Yıllardır PKK belası ile uğraşmaktan yoruldu iseniz, biraz ara verin! Az soluklandıktan sonra büyük devlet olmanın şuuru ile hemen yanıbaşınızdaki Hizbullah örgütü ile savaşmak zorunda kalabilirsiniz! Yıllardır yargılandığı ve itiraf ettikleri halde, suçlu ya da masum olduğuna karar verilemeyen Hizbullah'ın askeri kanat sorumluları şimdi serbest! Yıllardır hürriyet mahrumiyeti yaşatıldığına inanan bu insanların, serbest kalır kalmaz sırra kadem basacakları bilinmiyor muydu?
Serbest bırakıldıktan sonra islami rejime dayalı tezlerini sürdürmekten vazgeçecekleri, kuzu kuzu TC yasa ve yasaklarına harfiyyen uyacakları beklenen Hizbullahçılar öyle düşünmediklerini anında ilan etti. Burada tekbir sesleri arasında liderlerini kucaklayan Hizbullah sempatizanları, lider konumundaki şahsın yargılandığı süre içerisinde boş durmadıkları görülüyor.
Kurdukları vakıflarla, sahibi oldukları radyo -TV ve yazılı basınla yan ve yandaşlarına yıkılmadık, ayaktayız yürekliliğini sergileyen Hizbullahçıların, tıpkı PKK'nın yaptığı gibi yapıp, bölgenin huzurunu kaçıracağı kuvvetle muhtemel. Hatta, daha önce yaptıkları gibi bölge üzerinde hakimiyet kurmayı yeniden denemek için PKK ile silahlı çatışmaya bile girecekler!
Bölge insanı ve ülkenin huzurunu bozmaya matuf her türlü eyleme hazırlıklı olduğu muhtemel görülen bu iki silahlı çetenin çatışması bir ittifak haline dönüştürülürse, arada kalacak olan TSK ve Türk halkı olacaktır!

HİZBULLAH SİYASALLAŞMAYI DENER Mİ?

Belli olmaz! Hizbullah da tıpkı PKK'nın yaptığı gibi yapar ve siyasallaşmanın bir yolunu bulur...
İmralı-Kandil ve BDP üçgeninde birlikte hareket ederek TBMM'de sandalye sahibi olan terör yandaşlarının uyguladığı politikayı benimsediği görülen Hizbullahçıların bu konuda girişimleri olduğu yolunda öngörüler var. Siyallaşma fikrine sıcak baktıkları anlaşılan Hizbullahçıların tek endişesi, Güneydoğu'da bilhassa Diyarbakır'da AKP ve PKK'nın üstünlüğü...
Ne yapılmalı da bu iki gücün arasına girilmeli hesapları üzerinde yoğunlaşan Hizbullahçıların, siyasallaşma konusunda ulemanın alacağı kararı beklediklerini söylemeleri hiç de şaşırtıcı olmamalıdır.
PKK'nın verdiği silahlı mücadele sonucu elde ettiği başarıyı kendilerinin de edebileceğini, hatta silah kullanmadan da meclise girilebileceğini ifade eden Hizbullah sözcüleri, yeni bir parti kurma fikrine sıcak bakıyorlar.
Olmaz olmaz demeyin.
İktidarın çeşitli açılımlar adı altında araya sıkıştırdığı bilhassa kimlik konusu Hizbullahçıların umursayacağı bir şey olmasa da, bilhassa Kemalizm karşıtlığındaki kararlılıklarının üzerine gidebilirler!

KÖRÜN İSTEDİĞİ BİR GÖZ...

Kör'ün istediği bir göz Allah verdi iki göz kabilinden bir fırsat yakalayan Hizbullah'çıların bu fırsatı sonuna kadar değerlendireceğini sanıyorum.
Yasa ve yasaklar üzerine nutuk atmaktan başka bir şey yapmayan hukukçuların, ülkenin geleceği üzerinde oynanan sinsi oyunlara göz yummasına bir anlam veremiyorum. Birilerinin ortaya çıkıp buraya kadar demesini bekleyenler de iyi biliyor ki, Türkiye bir hukuk devletidir. Burada orman kanunlarının geçerli olmadığını gösterecek TC Kanunları hakimdir...
Ama niye?
Niye, tehlikenin boyut ve maliyeti önceden hesaplanmıyor? Neden önceden yapılacaklar derhal yapılmıyor da, iş işten geçtikten sonra yapılmaya çalışılıyor?
Türkiye'de yapacak başka işler yok mu?
Gaflet ve dalalet içiresinde olunmaya benzer bir ortama gidilmesi bu ülkeye yakışmıyor.
Baştan beri Kemalizm ve Atatürk ilkelerine karşıtlıkları ile tanınan Hizbullahçıların, Meclise girdiklerinde ne yapacakları bugünden bellidir.
O halde ne yapılacaksa, bugünden ve derhal yapılmalıdır...