Hile yapacaksın, yalan söyleyeceksin. Haksız kazanç elde edeceksin, harama el süreceksin, şimdi ramazan ayına girdik, tüm ürünlere gizliden zam yapacaksın… Özellikle bu ayı fırsat bilen gıda yardım paketleri hazırlayıcıları olarak, kalitesiz ve kullanım süreleri geçmiş bakliyat ürünleri dolduracaksın. Gözün yine doymayacak ve 10 liralık malı 15’e 20’ye satacaksın. Sürekli etiket değiştirip haksız kazanç elde edeceksin. Sonra da oruç tutacaksın. Bununla kalmayıp namaz kılacak, Allah’ı kandırdığını sanacaksın. Öyleki, Victor Hugo’nun "Vicdan, insanın içindeki Tanrı'nın arkadaşıdır" sözü bile bu vicdansızlar için bir anlam ifade etmiyor. HER HALTI YE, YALANI SÖYLE, HİLEYİ YAP SONRA ORUÇ TUT Yani yazacak ve söyleyecek o kadar çok şey var ki… Her sene Ramazan ayına adım attığımız günlerin başında aklıma hep bunlar gelir. Bu vicdansızlar garip gurabaya yardım yapmak isteyen hayırseverleri de kandırırlar üstelik. Numune olarak dört dörtlük kaliteyi sunarlar, sonra paketlerin içine ellerinde kalan ne kadar bozuk veya bozulmaya yüz tutmuş ürünleri yerleştirirler.. Elbette bunları yapmayan, harama el uzatmayan namuslu esnaflar da var. Ama bunların sayıları o kadar azaldı ki, sorun da burada zaten.. Bakınız Hz. Peygamber “Her kim yalan söylemeyi ve yalanla amel etmeyi bırakmazsa, o kimsenin yemesini içmesini bırakmasına yani oruç tutmasına Allah’ın hiçbir ihtiyacı yoktur ” diyor. Buna ilaveten Oruçlu olan kimselerin yalan konuşmaktan ve yalanla iş yapmaktan uzak durduğu gibi gıybet, kötü söz söylemek, kul hakkı yemek, harama bakmak, kumar oynamak vb. yasak davranışlarda bulunmaktan da uzak durulması gerektiğini vurguluyor. Sizce günümüz Türkiyesinde şu anda buna uyacakların yüzdesi ne kadardır ? BU SENEKİ KADAR YARDIMA MUHTAÇ İNSANLARIN SAYISI ARTMAMIŞTI Pandemi nedeniyle ülke olarak o kadar büyük sıkıntılar yaşıyoruz ki, sanırım hiçbir dönem Ramazan öncesi, yardıma muhtaç sayısı bu kadar artmamıştı. İşyerleri kapanan, işsiz kalan binlerce esnafımız ve insanlarımız için gerçekten vahim bir durum yaşanıyor. İyi ki hayırseverler var. Ama onların yaptıkları gıda yardımları nereye kadar karşılayabilir ki ihtiyaçlarını. Bence sadece gıda yardımları kadar, faturalarını ödeyemedikleri için elektriği, ve suyu kesilen, hatta ev kiralarını ödeyemeyen insanlara “fatura askıda” veya benzeri destek çağrılarıyla yardım etmek daha hayırlı olacaktır. Bu konuda bir ara bakkal defteri konusunda ciddi çalışmalar yapan Sayın Vali Davut Gül’ün önderliğinde destek kampanyası düzenlenebilir. Çünkü Gaziantep’te gerçekten şu dönemde yardıma muhtaç o kadar insan var ki. İnanın mübarek ramazan ayında en büyük sevap işlenmiş olunacaktır. Hatta keşke ramazan nedeniyle ekmek fiyatları aşağıya çekilmiş olaydı. Dahası belediyelerimiz vatandaşa ucuz ekmek için çözümler üretebilseydi.. KIZILAY ŞUBESİNDEN GÜNDE 10 LİRA İLE FAKİRİN KARNINI DOYURMA ÇAĞRISI Yardım konusundan bahsetmişken, Gaziantep Kızılay Şubesinden bahsetmemek olmaz. Gaziantep Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak görev yapan ama aynı zamanda Kızılay Şube Başkanlığını yürüten Nihat Yıldırım ve başkan yardımcısı Şerif Öcük bu dönemde çok önemli hizmetler yapıyor. Ulaş mahallesindeki Aşevinde günde 3 bin kişiyi doyuracak hatta 5 bin kişiye yetecek yemek organizasyonuna imzalarını atıyorlar. Müdür Mücahit Doğan’ın sevk ve idaresinde kenar semtlerdeki evlere haftada 3 gün etli olmak üzere bakliyat dahil 6 gün boyunca yemek ve tatlı dağıtıyorlar. Küçücük bir dairede hizmet etseler de büyük işler yapan bu ekip, Ramazanda hayırseverlere çok güzel bir imkan sunmuşlar. Bunlardan birisi günde 10 lira ile bir fakirin karnını doyurmak isteyenlere yaptıkları çağrı. Bu uygulama sayesinde durumu iyi olanlar kaç kişi isterse adam başı günde 10 lirayla fakirlerin karnını doyurabilirler. Fiyatın bu kadar düşük tutulmasının sebebi, özellikle etlerin kurban bağışlarından gelmesi. MEHMET TEKERLEK’İN ADINA YARDIM TOPLAYANLARA DİKKAT Bu arada bir bilgi geldi. Mehmet Tekerlek abimizin adını kullanarak yardım toplayan bazı kişilerin piyasaya çıkıp bazı iş adamlarını kandırdıklarını öğrendim. Bu konuyu duyunca Mehmet Tekerlek’i aradım üzülerek bu olayı doğruladı. Manevi oğlu Ömer de sıkıntı yaşadıklarını belirtti. 1963 yılından beri Gaziantep’te fakirlere hayırseverler vasıtasıyla yemek ve gıda sevkiyatı yapan Mehmet Tekerlek, bu durumdan oldukça dertli. Hayırseverlerin kendisi ve manevi oğlu Ömer dışında kimseyi muhatap almamasını isteyen Mehmet Tekerlek’in bu uyarısını dikkatlerinize sunuyorum. 20210411_2_47765786_64146461.jpg ANA GİBİ YAR OLMAZ Anneler her zaman bu hayattaki en değerli varlıklardır. Onların varlığı bize ayrı bir güç verir. Kafanızı göğsüne dayayıp o sıcaklığı, o güzel kokuyu hissetmeniz, onun da sizin yüzünüzü okşaması dualar etmesi dünyalara bedeldir. Annem rahmetli olunca neler kaybettiğimi çok sonradan anladım. Şimdi Sayın Abdulhamit Gül kadar kardeşleri, Mehmet Nezir, Sabiha Doğan, Hatice Cengiz, Fatma Çetinkaya, Emine Yıldırım, Ayşenur Atmaca ve Nil Gülsüm Kur’a, annesiz kalanlarda olduğu gibi yaşayacakları acıyı ve eksikliğini bilen birisi olarak hepsine sabır ve başsağlığı diliyorum. Merhume Saliha Gül’e de Allahtan rahmet dileklerimi sunarak mekanı cennet olsun derken, yoldaşını sevdiği ve hayatını paylaştığı eşini kaybeden Cemil Gül babaya sabırlar temenni ediyorum. HEPİNİZE İYİ HAFTALAR