Yaklaşık 7 aydır Türkiye'nin bir numaralı gündemi olan 16 Nisan referandumu, çok şükür kazasız belasız sonuçlandı.Propaganda sürecinde ortaya konan negatif algı sandıkların açılması ile son buldu.Kavgada söylenmeyecek sözler edildi, vatandaşın iradesine resmen ipotek konuldu.Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık misali.Evet desen bir türlü, hayır desen teröristsin.OHAL şartları ve siyasetin mahalle baskısı ortamı gerip haklı olarak insanlara korku ve endişe saldı.Sanırım eşit şartlarda bir yarış oldu, propaganda dayanışması ve ortak hareket etmenin en üst seviyede olduğu bir süreç geçirdik.Öyleki, yerel yöneticiler hayır afiş ve pankartlarının çokluğundan dolayı kendilerini bilbordlarda falan ifade edemeyince,Mecburen belediye ve halk otobüslerini, dolmuşları kendi afiş ve sloganlarını ile süslemek zorunda kaldılar.Belediye "tüm vatandaşların" doğru, ama ne yapsın adamlar koskoca şehirde başka yer yoktu.Etrafımızda "evet" diyeceğini alenen beyan edip, sandıkta "hayır" diyeceğini söyleyen bir sürü insan vardı.Çünkü siyaset dili öyle keskin ve incitici olmuştu ki "evet" demek övgü, "hayır" demek suç sayıldı.Tüm olumsuzluklarına rağmen şükür bitti.Artık en az yaptığımız şey, sonuçlar üzerinden konuşup ondan ders çıkartma zamanı.Sonuçları sağlıklı değerlendiremediğimiz için, her seçim ayrı bir gergin ortamda geçiyor ve tercih sahibi vatandaş tedirgin oluyor..Maalesef siyaset mekanizması aldığı oya bakıyor ve seçmenle özellikle de karşı görüşlerle hiç empati yapmıyor.Hedefe gitmek için her yolu ve her söylemi de mübah sayınca, insanların öz güveni ve siyaset mekanizmasına olan güveni azalıyor.Türkiye genelinde çıkan sonucun ülkemiz ve toplumumuz için çıkabilecek en olumlu sonuç olduğunu düşünüyorum.Seçim günü oy vermeye giden insanların korku ve endişe dolu yüz ifadelerinin, sonuçların açıklanması ile birlikte normale döndüğüne şahit oldum.Açık ara çıkacak evet yada hayırın ülke için hayırlı olmayacağı, tarafları ve ülkeyi çok daha fazla gereceğini düşünüyordum.%50+1'in kazanacağı bir sonuçta 1,5-2 puan farkın ders niteliğinde olduğuna inananlardanım.Bugün kazananın yarın kaybedeceği, kaybedenin kazanabileceği bir rakam.Türkiye genelinde bir birine yakın bir sonuç çıkarken, İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirler çok büyük farklarla olmasa bile yaşam şartlarının zorlaşması, insanların alım güçlerinin azalması vb. benzer sebeplerden hükümete tepki adına 'karşı' oy kullanırken.Suriyeli meselesinin en yoğun yaşandığı, asayiş olaylarının arttığı, sınır güvenliğinin sıkıntılı olduğu, en önemlisi de hayat pahalılığının tavan yaptığı Gaziantep'teki rakamların Türkiye ortalamasının çok üzerinde olması hayli ilginç.Referanduma, siyaset dışı bakıldığında bu olayın sosyolojik bir açıklaması var mıdır sormadan edemiyorum.Referandum sonuçları ülkemize ve milletimize tekrar hayırlı olsun.Vatandaş son sözünü söyledi, mesajını verdi,Lütfen taraflar şapkasını önüne koyup yeniden bir değerlendirme yapsın.OHAL'le yaşamak, çalışan içinde yöneten içinde sıkıntı verici bir durum.Hükumetin istediği kabul gördüğüne göre halkın talebi de değerlendirilsin OHAL kalksın;Çünkü normal bir hayata, dünden daha fazla birlik beraberlik ve toplumsal dayanışmaya,Korkan, ezilen, umutsuz insanlara değil, devletine milletine bağlı geleceğe umutla bakan hayat dolu insanlara ihtiyacımız var...