Her on sitem edişin, dokuzu tepki görür. Sitem sitemi doğurur. Küsenler birbirlerinden ayrı yürürler. Gücenmenin sonu yoktur. Sonunda insan çürür. Sohbetinden sitemi atanlar, daha güçlüdür. Sitem bir suçlamadır, maksadını hep aşar. Sitemin haklı yönü olsa da, birbirleri ile dost olanların bile yüzü buruşur, sohbetin keyfi kaçar. Sitem eden ve edilen herkes, üzüntü yaşar. Sözlerinden sitemi çıkaran insanlar daha mutlu yaşarlar…

Sitemsiz yaşayan insanlar stresle başa çıkarlar.

Aksi halde sitemkar, kendinden bile bıkar. İkide bir gücenenler, en güzel aşkı bile yıkarlar. İki de bir sitem etmekten vazgeçenler, her zaman daha haklı gibi görünürler. Sitem ayak bağıdır kim söylerse söylesin. Neticesi tatsızdır, kim dinlerse dinlesin. Duygusuzlar veya haklı olanlar aldırmaz, isterse gök gürlesin. Sitemi unutanlar, biraz daha rahattır. Hiç mi sitem edilmez, şart olmuşsa edilir. O şart ile sevgiye, kan ve hayat verilir. Haklı sitem her zaman söylenmeden sezilir. Yine de söylenmese bazen daha iyidir. Sitem bir yankıdır kendine döner. Bir gönül ışığı, sitemle söner. Fikrin güzel ise, dostuna öner. Sitemsiz sevgiyle, acılar diner.

Sitemin kimseye, faydası olmaz. Çünkü sitemin altında, hiç kimse kalmaz.

İnsanlar sitemi, üstüne almaz. Bir tenkit şeklidir, netice çıkmaz. Üstelik her sitem, herkesi kırar. Bir anda ortamı, soğukluk sarar. Üzülen, sıcak bir dost yüzü arar. Bu ortam, sadece, nanköre yarar. Vefasıza, sevgisize, nanköre, cimriye, bencile sitemler, saçı ağartır, ömrü kısaltır. Mağrurlara sitem, talihsiz biçimde yüzü kızartır, sevene sitem etmekse bazen mevcut sevgiyi tazeler, yeniden güç katabilir. Bu da bir talihtir. Mümkün olabildiği kadar sitemsiz yaşamaya gayret etmek lazım. Kalın sağlıcakla değerli okurlarım…