Gaziantep sanayisinin büyüdüğünü ancak kalkınamadığını öne süren Ovayolu, “Gaziantep sanayisi önümüzdeki 10 yıl içinde felakete doğru gidiyor. Maliyetine sattığınız sürece dünyada herkes sizin kapınıza gelir alır. Maliyetine veya zararına satıyorsunuz. Halı firmalarının yüzde 3, 5 kar marjlarıyla ticaret yaptığı, açık hesap verdiği bir kentte tabiki cirolar artar ama sen kalkınabiliyormusun?” dedi.KALKINMA AYRI,BÜYÜME AYRIBöyle devam ederse sanayicilerimizin rekabet gücünü kaybedeceğini öne süren Ovayolu şunları söyledi: “Örneğin halı fabrikaları 3 katına çıktık, 5 katı büyüdük diyor. Bunlar büyüme ile kalkınmayı karıştırıyorlar. Büyüyor olabilirler bu cirosaldır ancak kalkınamıyorlar. Çünkü maliyetine sattığınız sürece dünyada herkes sizin kapınıza gelir alır. Halı firmalarının yüzde 3, 5 kar marjlarıyla ticaret yaptığı, açık hesap verdiği bir kentte tabiki cirolar artar ama sen kalkınabiliyor musun? Dünyada bir halı markan var mı, makinayı sen yapabiliyormusun, hammaddeyi sen yapabiliyormusun? Hepsini dışardan alıyorsun, ucuz işçilikle burada yüzde 5 kar marjıyla satıyorsun. Kalkınma katma değeri yüksek ürünler üreterek, kar marjlarını yüzde 30-40’lara çıkararak olur. Siz kar marjlarınızı 3-5’lere çekerseniz o zaman siz kalkınamazsınız, ama büyümüş gibi gözükürsünüz. Sonra ayağınıza en ufak şey takıldığında o zaman tökerler kalır çökersiniz” diye konuştu.MÜHENDİSLERİN YERİ FABRİKALARDIROvayolu, sanayinin rekabet gücünün artması için sanayi-üniversite işbirliğinin önemine değindi. Gaziantep Üniversitesi’nin sanayiye daha fazla katkı koyması gerektiğini, aksi halde sanayinin geriye gideceğini vurgulayan Ovayolu şunları söyledi:”Sanayi Odası rakamlarına göre ihracat yapılan kiloğram satış fiyatımız 1.08 dolar. Demir zaten 1 dolar. Sen o zaman bir şey üretmiyorsun, birkaç tane çikolata, medikal firmaları var, onlar ortalamayı yükseltiyor. Polietilen 1 Dolar. Nereye kadar gidebilirsin. Geriye doğru gitmek zorundasın. 6.büyük sanayi olmamızda eski Gaziantep Üniversitesi’nin çok büyük katkısı vardı. Ama son dönemde mevcut hocalarımızın çoğu başka şehirlere gitti, ya emekli oldu ya işi bıraktı veya bir yafta ile kenara itildiler, laboratuvar imkanları yenilenemedi. 240 bininci öğrencileri alıyorsunuz. Bizim zamanımızda ilk 10 bin ilk 20 bin öğrenci alınırdı. Avukatların yeri nasıl adliye, doktorların yeri nasıl hastaneler ise mühendislerin yeride şantiyeler ve fabrikalardır. Mühendislerin yeri üniversitedeki 15 m2 odaları değildir. Bunların sanayiye çıkıp katkı koyması lazım.”GÜNEŞ ENERJİ HÜCRELERİNİ TÜRKİYE’DE ÜRETMELİYİZUcuz enerjinin sanayicinin rekabet gücünün artışında bir diğer önemli bir etken olduğunu dile getiren Ovayolu güneş enerjilerinin çatılara konulması gerektiğini söyledi. Ovayolu, “Fabrikalar yerinde üretsin diyoruz. Bunu Alman, İtalyan yapıyor. 10 sene sonra Almanların, İtalyanların fabrikalarındaki elektrikleri tamamen amorti etmeye başladıkları zaman rekabet güçleri daha da ileri gidecek. Biz ise helikopter inmeyen arazilere daha kısa sürede amorti ediyor diye güneş enerjisi santralleri kuruyornuz. Günü düşünüyoruz, günü kurtarıyoruz. Önümüzdeki süreçte helikopter olmayan yerde kurulan güneş enerji santralleri atıl duruma düşecek. Oysa iki sene geç amorti etmiş, üç sene geç amorti etmiş bunlara bakılmaması gerek. Ayrıca güneş enerjilerinin hücrelerini Türkiye’de üretmemiz lazım” şeklinde konuştu. Meral KINACILAR