Ülkemizde salgın bir azalıp bir çoğalıyor. Herkes ayrı ayrı nedenler üzerinde konuşuyor, kimileri iktidarı, iktidar muhalefeti, doktorlar aşıya karşı direnenleri suçluyor. Asıl suçlanması gereken şeyin liyakatsizlik, sorumsuzluk, cehalet olduğunu söyleyenler de var. Hemen hepsinde bir gerçek payı var gibime geliyor. Büyük ölçüde dikkati çeken şey hiç kimsenin kendini suçlamaması Kabahat samur kürk olsa kimse giymez gibisine bir atasözümüz vardır.İşin garibi bunların içinde sağlık sektöründe dirsek çürütmüş,halen aynı sektörde çalışan insanların da olması. Ne olursa olsun bir terslik karşısında, bir olumsuzluk karşısında hemen başkalarını suçlamak eskiden beri moda! Ama bir de başka bir gerçek var:bazı olumsuzluklardan bazılarının sorumlu olması.Ülke cayır cayır yanıyor. Suçlu:dünyada sıcaklığın bir buçuk derece artması! Orman yangınlarına karşı alınan tedbirlerin gülünç olmaktan öteye geçmemesi asıl sorumluları ilgilendirmiyor gibi. Ah! Şu muhalefet, pireyi deve yapıyor! Yok alevlerin boyun bulutlara ulaşıyormuş,yok uçak, helikopter yokmuş, kahraman itfaiyecilerimiz aslanlar gibi çalışıyor kendilerini alevlerin bağrına atıyormuş, başk gönüllülere gereksinim yokmuş ! Tabii bu arada Tv habercilerini kulaklarını çekmeyi ihmal etmiyor Rtük. Sen yangını abartılı verdin, ben sana vermeyeceksin, alevleri küçük göstereceksin demedim mi, al sana ceza. Devam edersen karartma cezası var ha !!!!Bir uğursuzluktur geziniyor ülkenin üzerinde. Cinayetler,otobüs kazaları, yangınlar,seller….Asıl tehlike mülteci sorunu.Ülkenin hemen her kentinde yabancı salgını, istilası var. İnsan bazen bu işler bilinerek yapılıyor kaygısına kapılıyor Ülke büyük bir çıkmaza sürükleniyor. Bilinerek mi ?Bu mültecilere vatandaşlık verilse ve bunlar seçimlerde oy kullansa n’olur ?.Güzel kentimiz Gaziantep bu konuda büyük bir tehlike içinde! Dün Ankarada bir Türk gencinin bir Suriyeli tarafından bıçaklanması olayı büyüdü,şu anda bile bölgede bir hareketlilik, kargaşa hüküm sürüyor…