Kutuplaşan değil birleşen olmalıyızYaşanılan stresi yönetmek için ilk olarak, sonuç ne olursa olsun seçimin ölüm kalım meselesi, dünyanın sonu, geri dönülemez nokta olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “İnsan, doğası gereği beraber yaşamak zorunda olan toplumsal bir varlıktır. Beraber ve barışçıl bir ortamda yaşama ihtiyacı duyan insan, toplumsal kuralların bir şekilde devam edeceğini varsayar. O halde unutulmaması gereken ikinci önemli nokta seçim sonuçlarından bağımsız olarak her bir kişinin toplumsal barış ve huzur ortamı noktasında duyarlı davranması olacaktır. Farklı siyasi partileri savunsak bile gündelik hayatta bir aradayız ve siyasi hareketlerin kişisel ilişkilerimize yansımasına izin vermememiz gerekir. Kutuplaşan değil birleşen olmak toplumsal olarak en sağlıklı olandır.” diyerek toplumsal bütünlüğe dikkat çekti.Umutlu seçmenlerde oy verme davranışı artıyor“Seçmen davranışına yönelik çalışmalarda kişilerin umutlu oldukları, kendi oylarının katkı sağlayacağına inandıkları noktada oy verme davranışlarının da arttığı görülüyor.” diyen Demir, “Seçim kampanyaları psikolojik bir süreç. Bu noktada oyumuz ne olursa olsun demokratik katılımın önemini unutmamalı, umutsuzluğa kapılmadan oyumuzu kullanmalıyız. ‘Zaten bir şey değişmez. Ben oy versem ne olacak ki!’ şeklinde yapılan yorumları göz ardı etmemiz gerekir.” ifadelerini kullandı.Sağlıklı karar alabilmek için stres seviyenizi düşürmelisinizOy verme davranışının beden ve duygular üzerindeki etkisine dikkat çeken Demir sözlerini şöyle tamamladı:“Çalışmalara göre oy vermek vücutta kortizol denilen stres hormonunun artmasına neden oluyor. Yaşanan bu stresin kime oy vereceğimize dair alacağımız karar üzerine etkisi mevcuttur. Stres, belleğimizi bozar, ödül arama, risk almak istememe gibi davranışlarımızı tetikler. Bu sebeple sağlıklı karar alabilmek için stres seviyemizi düşürmemiz önemli.”