Önceki gün akşam Sn. Başbakan Şehit Aileleri ve Gazilerle iftar yemeğinde bir araya geldi. Haberlerde dinlediğimde vallahi şaşırıp kaldım. Bazı endişelerimi sorguladım.. Acaba çözüm sürecine yıkım süreci, bölünme senaryosu derken boşu boşuna bir endişeye mi kapılmıştım. Televizyonlarda gazetelerde okuduklarım sadece taraflı düşünen, bu sürecin başarılı olmasını istemeyenlerin görüşleri miydi düşündüm bulamadım ya ben yanlış duydum, ya bu işte bir yanlışlık var. Sn. Başbakan yaptığı konuşmasında; "ÇÖZÜM SÜRECİ ADINI VERDİĞİMİZ SÜREÇ ASLA VE ASLA ŞEHİTLERİMİZİN HATIRASINI İNCİTECEK BİR SÜREÇ DEĞİLDİR. Biz asla böyle bir adımı atmayız. ŞEHİTLERİMİZİN HATIRASI HER SİYASİ GÖRÜŞÜN, HER SİYASİ TASARRUFUN KAT BE KAT ÜZERİNDEDİR. Bir tek şehidimizin hatırası incinecekse her şeyimizden vazgeçeriz. BU SÜREÇ BİR AL VER SÜRECİ, BİR PAZARLIK SÜRECİ DEĞİLDİR. Ülkemizin istikbali, istiklali için, bayrağımızın namusu için gerekirse ebediyete kadar kahramanca mücadele ederiz. Ama biz ölmenin ve öldürmenin değil, yaşamanın ve yaşatmanın olduğu bir ülke istiyoruz. 7 aydır şehitler gelmiyor. Beklediğimiz, aradığımız bu değil mi? Aynı besmeleyle oruç açanların birbirinin canına kastetmesine şu yürek dayanmaz. TERÖRLE MÜCADELE EDERİZ AMA BU MÜCADELEYİ SÜRDÜRÜRKEN ANNELERİN, BABALARIN YÜREKLERİNİ FERAHLATMAK DA BİZİM GÖREVİMİZDİR" diyor. Sn. Başbakanın burada ifade ettiği tüm cümlelere eyvallah, Allah razı olsun yüreğimize su serpiyor, korku endişelerimizin yersiz olduğunu ortaya koyuyor. Ama olup bitenlere göz yumup görmezden gelmemizi sağlayamıyor. Maalesef yaşananlar hiçte Sn. Başbakan gibi demiyor. Buradaki yüreklerini ferahlatmaktan kasıt edilen Şehit anne ve babalarının yürekleri ise o vakit toplumda karşılaşıp sohbet ettiğimiz, dertleştiğimiz şehit ailelerinin, Gazilerin olup bitenler karşısında yüreklerinin dağlandığı, üzüntülerinin daha çok arttığı, için için ağladıkları yalan. TV izleyen, gazete okuyan ülkesini seven normal bir vatandaşın bile yüreği burkulurken, bir şehit yakınının Gazinin yürekleri o kadar yanmaması, acı çekmemesi mümkün mü ? Bu yangını hiçbir çözüm süreci , hiçbir kardeşlik projesi, hiçbir sosyal iyileştirme, para, kazanım söndüremez. Umutları, gelecekleri, bıyığı terlememiş yavrularını genç yaşta toprağa gömen anne babalar cenazelerde VATAN SAĞ OLSUN lafını, "Bebek katiliyle pazarlık edilsin, PKK'lılar yol devriyesi atsın, ellerini kollarını sallayarak gezsin, BDP'liler hergün bir yerde Bebek katili için özgürlük naraları atsın, Bebek katili lüks içinde örgütü yönetsin olmadı İmralıya harem kursun" diye etmediler. Onlar, her şartta Türkiye Cumhuriyeti devletinin başarılı olması için Vatan Sağ Olsun dediler.. Onların yüreği Bebek katili ASILMADAN, son terörist devlete teslim olup cezasını çekmeden, ŞEHİTLERİMİZİN SON ÖRTÜSÜ BAYRAĞIMIZ İLELEBET ÜLKENİN HER TARAFINDA ÖZGÜRCE DALGALANMADAN FERAHLAMAZ. Şehit yakınlarına iş vermek, Gazilere maaş bağlamak, bazı sosyal haklar sunmak onlar için bir LÜTUF DEĞİL görevdir. Size şunu verdik bunu yaptık demek bu insanları toplum nazarında rencide etmekte bunlardan vazgeçilmeli. Zaten bu sayede 2 yıldır kamu oyunu meşgul edildi, Şehit Yakınları, Gaziler oyalanarak sürece fazla ses çıkarmamaları sağlanmaya çalışıldı, neticesinde dağ fare doğurdu, 2. Şehit yakınına iş hakkı hariç daha önceki haklar ya revize edildi yada küçük şeylerle gönüller alınmaya çalışıldı... Sn. Başbakan şehit yakınlarının yüreğini ferahlatmak istiyorsa biran önce ÇÖZÜM SÜRECİ sonunda TÜRKİYE'yi ne beklemektedir, akibetimiz ne olacaktır açıklamalı, yada bu yanlıştan biran önce dönmelidir, çelişkili ifadelerden vazgeçmelidir. Bu yanlıştan dönmek illa kan döküleceği, anaların ağlayacağı anlamına gelmez DEVLET MÜZAKERE ETMEZ DEVLET GİBİ MÜCADELE EDER İŞ BİTER. Aksi takdirde ileride daha çok ananın ağlaması kaçınılmazdır. Bunun vebali büyük olur...