Hafif Raylı Sistemin güzergahı konusundaki eleştirilerimi sık sık bu sütunlardn dile getirdiğimi biliyorsunuz. Her ne kadar bana katılmasalar ve aksini iddia etseler de, başta Asım Güzelbey olmak üzere genel sekreter Fuat Özçörekçi'nin güzergah savunmasının beni ikna etmediğini bilmelerini isterim..
Ancak artık geriye dönüş olmadığı için yanlış bulsak da şehrin göbeğinden geçen raylı sisteme alışmak zorunda olduğumuzu da biliyorum. Benim diğer endişem ve eleştirim, kentin merkezinde şehirlerarası tren yolları gibi rayların yapılacak olmasıydı. Hem tehlike yaratacak hem de çirkin bir görüntü oluşturacaktı..
Bir ara Sayın Güzelbey, rayların içine çim yapmayı düşündüklerini ama çok sorun olacağını belirterek vazgeçtiklerini söylemişti. Ancak sonunda çok güzel bir formül bulmuşlar.. Suni çim yöntemiyle raylı sistemin güzergahını çirkin görüntüden kurtardıkları gibi, şehre çok ayrı bir hava kazandırdılar..Bu yönden kendilerini tebrik ediyorum..
Yalnız bir konuda endişem var.. Suni çim döşenirken izledim, altına kum çekildi. Aşırı yağış olduğunda birikecek suların birçok kesimde göllenme ihtimali mevcut, acaba onun için ne yapıldı doğrusu merak ediyorum..Rayların sular altında kalması durumunda ne gibi çözüm üretildi, bu konuda bilgi edinirsek seviriz..


HAVAALANINDA GBT UYGULAMASINDAN
YÖNTEM OLARAK ŞİKAYET VAR

Şimdi gelelim son günlerde havaalanında insanları çileden çıkartan GBT uygulamasına.. Bu yöntem genellikle şüpheli görünen kişinin TC kimlik numarasına bakılarak GBT bilgilerine ulaşılmak için kullanılır..GBT sorgulaması yapılınca kişinin sabıka kaydı, aranıp aranmadığı, herhangi bir suç işleyip işlemediğine ortaya çıkar.. Hemen peşinen söyleyeyim, en başta ben, sıkı kontrolden hiç yüksünmem, çünkü polisin bunu benim güvenliğim için yaptığına inanırım.. Ancak şehrimizdeki uygulamada bir yanlışlık görüyorum..Polis bunu daha kolaylaştırıcı yöntemlerle çözebilmeli. Ama anlaşılan o ki, çözüm üretilmemiş, en kolay olanına kaçılmış.. Yolcuların canını sıkan da bu zaten..
Bakın bu uygulama sonucu bir yolcunun havaalanında yaşadıklarını anlatayım sizlere.. Giriş kapısı zaten çileli, ama kemer hatta ayakkabı çıkartmaya, dönüp dönüp gelmeye bile alıştık. Sonrasında uçuş kartı için kuyruğa giriliyor, orada kimlikler veriliyor, hayli uzun bir bekleme süresi geçiriyorsunuz. Ardından bu kez GBT uygulaması için sıraya giriliyor yine kimlik veriliyor. Burada diğerlerinden oldukça uzun süren bekleme yaşanıyor. Çok şükür deyip ayrıldıktan sonra sizleri bir eziyet daha bekliyor.. Çünkü uçağa gidiş kapısında yine sıkı arama ve kimlik kontrolü yapılıyor.. Son olarak uçağa biniş için kapıda yine kimlik kontrolü yapılıyor..Yani ananızdan emdiğiniz süt burnunuzdan getiriliyor. Altı üstü bir uçak yolculuğu yapacaksınız..Bunu yaşayanlar bilir elbette. VIP olanlar haliyle yaşamıyor. Keşke yaşamış olsalar, bu uygulamadaki hatalar bizim yazmamıza gerek kalmadan düzelmiş olur..
Aslında GBT hariç son üç uygulamaya herkes alışmıştı zaten.. Ama bu uygulama herkesin canına tak etmiş durumda.. Nitekim havaalanından arayan yolcular cep telefonlarıyla çektikleri görüntüleri bana gönderdiler. Hepsi de burnundan soluyordu..Bu uygulamanın başka vilayetlerde olmadığını söylüyorlardı. Haliyle bu kadar yoğun şikayet gelince bende yazmak durumunda kaldım..Şimdi herkes gibi ben de merak ediyorum 1- Bu GBT uygulaması sürekli olarak devam edecek mi ? 2- Eğer edecekse niye insanlar 3'ncü bir kuyruğa tabii tutuluyor? Son kapıda zaten kimlik kontrolü yapılıyor, GBT uygulaması orada yapılamaz mı. Hiç değilse bir kuyruk azaltılamazmı ?


