16 Ekim 2016 tarihli hücre evi baskınları uzunca bir süreden beri akamete uğramış gibi görünen istihbarat zafiyetinin giderek olması gereken gerçek istikametine doğru evrildiğini gösteriyor.Her iki baskında da canlı bombaların kendini patlatmış olması sonucunda, 3 polisin şehit düşmesi, 4’ü Suriyeli 8 kişinin yaralanması bir hayli üzücü.Bundan önce Gaziantep Emniyet Müdürlüğü’ne yapılan bombalı saldırı ve sonrasında bir sokak düğününde patlatılan güçlendirilmiş bomba düzeneği, başta Ankara ve İstanbul olmak üzere diğer şehirlerde de ses getiren bombalı saldırılarda Gaziantep kökenli militanların öne çıkmış olması, bir anda bütün diikatin Gaziantep’e çevrilmesine neden oldu.Oysaki Gaziantep yakın bir zamana kadar huzurun adresi, kardeşliğin merkezi ve yaşanabilir şehirler arasında parmakla gösterilecek kadar ileri boyutta bir cazibe merkeziydi.Farklı siyasi kesimlerin ‘’Gaziantep’te DAEŞ’in uyuyan hücreleri var’’ tespiti ne kadar doğruysa, aynı minvelde PKK’nında bu şehirde ciddi bir şekilde güç depoladığı bilinen bir gerçek.Yani Gaziantep bölücülerin ve gericilerin at oynattığı hareket kabiliyetini sürekli arttırdığı bir şehir.CNN Türk’te bu konuda CHP eski milletvekili Gökhan Günaydın’la, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in tartışması malumunuz.DAEŞ’in Gaziantep’te kendine geniş bir taban bulduğu, kenti lojistik ve askeri sevk bölgesi olarak kullanıldığı gerçeğini, kastı aşan bir söylemle, ‘’Gaziantep’te DAEŞ’in mahalleleri var’’ ifadesi birazda abartılı bir saptama olmuştu.Ancak Gaziantep’teki DAEŞ’in varlığı ve gücü hafife alınacak noktanında çok ötesinde bir durum. Fakat teröre karşı mücadele verirken DAEŞ’in uyuyan hücreleriyle, eyleme hazır hale getirilen militan kadrosunu hedefte tutarken, PKK’nın silah, mühimmat, lojistik, maddi kaynak ve militan sevkinide göz önünde bulundurmak durumundayız.Bu manada Gaziantep DEAŞ’inde, PKK’ında tehditkar tavrını haketmiyor. Bilinçli bir şekilde Gaziantep’e yığılan insan birikiminin, bölücü terör örgütüyle geliştirilen ilişkilerin Gaziantep’i emperyalist bölüşüm sürecine hazır hale getirmeye yönelik manevranın ta kendisi olduğunu biliyoruz.Gaziantep tartışmalı bir bölge ya da ortada kalmış bir coğrafya değil. Gazişehir emperyalizmin ve işbirlikçiliğin yüreğine saplanacak bir hançer olmayı bilecektir.Terörün her türlü tehditkar ve acımasız yüzüyle karşılaşmak zorunda kalan Gaziantep, güvenli ve yaşanabilir şehirler arasından çıkarak, ABD ve Almanya başta olmak üzere vatandaşları için birçok ülkenin zorunlu olmadıkça seyahat edilmemesi gereken şehirler listesindedir.Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in durumdan kendine vazife çıkartarak CNN Türk’te Gökhan Günaydın’a sarf ettiği sözler kentin bu konudaki kuşatılmışlığını ve bölge gerçeğini kamufle edemez.Kaldı ki, Büyükşehir Belediye Başkanının Gökhan Günaydın’a gösterdiği cesaret dolu tepkiyi ABD ve Almanya başta olmak üzere diğer ülkelere de göstermesini beklerdim.Şehrin ortasında Emniyet Müdürlüğü’nün etrafını saran beton bloklar, içimizi acıtan ve bizi utandıran bir kent gerçeği olduğu kadar, DAEŞ’e ait iki hücre evinde kendini patlatan canlı bomba hadiseleri de maalesef Fatma Şahin’in karşı tezlerini çürütür mahiyettedir.