Gaziantepspor için mucize ise, Sivas maçında bu gerçekleşmiştir..Bu kadar eksiğe rağmen eğer, sahadan 3 puan alarak ayrılıyorsanız, üstelik golleri sizin çabanız veya gayretinizle değil de Sivaslı oyuncuların katkılarıyla buluyorsanız, bunun adına mucize diyenlere kızılmaz.. Oysa özellikle ikinci yarıda oyuna hakim olan ve galibiyeti hakeden taraf Gaziantepspor'du..Bu baskılı oyunun karşılığında galibiyet elde ediliyorsa, bunun karşılığı o goller olmamalıydı.. Bakıyorsunuz 2 golün birisini Sivaslı oyuncu kendi kalesine atmış, diğerini ise kalecisi hayat boyu unutamayacağı anılar arasına koyacağı pozisyonda yemiş.. Buna karşılık atılması gereken pozisyonlarda özellikle Cenk, Fenerbahçeli eski Guiza'yı aratmayacak şekilde saç baş yoldurarak kaçırdıkça kaçırmış..Oysa bu oyunun hakkı ürettiğimiz pozisyonlardan gelecek gollerdeydi.. Ama futbol bu işte..Kaldı ki, maçın kırılma anı, durum 1-1 iken Sivaslı oyuncu Cerny'nin kaçırdığı gol..O gol atılsaydı belki de şimdiki kadar rahat olamazdık.. Bakımsızlık, bilgisizlik yüzünden bu sahaya ve zemine büyük emekler veren, yaşadığı dönem içinde kışın bile yemyeşil olmasını sağlayan rahmetli Ramazan Balsu'nun mezardaki kemiklerini sızlatacak duruma getirilen saha zemini için söyleyecek fazla sözümüz zaten olamaz.. Çünkü bu zemin, aslında kulübü yönetenlerin herşeye bakış açısının simgesi gibi duruyor.. Yine de buna rağmen, Gaziantepspor'lu futbolcuların ellerinden geleni yapması ve sahadan çok değerli 3 puanla ayrılması, hepimize rahat nefes aldırmıştır.. Karabük'ün galip geldiği, Ordu'nun sıçradığı ve alttaki takımların ensemize yapıştığı bir ortamda yapılan bu sıçrama, kentte takımları için endişe duyanları mutlu etmiştir..