HERKESİN GÖZÜ MHP'DEKİ GELİŞMELERDE

İl Başkanı Mehmet Özdemir'in beklenmedik çıkışı ve almış olduğu radikal karar, kendisine inanan kişilerin de beraberinde istifasını vermesinin doğru mu yanlış mı olduğunun etkilerini ileri tarihlerde göreceğiz..Telefonda buraya kadarmış dediğindeki buruk ses tonu, aslında ne kadar üzgün olduğunu net şekilde belli ediyordu.. Bana sorsa idi, haklısın ama yine de istifa etme derdim.. Çünkü istifasıyla birlikte partiye zarar vereceklerine inandığı kişileri haklı çıkartır bir şekle getirmiş olacaktı.. Kaldı ki, referandumda o zarar verdiğine inandığı kişilerin evet yönlü bir anlayış içine girdiklerini çok net şekilde biliyordu..
Bunları Sayın Hasan Özdemir ile birlikte referandum öncesi gazeteye geldiklerinde çok ayrıntılı biçimde anlatmıştı.. Siyaset işte böyle birşey..Bir bakarsınız tepedesiniz , bir bakmışsınız boştasınız..Sayın Mehmet Özdemir daa genç, siyasette önü açık, zaman belki de kendisini haklı çıkartabilir..Bekleyipg örmek gerekir..
İl Başkanlığına atanan Tayfun Aygın'ın 53 kişilik yönetimi hayli değişik ve renkli isimlerden kurulu..Seçim öncesi her kesimden, her yaş ve meslek gurubundan oluşturduğu listesini açıkladı.. Üzerine bindirilen yükün çok ağır olduğunu söylememe gerek yok.. MHP diğer partilere benzemez.. Her ne kadar yıllardır partinin içinde birisi ama yine de işinin zor olduğunu söylemeliyim.. Bundan sonra atacağı her adım parti içi muhalifleri tarafından dikkatle takip edilecek. Benim öncelikli söyleyeceklerim, partide iletişim konusunu ivedilikle çözmesi olacak..

ALİ PERİ NE YAPMALI ?

CHP'de Ali Peri dönemiyle birlikte, tıpkı Kemal Kılıçdaroğlu heyecanında olduğu gibi bir hareketlenme başladığını söylemek durumundayım.. Ama önemli olan bu heyecanı partiye çöreklenenlerin yaşaması değil, yıllardır partiye yanaştırılmayan, ciddiye alınmayan kişilerin duyup yaşaması..
Eğer Ali Peri bunları göremez ve bu yönde adımlar atamaz ise, en kısa zamanda o kastettiğimiz tipler, Ali Peri'yi kendilerine benzetirler.. Ali Peri'de köreltilmiş bir vaziyette CHP il başkanlığına devam eder.. Bunları belirtiyorum, çünkü Ali Peri'nin fazla zamanı yok.. Atacağı doğru adımlar, CHP'nin Gaziantep'teki mevcudiyetini ve gidişatını çok net biçimde ortaya çıkartacaktır.. Eğer etrafı kuşatılmış bir Ali Peri göreceksek, ve kendisinin de bunu kabullendiğine şahit olacaksak, o zaman varlığının sadece isimden ibaret olarak kalacağını şimdiden söylemeliyim..
Bu arada geçtiğimiz haftaki yazımla ilgili olarak Tüm Emek Der Gaziantep Şube Başkanı Sayın Ahmet Daş bir faks göndermiş..Sayın Daş, daha önceleri CHP ile ilgili değerlendirmelerime de duyarlı davranmış birkaç kez daha faks çekmiş ve bu yöndeki düşüncelerime katıldığını ifade etmişti. Sözü fazla uzatmadan Sayın Daş'ın gönderdiği faksı sizlerle paylaşmak istiyorum:
Sayın Ökkeş Özekşi. Gazetenizi sürekli takip ediyorum. Özellikle yazılarınızı okuyarak feyiz alıyorum. 31.01.2011 tarihli eğitimde kral çıplak başlıklı yazınızda CHP'nin geleceğini değerlendiriyor ve Ali Peri'nin il başkanlığını değerlendirirken önündeki engelleri ve karşılaşacağı zorlukları, açıkça CHP'yi il ve ilçe yönetimlerini, başarının ve başarısızlığın nedeni olarak tanımlıyorsunuz. Bu yazınızla, benim gibi düşünen birçok arkadaşların ve partililerin sesi olduğunuzu belirtir, en içtenlikle saygılar sunar iyi yayınlar ve başarılar dilerim. Ahmet Daş


BÜYÜKŞEHİR'İN SANTRALİ VE EKSİKLER

Geçen hafta bir vatandaşımızın büyükşehir santraliyle ilgili olarak yaşadıklarını anlatmış, özellikle cumartesi ve pazar günleri santrallerin güvenlik görevlilerine emanet edildiğini dile getirmiştim..
Vatandaşımızın şikayetine resmi açıklama yapılmadı ama bazı yetkili kişilerden telefon geldi..Onların söylediklerine göre yazılanların hepsi doğruydu.. Büyükşehir'in tatil günlerinde santral konusunda zaafiyetleri vardı. Aslında telsiz işlerinin Gaski'den alınıp, büyükşehir'in kendi bünyesinde telsiz merkezi oluşturmasının doğru olacağı ve böylelikle çok önemli hale gelen santral ve ileşitim konularındaki sorunların aşılacağı belirtildi. Buna ben de katılıyorum. Genel Sekreter Fuat Özçörekçi'nin bazı konularda olduğu gibi, bu konuda da üretkenliğini gösterirse, bu işin çözüleceğine inanıyorum..

Hepinize iyi haftalar