Gaziantep’i Süper Ligde temsil eden Gaziantep FK, birçok alanda lige renk katmaya devam ederken son haftalardaki performans düşüşünün teknik direktör kaynaklı olduğunu düşünenler hiç de azınlıkta değil. Onlara göre Sumudica gitmeseydi bu puan kayıpları olmazdı. Halbuki, futbolun içinde olan, bu işi yapan profesyoneller, bir takımın performansını etkileyen birçok parametre olduğunu çok iyi bilir. Psikolojik faktörler, fizyolojik faktörler, sosyal faktörler, uzun vadeli planlar nedeniyle alınan kararlar, iklim, rakiplerin durumu, özel faktörler vs birçok parametre oyuncuların ve dolayısıyla takımın performansını düşürebilir veya yükseltebilir. Burada elbette teknik direktörün rolü çok önemlidir ama başarı ya da başarısızlığı mevcut durumu da göz önüne alarak değerlendirmek daha doğru olacaktır.Sumudica sonrası, Gaziantep’in başına geçen Portekizli teknik direktör Ricardo Sa Pinto’nun durumunu anlatmak için düşünürken, Stephen Covey’in iş dünyasında çok iyi bilinen ‘Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı’ kitabından bir bölüm dikkatimi çekti. Şöyle ki:“Bir fabrikada üretimden sorumlu şef, terfi alabilmek ve kısa vadede başarılı görünmek için işçileri sürekli fazla mesaide çalıştırıyor ve makineleri de hiç durdurmuyor! Günde 3 vardiya çalışılıyor, üretim artıyor, birim maliyetler düşüyor. Hatta maliyet olmasın ve üretim durmasın diye periyodik bakım tarihi geçen makinelerin bile bakıma girmesine izin vermiyor. %100 bir kapasiteyle durmaksızın bu durum bu şekilde devam ediyor. Finans tarafında elbette mevcut vaziyetten bir memnuniyet duyuluyor ve şef, yönetim tarafından teşekkürler eşliğinde terfi ettiriliyor. Bizim ‘akıllı’ şefin yerine atanan yeni şef, “başarının kısa vadelerle ölçülmesinin yanıltacağını, uzun vadede maksimum verimin alınmasının daha önemli olduğunun” bilincinde olarak işe başlıyor. Bir de bakıyor ki, makineler bitik, insanlar canından bezmiş! Bu şekilde devam edilirse çok yakında birçok makinede bakım masraflarından kat be kat daha büyük maliyetli arızalar meydana gelecek ve işçiler de kazan kaldıracak. Doğru olanı yapıyor ve makineleri acil olandan başlayarak sırayla bakıma aldırıyor, işçi mesailerini de tekrar düzenliyor. İlk raporlar geldiğinde ise maliyetler 2 kat artmış olduğu için ciddi şekilde tenkide uğruyor.” Şimdi soruyorum: Hangisi çalıştığı kurumu düşünüyor? Hangisinin sistemi uzun vadeli başarı getirir?Sa Pinto’nun durumu da yeni şefin durumuyla aynı. -Piskolojik ve fizyolojik olarak aşırı yük binen Maxim ve diğer kilit oyuncular…-Yeterli derecede rotasyon yapılmamasından kaynaklı sakatlıklar ve kayıplar…-Tek bir oyun şablonu dolayısıyla yaşanan zorluklar…-B ve C planları oluşturma zorunluluğu ve bunun zaman alacak olması…Ve daha birçok konuyla uğraşmak ve çözmek zorunda Potekizli çalıştırıcı. Sa Pinto bunlarla uğraşırken, ticareti ve üretimi belki de Türkiye’de iyi bilen kulüp yönetimi bu değişimin sancılarının farkında olmalı, Sa Pinto’yu anlamalı! Uzaktan bakıp, sadece öncesi ve sonrası puanları kıyaslayanlar da, artık Sumudica çığırtkanlığına bir son vermeli ve bu takımın doğru yolda olduğunu görmeli. Doğru yolda olunduğunun en yakın sinyalleri de geçtiğimiz haftaki Trabzon maçında çok net şekilde göründü. Bu takım -makinelerin bakımı bittiğinde- kaldığı yerden devam edecek, merak etmeyin.