Çocukluk döneminde sık rastlanan göz tembelliği (ambliyopi) tedavi edilmediği takdirde kalıcı görme kaybına neden olabiliyor. Uzmanlar, erken teşhisin hayati önem taşıdığını vurguluyor. 0-8 yaş arası, tedavide en kritik dönem olarak kabul ediliyor.

Erken teşhisle tamamen düzeltilebiliyor

Bir çocuğun dünyayı tanıması, gördükleriyle başlıyor. Renkler, şekiller ve yüzler aracılığıyla öğrenme gerçekleşiyor. Bu nedenle göz sağlığı, yalnızca fiziksel değil zihinsel ve duygusal gelişimin de temel taşlarından biri. Ancak doğuştan ya da sonradan gelişen bazı rahatsızlıklar, çocukların gelişimini sessizce gölgeliyor. Bunların başında da göz tembelliği geliyor.

Toplumun yüzde 3’ünde görülüyor

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Banu Açıkalın, göz tembelliğinin toplumda yüzde 1 ila 3 oranında görüldüğünü belirtiyor:

“Genellikle şaşılık, iki göz arasındaki numara farkı veya iki gözün de çok yüksek numaralara sahip olması bu duruma neden olabiliyor. Bazen göz kapağı düşüklüğü, korneadaki leke ya da doğumsal katarakt da göz tembelliğine yol açabiliyor. Yani her zaman doğuştan değildir; 0-8 yaş arasında gelişen herhangi bir sebeple ortaya çıkabilir.”

Düzenli göz muayenesi şart

Prof. Dr. Açıkalın, çocuklarda göz muayenesinin doğumdan itibaren düzenli yapılması gerektiğini vurguluyor:

“Doğumda yapılan ilk göz taramasının ardından birinci, ikinci ve üçüncü yaşta; sonrasında ise okul öncesi dönemde yani 4-5 yaş civarında kontrol edilmesi gerekiyor. Okul döneminde de muayeneler aksatılmamalı.”

Tanı konulduğunda ilk adım nedeni bulmak
Göz tembelliği tanısı konulan çocuklarda öncelikle altta yatan neden araştırılıyor. Prof. Dr. Açıkalın, “Eğer göz kapağı düşüklüğü, şaşılık veya başka bir hastalık varsa önce onun tedavisi yapılmalı. Ardından tembellik için kapama tedavisine geçiliyor. Çünkü göz sağlam, ama beyin görmeyi unutuyor.” diyor.

Kapama tedavisiyle beyne “görmeyi hatırlatma” yöntemi
Göz tembelliği tedavisinde en sık kullanılan yöntem, kapama tedavisi. Sağlam göz belirli sürelerle kapatılarak, tembel gözün yeniden aktif hale gelmesi sağlanıyor.
“Çocuğun yaşına ve tembelliğin derecesine göre günde 2 ila 6 saat arasında kapama tedavisi uygulanabiliyor. Amaç beyne görmeyi hatırlatmak.” diyen Prof. Dr. Açıkalın, teknolojinin de tedaviye katkı sağladığını belirtiyor.

Meme kanseri önemli bir sağlık sorunu
Meme kanseri önemli bir sağlık sorunu
İçeriği Görüntüle

Teknoloji destekli yeni tedavi yöntemleri
Kapama tedavisinin yanı sıra CAM tedavisi, atropinli damla uygulamaları ve 3 boyutlu görme geliştirici dijital sistemler de kullanılıyor. Prof. Dr. Açıkalın, “Artık iki göz açıkken yapılan özel görsel uyarı tedavileri de mevcut. Bu yöntemlerle beynin görsel algı kapasitesi yeniden uyarılabiliyor.” ifadelerini kullanıyor.

Tedavi bırakılırsa geri dönebiliyor

Tedavi sonrasında da dikkatli takip gerekiyor. Çünkü göz tembelliği bazı durumlarda yeniden ortaya çıkabiliyor. Prof. Dr. Açıkalın, “Tedavi hangi yöntemle yapılırsa yapılsın, hastanın 17-18 yaşına kadar takip edilmesi gerekiyor. Tedavi bırakıldığında tembellik geri dönebiliyor.” uyarısında bulunuyor.

0-8 yaş kritik dönem

Erken yaşta yapılan müdahalelerle son derece başarılı sonuçlar elde ediliyor. Prof. Dr. Açıkalın, “0 ila 8 yaş arasında çok başarılı sonuçlar alıyoruz. 12 yaşına kadar da denenebilir ama başarı şansı azalıyor.” diyor.

Tedavi edilmezse kalıcı hale geliyor

Tedavi edilmeyen göz tembelliği, kalıcı görme kaybına yol açabiliyor. Bu durumda bir göz diğerine göre daha az görüyor, derinlik algısı ve üç boyutlu görme yetisi azalıyor. Prof. Dr. Açıkalın, olası sonuçları şöyle özetliyor:

“Tek gözü zayıf olan kişiler travmalara karşı daha hassas oluyor. Ayrıca üç boyutlu görmede sıkıntılar yaşanıyor. Bu nedenle erken teşhis, çocuğun hem görsel hem de bilişsel gelişimi için büyük önem taşıyor.”

Kaynak: TRT Haber