Binevlerde Büyük Postanenin altında PTT nin fatura ödeme ve kargo bölümü var.

Bu bölümde numaratör sorunu yaşanmakta.

Önceleri yaşlı, hasta ve özürlüler için numaratör ekranında ayrı menü vardı. Şimdi o menülerin üzerine bir kargo poşeti yapıştırılmış. Yaşlı, hasta ve özürlüler o menüden yararlanamıyor.

Ayrıca numaratörde özürlü kartıyla numara almak için bir yuva var.

Bu yuva da iptal edilmiş.

Kısacası fatura ödemek veya başka bir işlem yaptırmak için gelen yaşlılar, hastalar, özürlüler delikanlılarla aynı kefeye konmuşlar.

Yetmiş beş yaşında bir dede ile on beş yaşındaki bir delikanlı aynı süreyi beklemek zorunda.

Türk örf, adet ve geleneklerinde yaşlılara, hastalara ve özürlülere saygı vardır.

Binevler postanesinin fatura ödeme noktasında bu saygı yok.

Ayıp değil mi?

.

Trafik

BB Başkanı Sayın Fatma Şahin trafik sorununu çözmeye çalışıyor.

Niyet iyi.

Ancak yapılan çözüm önerileri üzerinde düşünmek gerekiyor.

Sola dönüşlerin yasaklanmasıyla sorun çözülür mü?

Aksine sorun büyür.

Neden derseniz.

Sola dönüşleri yasakladığınız takdirde trafikteki araç sayısında artış olacaktır.

Bazı cadde ve sokakları tek yönlü hale getirirseniz durum yine aynı.

Trafikteki araç sayısı artacaktır.

Sorun araç ayısını azaltarak çözülür.

Bir sürücü düşünelim.

Sola dönüş yasak olduğu için gideceği yere sola dönüşün yasak olmadığı bir yer bularak gidecektir.

Bu da trafikte daha uzun süre kalacağı anlamını taşır.

Aynı sürücü cadde tek yönlü olduğundan caddenin sona kadar gitmek zorunda.

Böylece gereğinden fazla araba kullanacak ve trafikte kalacaktır.

Trafikteki araç sayısını arttıran uygulamalarla trafik sorunu çözülür mü?

Hayır. Trafikteki araç sayısı azaltılarak çözülür.

Daha önce de yazmıştım.

Bir yandan trafik sorununu çözmeye çalışıyorsunuz. Diğer yandan caddelerin bir şeridini parkomat uygulamasıyla otopark haline getiriyorsunuz.

Adama bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu demezler mi?

Trafik sorununu çözme fikrinde samimi misiniz?

O zaman halkın ortak kullanım olan ve özellikle de trafiğin yoğun olduğu caddelerdeki parkomat uygulamasını kaldırınız.

Halkın ortak malı olan caddelerin kiraya verilmesi demokrasi ile bağdaşmaz. Halkın tamamından izin almadan bunu yapamazsınız. Aksi takdirde halkın tamamına haksızlık etmiş olursunuz.

Belediyeler ticaret yapmak için kurulmuş şirketler değildir.

Halkın yaşamını kolaylaştırmak için kurulmuş resmi kurumlardır. Kuruluş amacı kar etmekten çok halka hizmet etmektir.

Yazacak çok konu var ama söz belediyelerden açılmışken devam edeyim.

Konutunuzun yanındaki arsaya bir müteahhit inşaat yapıyor. Bunu yaparken de yan arsalarda kurulu binalara müdahalede bulunuyor. Şikayet ediyorsunuz. Belediye şikayet konusundan önce sizin eksik ve kusurlarınızı aramaya yöneliyor. Yakanıza yapışıyor. Hırsızın suçu yok…

Rahmetli S. Demirel ne demişti?

'Ananı öpen kadı ise kime şikayet edeceksin…?

Belediye evimizdeki tuvaletten kullanım bedeli almakta. Adı 'Atık su bedeli.

Yatırıma katkı payı hangi doğru düşünen akla sığar. Belediye yatırım yaparak kente su getirmiş. Sistem tamam. Suyu satarak birim fiyat üzerinden ücretini tahsil etmekte. Ancak her aboneden yıllardan beri 'Yatırıma katkı payı almakta.

İki milyon nüfuslu bu kentte her ay toplanan 'Yatırıma katkı payı yıllık ne kadar ciro yapar? Bu paralar belediyenin hangi hizmetlerinde kullanılmakta? Barajlara, su nakil hatlarına, kent içi şebekeye katkı payı ödüyorsam yatırıma ortak sayılırım. Ödediğim paranın bir karşılığı olmalı. Yanıt verecek biri çıkar mı acaba?

Belediyeye bir öneride bulunayım. Herhalde akıllarına gelmemiştir.

Kentin havasını da satsınlar. Nefes alarak 'Kentin havasını kirletme bedeli koysunlar faturalara… Nasıl olsa kent halkın değil, kendilerinin.

Gelecekte bu da olur herhalde.

Gidenlere gelenlerin sayesinde Allah rahmet eylesin.

Laf çok…

Hadi hoşçakalın.