Geçen haftaki yazım tahminlerimden fazla ilgi gördü. Gerek gazetemizin yönetim sayfasında gerekse sosyal medyada okunma ve görünme oranları şaşırtıcıydı. Tabii mesele Suriyeliler başta olmak üzere sığınmacılar konusu olunca insanlar büyük ilgi gösteriyor. Büyük çoğunluğu şikayetçi, dertli ve öfkeli… Hatta kendi şehrinde yabancı konumuna düştüklerini söyleyenlerin sayısı küçümsenmeyecek kadar fazla. Yani şehrin merkezi bölgeleri başta olmak üzere kenar semtlerde adeta gettolaşmanın baş gösterdiğini bilim adamları akademisyenler bile açıkça dile getiriyor. Entegrasyon önerileri sunuyorlar ama artık onun da uygulanabilirliği konusunda tereddütleri var. Yani anlayacağınız Gaziantep için sığınmacılar konusunun ciddi bir sorun olduğu, 600 bine yakın hatta daha fazlasının olduğunun söylendiği şehrimizde sanki trenin kaçtığını üstü kapalı da olsa ifade etmeye çalışıyorlar… Bu yöndeki endişemizi dile getirmemizin nedeni sınır şehri olmamız. Burnumuzun dibinde terör örgütleri cirit atıyor. En büyük tehlike ise İdlip’te olabilecek bir değişimde, Gaziantep ve Hatay’ın şimdiki nüfusu kadar sığınmacının gelebileceğini ve kentlere yerleşebileceği varsayılıyor… Maalesef durum bu. Neyse dönelim asıl söyleyeceklerime… GAZİANTEP'TE MESLEKLERE İLGİ NİYE AZALDIGaziantep’in tarihinde esnaf ve zanaatkarlık önemli bir yer tutar. Önceleri meslek sahibi olmak her ailenin çocukları için altın bilezik niteliğindeydi. O dönemin gözle meslekleri için çocuklar küçük yaştan itibaren her sektörde faaliyet gösteren esnaflara gönderilir, hatta “Eti senin kemiği benim” denilerek çocuk tamamen ustaların eline teslim edilirdi. Memur ve okuyan aile kesimi ise çocuklarını zor şartlarda olsa da Üniversitelere gönderir, Doktorluk, Mimarlık, Avukatlık ve Çeşitli branşlarıyla Mühendislik başta olmak üzere çocuklarının eğitimleri için her türlü fedakarlıkta bulunurdu. Ekonomisi zayıf olan ve çocuklarını il dışına gönderemeyen aileler genellikle önceki adı Ortadoğu olan sonra değiştirilen Gaziantep Üniversitesine gönderilirdi. O dönemde rahmetli Hasan Celal Güzel’in şehrimizde Üniversite olması yolundaki çabaları asla unutulamaz. Benim kuşakta ve çevremde Üniversiteye gidemeyenler olarak baba mesleği veya başka mesleklere yönlendirilmiştik. Rahmetli babam berber dükkanında kalıp berberlik yapmamı istemişti. Diğer babalar da kendi mesleklerinin aile olarak devamını sağlaması için çocuklarını ilkokul, ortaokul veya liseye kadar okutmayı tercih etmişti. Ama gerçek olan tek şey, Gaziantep’te esnaf kesiminin önemli kısmının ilkokuldan sonra çocuklarının meslek sahibi olmasını isteyen düşünceye sahip olmasıydı. Tabii buna yüksekokul mezunları ve dediğim gibi avukat doktor mimar, mühendis, eczacı olanlar, çocuklarının kendi mesleklerini yapmasını istemiş ve eğitimlerini öyle yönlendirmişti. Şimdi o gelenek devam ediyor. Baba veya anne avukatın çocukları avukat, aynı şekilde doktorunki doktor, mimarın, mühendis ve eczacıların çocukları da aynı meslekleri yapıyor. Buna annelerin katkısını da eklemeliyim elbette. Acı olan bir gerçek varsa, o da 2022 yılına geldiğimizde bu meslekler arasında özellikle doktorların ve sağlık çalışanlarının yurt dışına gitmek zorunda bırakılışıdır. Zaman içerisinde Gaziantep’te esnaflık yapanların sayısında yavaş yavaş azalma baş gösterdi. Teknolojiyle birlikte yaşanan gelişmeler gençlerin tercihlerini de değiştirir oldu. Özellikle orta direk dediğimiz kesimin gençleri meslek sahibi olmak yerine Üniversitelerde okumayı ve diplomalı olmayı tercih etmeye başladı. Bu furya 2 binli yıllardan sonra ciddi biçimde artış gösterdi. Ne var ki son dönemlerde şehrimizde en favori okul olan Mehmet Rüştü Uzel Endüstri Meslek Lisesi zamanla ilgi görmemeye başladı. Oysa bu lise meslek açısından harika bir liseydi. Gaziantep’in organize ve küçük sanayiyi şimdilerde ayakta tutan önemli ustaların çoğunluğu bu okul mezunlarıdır. ÜNİVERSİTELER ÇOĞALDI, MESLEKLERE İLGİ AZALDIDaha sonraları inanılmaz yanlış bir planlama sonrası her şehirde çok sayıda Üniversiteler kurulmaya başlandı. Hatta adı verildi kendisi henüz bina olarak hayata bile geçirilemedi. Olmayan Üniversitelere Rektör bile atandı. Zaman içerisinde Devlet Üniversiteleri Vakıf ve özel Üniversitelere karşı ciddi güç kaybına uğradı. Haliyle durumları iyi olan gençler Üniversitelere