Şamil Tayyar, Medya Tanıtım Başkan Yardımcılığına getirilince Ak Partili üst düzey bir yöneticiye bu görevlendirmeyle ilgili neler düşündüğünü sormuştum…

Ben yöneticinin, ‘Şamil TAYYAR milletvekili gösterilmedi ancak küsmedi, darılmadı, partisi için canla başla çalışmaya devam ettiği için bu göreve getirildi’ demesini beklerken, o beni şaşırtan şu cevabı vermişti:”Bu görev çokta etkili bir görev değil. Mahir ÜNAL’ın 8 tanesi yardımcısı var, 8 tane yardımcısından biri de Şamil Tayyar oldu. Yani Şamil’in karşılığı bu değil. Mesela ben olsam Şamil’i değerlendireceksem alırım doğrudan doğruya Tanıtım Medya Başkanı yaparım. Mahir’in altına verilmesi onu HARCAMAdır. Keşke bu görev verilmeseydi, çocuk için daha iyi olurdu…” demişti.

1 Ayı geçmeden Şamil TAYYAR görevinden istifa etti ve siyasete nokta koyduğunu açıkladı. Ben yine aynı üst düzey yöneticiyi aradım ve çok konuşulan o istifanın nedenini bilip bilmediğini sordum. Ak Partili yönetici “Biliyorum” dedi ve bakın neler söyledi;

“Şamil Tayyar’ın ne olursa olsun bir donanımı, önceden bir şeyleri test eden bir yapısı var. Öngörüsünün yüzde 90’ı doğru çıkar. Boş biri değil. Olayların nereye gittiğini hisseder. Fakat birde bunu dengelemek var. O DENGEyi kuramıyor. Şamil o anda aklına geleni söyleyen biri. Söylerkende tabi zaman zaman kimine dokunuyor, kimine hoş geliyor, kimine kötü geliyor. Yine söylüyorum, Şamil Tayyar’a verilecek görev Medya Tanıtım Başkanlığı olmalıydı. O zaman laflarını daha iyi seçer, daha dikkatli konuşurdu. TAÇ giyen baş uslanır derler… Şamil gibi adamlar mutfakta olmalı. Başkasının söylemediğini söylüyorsa o kişiyi değerlendirmek lazım. Şamil bunlardan biri, başkasının söylemediğini söylüyor. Ben şahsen onaylamadım, kalmalıydı diye düşünüyorum. Bence bir kayıp, gitmeye gelmedi, çok iştahlıydı. Ne yazıkki bir kenara itildi. ”

Evet , Ak Partili yönetici Şamil TAYYARiçin böyle bir değerlendirmede bulundu…

Şamil Tayyar’ın istifası Ak Parti için kayıp mı, kazanç mı bilemem ama, beni şaşırtan bu yöneticinin Şamil Tayyar’dan pekte hazetmemesiydi…

Keşke bu tür insanların sayısı her yerde artsa…

Ne güzel söylemiş Che Guevara, ‘Hayatta daima gerçekleri savun. Takdir eden olmasa bile vicdanına hesap vermekten kurtulursun.”

GAÜN’DE REKTÖR KİM OLACAK?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17 üniversite arasında Gaziantep Üniversitesi’ne de rektör atayacak.

Mevcut Rektör Prof. Dr. Ali Gür’ün yanısıra rektörlüğe 8 aday daha var…

Heyecan dorukta…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ali Gür ile devam mı diyecek, yoksa üniversiteye yeni bir rektör mü atayacak?

Tahmin etmek zor…

Siyasilerin tavrı önemli…

Yavuz Coşkun’u bizzat Gaziantepli vekiller atatmıştı…

Dün gibi hatırlıyorum…

O zaman bir bakan, 6 Ak Partili Vekil, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün makamına gidip oturmuş, Rektör olarak Yavuz Coşkun’u istediklerini dile getirmişlerdi. Cumhurbaşkanı Gül de, Gaziantepli vekiller ve Bakanın birlikte hareket etmesinden memnuniyet duymuş ve “Şehrin tamamı istiyorsa ben niye yok diyeyim’ diyerek direk atamayı yapmıştı…

Nereden biliyorum…

Vekillerin gücü o yıllarda parti kulislerinde epeyce konuşulmuştu…

Hatta, Ali Gür hariç, bugüne kadar gelen rektörleri hep vekiller belirledi dersek yalan olmaz…

Ali Gür’de niye etkili olamadılar?’ diye sorarsanız,

Bunun nedeni; vekiller daha kendi aralarında ‘rektör kim olsun’ toplantısı yapmadan, Ali Gür’le ilgili kararın yukarıda çoktan alınmış olmasıydı…

Şimdi merak edilen şu;

Yukarıdan bir emri vaki olmazsa, Ak Partili vekiller bu defa rektör atamasında ağırlıklarını koyabilecekler mi?

Ali Gür’le devam mı diyecekler, yoksa tercihlerini farklı bir isimden yana mı kullanacaklar?

Fatma Şahin her zamanki gibi vekillerin aldığı ortak karara uyacak mı?

Ağustos ayı başında tüm bu soruların cevabını öğrenmiş olacağız…

ŞİKAYET MEKTUBU

Gaziantep Üniversitesi’nin yanısıra İl Sağlık Müdürlüğü’nde de bir hareketlilik var. Sözleşme süresi dolan Dr.Serdar Sarıfakı’nın sözleşmesinin yenilenip yenilenmeyeceği merak ediliyor. Sarıfakı ile ilgili Bakanlığa aslı olan-olmayan çok sayıda şikayet mektubu gitmiş. Kendi başarısızlığını üzerinden atmak için oturup mektup yazan var. Herkes kendi yerini koruma peşinde…

Hayırlısı diyelim…

Kalın Sağlıcakla…