlemede "karışıklık" sözcüğü belirsizdir. Yine, önleyici tedbirlerin somut olarak ne gibi tedbirleri kapsayacağı belirsizdir. Bakın, bu keyfî uygulamalara neden olan, belirsiz bir ibareden yola çıkarak silah taşıyan yardımcı kolluk mensuplarına verilecek kapsamı belirsiz bu yetki, Anayasa'mızın 2'nci maddesindeki hukuk devleti ilkesiyle de uyumlu değildir. Yine, "engellemek" ibaresinin somut tedbirleri ne kadar karşılayacağı da belirsizdir. Bu da hak ve hürriyetler açısından Anayasa 13'üncü maddeye aykırıdır” dedi.

REFERANSLA BEKÇİ YAPACAKLAR

Demokrasi ve anayasa vurgusu yapan Yılmazkaya, “Kimlik sormada olası orantısız güç ve işte bu belirsizliklerle olması ihtimali artan polis ve bekçi şiddetine dair görüntüler maalesef bizleri üzmektedir. Vatandaşa dayak atılıyor, herkesin önünde dayak atan görevli "Ben devletim." diye bağırıyor ve hiç çekinmiyor, rahatsız bile olmuyor arkadaşlar. Bu aşırı güç yaralanma ve ölümlere neden olabilecektir, işte, bunun vebali çok büyük olur. Belirli bir liyakat olmaksızın mülakat ile, iktidara yakın referanslar ile sayıları 30 bine ulaşacak bekçi kardeşlerimize, arkadaşlarımıza karşı bu hâliyle toplum karşısında ön yargı oluşturup iktidarın yeni ilave kuvveti gibi algılanmalarına neden olacaksınız” dedi.