Biliyormuş gibi gözükmenin faturası öde öde bitmez. Fatura ödemekten usanmayanlar, rakiplerini ekarte ettikten sonra, her şeyi süt liman göstermeye çalışsalar dahi bu fazla sürmez. Son ve iyi gülecek olanlar, her zaman olduğu gibi yine bilenler arasından çıkar!
Kafanız karıştı değil mi?
Ben de kafanızı karıştırmak için uğraşıyorum zaten. Böylesi durumlarda kafalar ne kadar çok karışırsa, gerçeği görmek o kadar kolay olur!
Milliyetçi Hareket Partisi'nde yaşanan olayların sonu yukarıda anlattıklarımla neredeyse bire bir örtüşmektedir... Siyasi hırs, öyle durup durduğu yerde ortaya çıkmıyor bulanık havalarda kendini gösteriyor.
MHP'de de öyle olmuştur!
Genel seçimlerin yaklaştığı şu sırada durup dururken kılıçların çekildiği görüntüsü verilen Milliyetçi Hareket Partisi Gaziantep İl Teşkilatında, önce hava bulandırılmış, sonra da MHP'ye ve ülkücülere yakıştırılmayan bulanık havadan istifade edilmek isteniyormuş gibi bir durum ortaya çıkarılmıştır...

OLAY FAZLA BÜYÜTÜLÜYOR

MHP yeni il Başkanı Tayfun Aygın dün basınla yaptığı tanışma toplantısındaki konuşmasında küçücük bir laf etti. Olay fazla büyütülüyor diye nitelediği istifaları genel merkeze havale etti ve kendilerinin Gaziantep'te birinci parti olmak istediklerini söyledi.
Tayfun Aygın'ın ikinci sözü değil, ilk sözü beni şaşırttı!
Gaziantep'te oy potansiyeli belli üç partiden biri olan Milliyetçi Hareket Partisi'nde yaşananların tarifi böyle mi olmalıydı? Olay gerçekten Başkan Aygın'ın dediği gibi fazla mı büyütülmektedir?
Bana kalırsa olay fazla değil, çok daha fazla büyütülse yetmez!
İktidara alternatif gösterilen bir partide değil bir kaç istifa, sinek uçsa, deprem etkisi yaratmalıdır.
Nitekim de öyle olmuştur.
Gaziantep'in üç büyük partisinden birisi olan MHP'de yaşanan istifalar, değerlendirilmesi gerektiği gibi değerlendirilmiş ve kentin siyasi gündeminin ilk sırasına oturmuştur...

BÖYLE HABER MANŞET OLUR...

Uzun süre İl Başkanlığını yürüttükten sonra siyasi kariyerini milletvekilliğine taşımak isteyen Mehmet Özdemir ve onun gibi partiye emeği geçmiş kimseler, hem görevlerinden ve hem de partilerinden istifa etmişlerse, ortaya manşetlik haber değeri olan bir durum çıkmıştır.
Tayfun Aygın ve arkadaşlarının bu durumu yadırgaması, hatta basit bir gelişmeymiş gibi değerlendirmesi yanlıştır. Aygın'ın kendisine duyduğu güveni ve genel merkezi arkasına alması doğal görülebilir. Ancak siyasi tercihle yapılmış yeni bir belirlemenin partiye sağlayacağı düşünülen katkının aksi olmuş ve partiden kopuş başlamışsa bunun tarifi için kullanlan olay büyütülüyor benzetmesi şık olmamıştır!
Kükrese zelzele etkisi yapmaya muktedir siyasi bir partiye ayrışma ve küsüşmeye fırsat verilmeye çanak tutulmamalıdır. Alınacak seçim sonuçlarından sonra ortaya çıkacak başarı ya da başarısızlığı sahiplenmek yetmez! Bugünden nasıl başarılı olunacağının hesabı yapılacaksa, hemen ve hep birlikte yapılmalıdır.
Eski ve yeni partililerin dediği gibi gün birlik ve beraberlik günü gün iktidar olma günü ise parti tabanı haklı olarak herkesten aynı paralelde duruş ve tavır sergilenmesini bekler...