HKÜ Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen ve Moderatörlüğünü Yrd. Doç. Dr. Murat Aslan'ın gerçekleştirdiği programa, Anadolu Ajansı (AA) Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Metin Mutanoğlu, TRT Genel Müdür Yardımcısı Erkan Durdu, TRT World Direktörü Fatih Er, gazeteci Mete Çubukçu ve TRT muhabiri Bülent Çulcuoğlu konuşmacı olarak katıldı. Gazeteci Mete Çubukçu,1990'lı yıllardan beri bölgede savaşın sürdüğünü, insanlar için kötü görünen bazı şeylerin, gazeteciler açısından haber anlamında iyi olabileceğini vurguladı. Savaş muhabirliğinin zor olduğu kadar zevkli bir alan olduğunu aktaran Çubukçu, "İnsanın kendisini insan gibi hissettiği bir alandır savaş muhabirliği. Çünkü vicdanınızla ve haberle baş başa kalırsınız." diye konuştu.AA Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Metin Mutanoğlu, yaptığı konuşmada, gazeteciliğin kutsal bir meslek olduğunu dile getirerek, bu kavrama özellikle son 10 yıldır daha çok inandığı söyledi. Doktorların insanların hayatlarını kurtardığını, öğretmenlerin de sıfırdan bir çocuğu alıp bilgili bir insan haline getirdiğini anlatan Mutanoğlu, "Ben gazeteciliği doktorluk ve öğretmenlikle kıyaslıyorum. Bu iki meslek ne kadar kutsalsa, gazetecilik de o kadar kutsal. Çünkü bizim çağımızda, özellikle sosyal medyanın bu kadar yoğunlaştığı, bilgi çağı denilen, oysaki bilgi çöplüğüne dönen bir dönemde, gazetecilik gerçekten hayatta ne olup bittiğini ya da bir savaş alanıysa, savaşta ne olup bittiğini en doğru aktarabilecek hakiki meslektir." diye konuştu.TARİH YENİDEN YAZILIYORTRT Genel Müdür Yardımcısı Erkan Durdu da adeta insanlık tarihinin yeniden yazıldığı bir coğrafyada yaşadıklarını belirtti. Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Afrin'deki terör unsurlarını temizlerken sivillerin de en ufak zarar görmemesi için çaba gösterdiğini belirten Durdu, TRT olarak kendilerinin de bu gelişmeleri dünyaya duyurmaya çalıştıklarını anlattı. Gazeteciliğin bir yürek işi olduğunu vurgulayan Durdu, "Gazeteciliğin her çeşidi zordur ama savaş muhabirliği daha da zor bir iştir. Çünkü can pazarıdır. Bir dakika sonra neyin başınıza geleceğini kestiremezsiniz. Çünkü siz asker değilsiniz, sizin güvenliğiniz askerler kadar temin edilmiş değildir. Bir vizörün arkasından cepheye bakarsınız ve korunaksızsınız. Herkes birbirini korur, kollarken siz canınızı bir kenara bırakıp iyi görüntüyü dünyaya yansıtabilmenin mücadelesini verirsiniz. O anda ne çocuğunuz, ne eşiniz, ne arkadaşınız ne de hayatınız aklınıza gelir. Çok büyük bir fedakarlık gerektiren, tehlikeli bir iştir." diye konuştu. AA