yönelmeye başladı. Bazıları için Kıbrıs adeta can simidi oldu. Ve ilerleyen yıllarda asıl korkunç durum diplomalı işsizler ordusuyla karşı karşıya kalışımız oldu. Şimdi her evde Üniversite diplomalı kızlarımız ve erkek çocuklarımız var. Çoğu asgari ücrete bile iş bulamaz hale geldiler. Ve ellerinden başka iş gelmediği için de anaya babaya yük olmaya başladılar. O MESLEKLER DE ARTIK SURİYELİLER AĞIRLIKTAGelelim işin final kısmına… Öyle bir duruma gelindi ki, Gaziantep’te çeşitli mesleklerde çalışacak vede çalıştırılacak Antepli bulunamıyor. İnşaat sektöründe kalifiye eleman bulmak çok zorlaştı. Meslek gruplarında, fayansçı, sucu, musluk tamircisi, araba tamircisi, tornacı, ağaç işleri ve marangoz, boyacı, tesisatçı, elektrik tesisatçısı, klimacı, kaportacı, alçıcı, camcı, fırıncı, Tarım işleri, dinlenme ve barınma sektöründe çalışacak elemanlar adeta karaborsaya düştü. İşyerleri birbirlerinin elemanlarını ayartma yarışına girmiş durumdalar. Gastronomi zaten başlı başına bir sorun. Daha aklıma gelmeyen çok sayıda sektör yerli eleman bulamıyor. Ve bu boşluklar kimlerle dolduruluyor biliyor musunuz? SURİYELİ’LERLE… Evinizde veya işyerinizde bir iş yaptırıyorsunuz gelen işçiler Suriyeli. Tamirciye gidiyorsunuz aynı durum. Alışveriş yapmaya gidiyorsunuz yine aynı durum… Tarımda çalıştıracak adam arıyorsunuz ya Suriyeli ya Afgan. Iraklılar daha farklı işlerle uğraşıyor. Yani siz esnaf olarak özel sektör olarak çalıştıracak Antepli adam bulamazsanız, haliyle Suriyeliye muhtaç kalıyorsunuz. Çok iddia ediyorum şu anda birçok gencimiz evinde oturup bilgisayarla, cep telefonlarıyla oynayıp duruyor. Ne yapsın çocukcağız? Mesleği yok tek bildiği şey okulda öğretilenler. Onlar için de resmî kurumlarda iş bulamıyor. Özel sektörde de mesleğinin dışında iş teklif ediliyor o da asgari ücret… Babalar analar dünyanın parasını harcıyor ama sonuçta çocuklar işsiz kalıyor. MESLEK LİSELERİ VAR AMA SORUN GİDERMEYE YETMİYOROysa şehrimizde Meslek Liselerine devlet olarak biraz daha ağırlık verilse durum belki değişecek. Aslında Meslek liseleri yok denemez. Ama 3 milyona varan şehirde bunun karşılığını göremezsiniz. Büyükşehir Belediyesi GASMEK adıyla meslek edindirme kursları açtı. Şehrin dört bir yanında faaliyet gösteriliyor. Şimdiki haliyle Organize Sanayi Bölgesi uzun süreden beri faaliyet gösteriyor. Yetişen elemanları fabrikalarda iş bulabiliyor. Ticaret Odası Mesleki ve Anadolu lisesine ek olarak Gastronomiye büyük katkı için Mutfak Sanatları Akademisini kurdu. Sanayi Odası Mesleki Eğitim Merkezini faaliyete geçirdi. Son olarak Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu da bu işe girişti. Hatta meslek liselerine girecek olanların ailelerine belli bir aylık vermeyi bile göze aldı. Ayrıca Mehmet Uygun Teknik Meslek Anadolu Lisesi, Nizip ve Araban’da da iki lise var. Özellerde var tabi. Deva’nın iki, Nuri Çiçek, Atakent, Özel çözüm, Fatih, Damla bilim ve teknoloji, Ünsal Ören liseleri faaliyet gösteriyor. ÜRETİM KALİTESİ ÇOK DÜŞTÜNe var ki, Gaziantep’te gerçek iş dünyasında nitelikli eleman eksikliği büyük boyutta olunduğundan bu yerleri Suriyeliler dolduruyor. Ve inanmazsınız ama Üretim tamirat tadilat onarım kalitesi çok düşüyor. Binalarda daha içine geçmeden elektrik, su sıva, alçıpan vs, birçok işlemler kullanılmaz hale geliyor. Tamirciler de öyle. İmalat sektörleri de öyle. Yapılıyor ama kalite yok, üretiliyor ama kısa sürede kullanamaz hale dönüşüyor. Tüm bunlar Gaziantep’teki nitelikli eleman açığını gidermeye yetmiyor. Ve tam öğrenemedim ama buralara başvuranların çoğunluğunu yine Suriyeliler ile Gaziantep’e yerleşmiş yerli ve yabancı aileler oluşturuyor. Son sözüm şu olacak; Başta Suriyeliler olmak üzere sığınmacıları eleştirelim ama biraz da kendimize bakalım. Gaziantep’te meslekleri devam ettirenler kimlik değiştiriyor. Onlar her yerde varlar ve çalışıyorlar. Bizim gençlerimiz ise devlet dairelerinde masa başı iş arıyorlar. Elbette hakları diyeceğiz ama var olan gerçekleri de görmek zorundayız. Üniversiteleri çoğaltan bu iktidar mezun ettiği insanlara maalesef iş bulma konusunu hesaba katmadı. Şimdi gençlerin en büyük sıkıntısı bu. Oysa bu gençler meslek öğrenseler şimdi bahsettiğim sektörlerde çalışanların çoğunluğu Suriyeliler olabilir miydi? Yurt dışına gitmek isterler mi? HEPİNİZE İYİ HAFTALAR