Raporda, “Gaziantep’te derslik başına düşen öğrenci sayıları Türkiye ve OECD ortalamasının çok üzerindedir. Öğretmen açığı ve ücretli öğretmen uygulaması devam etmektedir. Sözleşmeli, ücretli güvencesiz çalışma nedeniyle eğitim ve bilim emekçileri üzerinde mobbing daha da artmıştır. Derslik ihtiyacı sorunu sürmektedir. Okullardaki sosyal etkinlik alanları (kütüphane, sportif alanlar, etkinlik sahaları vb.) yetersiz veya dersliklere dönüştürülüyor. LGS, YKS gibi merkezi sınavlarda iller arası sıralamada Gaziantep son sıralarda olmaya devam ediyor” denildi.BU UYGULAMA EĞİTİMİ GERİYE GÖTÜRÜYORGaziantep’te 629 bin 243 öğrenci ve 24413 öğretmenin tatile girdiğini belirten Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ali Ersönmez, “4+4+4 sonrasında zorunlu eğitim süresinin 12 yıla çıktığı iddia edilmesine rağmen, ortalama eğitim süresi 9 yılda kalmıştır. Türkiye’de her üç okuldan birinde ikili eğitim yapılmaktadır. 2020 yılında 4+4+4 sisteminden kaynaklı olarak lise çağındaki öğrenci oranının yarı yarıya artması beklenmektedir. Bu durum özellikle liselerde ikili eğitim uygulamasını daha da yaygınlaştıracak, MEB’in hedeflediği rakamların çok üzerine çıkılacaktır. Gaziantep’te eğitimin niteliğinde gerileme, eğitimde ticarileşme, okulların fiziki altyapı ve donanım eksiklikleri, kalabalık sınıflar, mülakata dayalı sözleşmeli öğretmenlik ve ücretli öğretmenlik uygulamasının sürmesi, ataması yapılmayan öğretmenler sorunu vb. gibi çok sayıda sorun devam ediyor. İkili ve birleştirilmiş sınıf uygulaması eğitimi geriye götürmeye devam ediyor.” dedi.YENİDEN İKİLİ EĞİTİME GEÇİLMEK DURUMUNDA KALINDI‘Eğitim sorunu halkın en temel gündemini oluşturmayı sürdürmektedir’diyen Ersönmez, ”Yanlış okullaşma politikasının bir sonucu olarak, 2019 LGS sonuçlarına göre öğrencilerin Anadolu Lisesi taleplerini karşılamakta zorlanan MEB, çareyi tam gün eğitim yapan Anadolu liselerinde yeniden ikili öğretime geçmekte bulmuştur. İkili eğitimden kaynaklı olarak öğrencilerin şafak vakti derse girip akşam karanlığında dersten çıkmalarına neden olmuştur. Yanlış okullaşma sonucu Anadolu liseleri kapasitesinin üzerinde öğrenci alırken, Meslek ve İmama Hatip okulların binaları kapasitelerinin çok altında öğrenci ile eğitim sürdürmektedirler. Suriyeli öğrencilerin örgün eğitime dahil edilmesiyle, sınıf mevcutları artmış, öğretmen yükü büyümüş ve öğrenciler arasındaki dil, sosyo kültürel, ekonomik vd. farklılıklardan dolayı uyum ve bütünlüklü eğitim sağlanamamıştır” diye konuştu.1 YILDA 200 ÖZEL OKUL KAPANDIPISA 2018 sonuçlarının Türkiye’de eğitimin durumunu ortaya koyduğunu belirten Ersönmez,”Türkiye, 37 OECD ülkesi arasında okuma becerilerinde 466 puanla 31'inci; Matematik okuryazarlığında 454 puanla 33'üncü, Fen bilimlerinde 468 puanla 30'uncu olmuştur. 2018 sonuçları Türkiye’nin okuma alanında ancak PISA 2012’deki seviyesine yaklaşabildiğini, matematik ve fen alanlarında ise 2012 seviyesinin üzerine ancak çıkılabildiğini göstermektedir. Ayrıca 2019-2020 eğitim öğretim yılının ilk yarısında ekonomik kriz nedeniyle çok sayıda özel okul kapısına kilit vurmuş, çok sayıda öğrenci ve öğretmen mağdur edilmiştir. Türkiye Özel Okullar Derneği (TÖZOK) son bir yıl içinde 200’e yakın özel okulun kapandığı ya da devir olduğunu açıklamıştır. Teşvik politikaları ile özel okul sayılarının ve bu okullara giden öğrenci sayısının ciddi anlamda artmasını beraberinde getirmiş olmasına rağmen, eğitim kurumu olmaktan çok birer ticarethane gibi işletilen çok sayıda okulun ekonomik gerekçelerle iflas etmesiyle oluşan mağduriyetlerin giderilmemesi önemli bir sorun olmayı sürdürmektedir” dedi.GÜVENCESİZ ÇALIŞMA MOBBİNGİ ARTIRIYOR15 Temmuz 2016 sonrasında tek bir kadrolu öğretmen ataması yapılmazken, Kasım 2019 itibariyle MEB bünyesinde görev yapan sözleşmeli öğretmen sayısı 103 bine ulaşmıştır. Ülke çapında görev yapan ve tamamına yakını asgari ücretim altında ücret alan ücretli öğretmen sayısı ise 100 bin civarındadır. Sözleşmeli, ücretli güvencesiz çalışma nedeniyle eğitim ve bilim emekçileri üzerinde mobbing daha da artmıştır. Gaziantep’te bir öğretmenin, bir eğitim ve bilim emekçisinin güvencesiz çalışma koşulları nedeniyle yaşamına son vermesi güvencesizliğin yarattığı baskının, mobbingin somut fotoğrafıdır. Sözleşmeli, ücretli ya da başka bir ad altında yapılan öğretmenlik uygulamalarının tamamına son verilmelidir” dedi. Meral KINACILAR