İstatistikler 2022 yılı boyunca tüm küçük ve orta ölçekli işletmelerin %60'ından fazlasının siber saldırılara maruz kaldığını gösteriyor. Ticaret Örgütü'ne göre, KOBİ'ler var olan tüm işletmelerin %90'ından fazlasını temsil ediyor ve küresel ekonomiye büyük katkı sağlıyor. Siber saldırılar nedeniyle bu işletmeler gizli bilgileri kaptırabilir, mali kaynakları, değerli pazar paylarını kaybedebilirler. Ayrıca, suçluların hedefe ulaşırken kullanmaya çalıştıkları pek çok yol söz konusu oluyor. Bu yüzden KOBİ’ler için bir siber güvenlik sorunu, en zorlu krizlerden birisi demek. Kaspersky uzmanları, KOBİ'lerin sahip olabileceği güvenlik açıklarını analiz ederek girişimcilerin 2023'te bilmesi gereken bazı önemli siber tehditleri özetledi. 1. Çalışanların neden olduğu veri sızıntılarıBir şirketten veri sızdırmanın çeşitli yolları bulunuyor ve bazı durumlarda bu sızıntı, istemeden de olabiliyor. Pandemi sırasında pek çok çalışan uzaktan çalışırken, çevrimiçi oyun oynamak, film izlemek veya e-öğrenme platformlarını kullanmak gibi amaçlar için kendilerine tahsis edilen kurumsal bilgisayarları kullandı ki bu, kuruluşlar için finansal tehdit oluşturuyor. Uzaktan çalışma sistemi hayatın bir parçası olmaya devam ediyor ve her ne kadar 2020 boyunca çalışanların % 46'sı daha önce hiç uzaktan çalışmamış olsa da, şimdi üçte ikisi ofise geri dönmeyeceklerini belirtiyor, geri kalanı ise hibrit yöntemle çalışmaya devam ettiklerini söylüyor.Pandemi sonrasında siber güvenlik seviyesinde ve uzaktan çalışmanın kuruluşlar tarafından kabul görme durumunda iyileşmeler yaşandı. Bununla birlikte, eğlence amaçlı kullanılan kurumsal bilgisayarlar, bir şirketin ağına ilk erişimin en önemli yollarından biri olmaya devam ediyor. Bir dizinin herhangi bir bölümünü veya yeni yayınlanan bir filmi indirmek için alternatif kaynaklar arayan kullanıcılar da Truva atları, casus yazılımlar ve arka kapılar (backdoor) ile reklam yazılımları da dahil olmak üzere, çok sayıda kötü amaçlı yazılım türleriyle karşılaşıyorlar. Kaspersky istatistiklerine göre, dijital yayın platformu kisvesi altında tehditlerle karşılaşan kullanıcıların %35'i Truva atlarından etkilendi. Bu tür kötü amaçlı yazılımlar, eğer bir şirket bilgisayarına bulaşırsa, saldırganlar şirket ağına sızabiliyor ve hem iş geliştirme sırları hem de çalışanların kişisel verileri dahil olmak üzere hassas bilgileri bulup çalabiliyor.Ayrıca, dünya genelinde şirketlerin eski çalışanlarını olası veri sızıntılarından sorumlu tutma gibi bir eğilim de söz konusu. Ancak, yakın zamanda ankete katılan kuruluşların yöneticilerinin yalnızca yarısı, eski çalışanların bulut hizmetlerinde depolanan şirket verilerine erişemediğinden veya şirket hesaplarını kullanamadığından emin. Açıkçası eski bir çalışan, böyle bir kaynağa erişimi olduğunu bile hatırlamayabiliyor. Ancak aynı düzenleyiciler tarafından yapılan rutin bir kontrol, yetkisi olmayan kişilerin aslında gizli bilgilere erişebildiğini ortaya çıkarabiliyor ve bu da para cezasına neden olabiliyor.2. DDoS saldırılarıDağıtılmış Ağ Saldırıları, genellikle Dağıtılmış Hizmet Reddi (DDoS) saldırıları adıyla biliniyor. Bu tür saldırılar, bir şirketin web sitesini sağlayan altyapı gibi, herhangi bir ağ kaynağı için geçerli olan belirli kapasite sınırlarından faydalanıyor. DDoS saldırısı, saldırıya uğrayan web kaynağına birden çok istek göndererek web sitesinin çok sayıda isteği işleme kapasitesini aşmayı ve doğru şekilde çalışmasını engellemeyi amaçlıyor.Saldırganlar, genellikle DDoS saldırılarından etkilenen bankalar, medya varlıkları veya perakendeciler gibi kuruluşlara yönelik eylemler gerçekleştirmek için farklı kaynaklara başvuruyor. Son zamanlarda, siber suçlular Alman gıda dağıtım hizmetini hedef aldı ve Takeaway.com’dan (Lieferando.de) trafik akışını devam ettirmek için iki bitcoin (yaklaşık 11.000 $) ödeme talep ettiler. 3. Tedarik zinciriTedarik zinciri aracılığıyla saldırıya uğramak, genellikle bir kuruluşun bir süredir kullanmakta olduğu bir hizmet veya programın kötücül hale geldiği anlamına geliyor. Bunlar, şirketin satıcıları veya tedarikçileri aracılığıyla gerçekleştirilen saldırılar ve buna verilebilecek örnekler arasında finans kurumları, lojistik ortaklar ve hatta mesela bir yemek dağıtım hizmeti bile yer alabiliyor. Ve bu tür eylemler, çetrefilliği veya yıkıcılığı bakımından farklılık gösterebiliyor.Örnek vermek gerekirse, saldırganlar M.E.Doc adlı muhasebe yazılımının otomatik güncelleme sistemine sızarak, ExPetr (diğer adıyla NotPetya) adlı fidye yazılımını tüm müşterilere göndermeye zorlamıştı. Sonuç olarak, ExPetr hem büyük şirketleri hem de küçük işletmeleri etkileyerek milyonlarca dolar zarara neden oldu.Başka bir örnek, sistem kayıt defteri temizliği için kullanılan en popüler yazılımlardan biri olan CCleaner’dır ve hem ev kullanıcıları hem de sistem yöneticileri tarafından yaygın olarak kullanılıyor. Bir noktada saldırganlar, program geliştiricisinin derleme ortamına sızmayı başararak bazı sürümleri bir arka kapı (backdoor) ile donatmayı başarmıştı. Sonuç olarak, bir ay boyunca bu güvenliği ihlal edilmiş sürümler şirketin resmi web sitelerinden dağıtıldı, 2,27 milyon kez indirildi ve kötü amaçlı yazılımın en az 1,65 milyon kopyası suçluların sunucularıyla iletişim kurmaya çalıştı. Dikkatimizi çeken en yeni örnekler, Güneydoğu Asya'da vuku bulan DiceyF olaylarıdır. Bu saldırılarda başlıca hedefler, Ocean’s Eleven tarzında saldırıya uğrayan bir çevrimiçi Casino geliştiricisi ve operatörü ile bir müşteri destek platformuydu.