Bir ay sonra şimdikinden daha farklı düşünecek ve sandıktan çıkan sonuçların ülkemize nasıl etki yaratacağını tartışacağız.. Şimdi ise durum farklı. O bir aya kadar olacakları tahmin etmek, fikir yürütmek, görüş belirtmek durumundayız.. Bizlerin görüşünü önemli bulanlara belki tatmin edici yanıtlar veremeyebiliriz ama, ne gördüğümüzü, nasıl olabileceği yolundaki düşüncelerimizi de, bize yakışan biçimde söylemek görevimizdir.. Şu ana kadar görebildiklerimiz iktidar partisinin her geçen gün prim kazandığıdır.. Bunda devlet gücünü iyi şekilde kullanmalarının yanısıra, din konusunu iyi işlemelerinin rolü büyük.. Hele türban olayı ve Cumhurbaşkanlığı konusu, bu parti tarafından o kadar iyi kullanılıyor ki, aleyhlerinde olması beklenen durumu, rahatlıkla lehlerine çevirebiliyorlar. Bu arada bir tehlikeyle oynuyorlar ve Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratmaya yönelik konuşmalarda ölçüyü kaçırıyorlar.. Ama bunun da bazı kesimlerde kendilerine prim getirdiğini biliyorlar.. AKP'NİN OY SİLAHI ÇOK Görüşümü soranlara hep şunu söylüyorum; şu anda hiç bir parti AKP'nin yaptığını yapamıyor.. Kırsallarda, gecekondu tabir edilen varoşlarda, köylerde genellikle fakir olan, ama din konusunda hassasiyet gösterenlerin yüzde 50'den fazlası, AKP'ye daha sıcak bakıyor.. Buna bir de kömür başta olmak üzere çeşitli gıda yardımlarının yapılması, yeşil kart esnekliği, belediyelerin saklanamayan gizli desteklerini eklersek, ne söylemek istediğim daha iyi anlaşılır.. Biz bu konumdaki insanlarla konuştuğumuzda, biraz da kandırılmışlığın farkında olduklarını gözlüyoruz ama "bugüne kadar hangi hükümet bize el uzattı, kömürümüzü yağımızı, şekerimizi verdi, doktora gidebilmek için yeşil kart ışığı yaktı?" şeklindeki yarı tepki, yarı övgü dolu sözler karşısında söyleyecek söz bulamıyoruz.. Kenar semti, kırsalı ve varoşları böyle de, kent merkezli kesim farklı mı düşünüyor.. Daha açıkçası sanayici ve işadamı kesimi.. Onların da ekonomik istikrardan yana oldukları ve tek partili iktidarın devamını istediklerini gözlüyoruz.. Elbette sanayici kesimin tümü değil böyle düşünen.. Ama bunlar çoğunluklu değiller.. Bir Abdulkadir Konukoğlu'nun "biz koalisyon istemiyoruz" ifadesi, söylemek istediklerimi özetliyor.. Buna karşın KOBİ'lerde ve esnaf kesiminde durum tam tersi.. Onların büyük bölümü hükümete tepkililer.. SEÇİM ÖNCESİ DEV, ERTESİ GÜN CÜCE OLANLAR Yani görünen o ki, şu anda AKP, iktidar ve devlet gücünü en iyi şekilde kullanıyor ve insanları etkilebiliyor.. Peki bunların semeresini seçimlerde alabilecek midir? İşte orada duralım ve hatırlatmada bulunalım.. Biliyorsunuz Türk halkının en büyük özelliği ve ülkeyi yönetenlere en iyi CEVABI, seçimler ve sandıklardır.. Bu ülkenin seçim sandıklarında öyle sürpriz sonuçlar çıktıki, bir gün önce kendilerini DEV görenler, ertesi güne CÜCE olarak başlamak zorunda kaldılar.. Yani kim ne söylerse söylesin, Türk halkının doğruyu-yanlışı ayırtedecek ve sonucu belirleyecek kararı 23 Temmuz sabahı ortaya çıkacaktır.. Halkın büyük çoğunluğu bu hükümetten memnunsa, zafer yine AKP'nin olacaktır. Değilse AKP'ye ceza vermiş sayılacak ve hükümet olma gücünü elinden alacaktır.. ŞEHRİMİZDE NELER OLACAK ? Gelelim şehrimizdeki siyasi gelişmelere.. Son yapılan bir ankette AK Parti'nin oldukça önde olduğunu duyunca şaşırmadım.. Anketlere kolay kolay inanmayan birisiyim.. Seçimlere kadar da inanmam, ama yine de ciddiye almam gereken mesajlara dikkat ederim.. CHP'nin ön seçimiyle birlikte kıpırdadığını söylemek gerekir.. Ancak silkinme konusunda bir hareket göremiyorum.. Sanki parçalı bulutlu gibiler.. Organizasyon yönleri zayıf, koordine eksikleri var, iletişim yönünü hala amatörce düşünüyorlar.. MHP için düşüncemi geçen hafta yazmıştım, Sayın Hasan Özdemir il başkanı ve Serdar Çelik adındaki aday ile ziyaretimize geldi. Farklı bir durumda olduklarını söyledi.. Ama eleştirel önerilerimiz etkisini mutlaka göstermiş olacak ki, Hasan Özdemir'in 'Abilik' görevine sarılmaya başladığını gözlüyorum. Ziyaretler faslı başladı, mesajlar iyiye doğru gidiyor.. Yalnız mutlaka söylemek durumundayım; parti içindeki kırgınlık henüz bitmiş değil.. Ve bu kişilere kulak kabarttığımda, partinin ülke barajını geçmesi halinde Gaziantep'ten bir'in garanti olduğunu, ama ikincisi için kesin konuşamadıklarına şahit oluyorum.. Bence MHP'nin kendi içerisinde bir özeleştiride bulunup, güçleri birleştirmesi gerek. Aksi takdirde iyi bir fırsat kaçıracaklar.. BAĞIMSIZLARDA DALKILIÇ VE KOÇOĞLU YARIŞACAK DP'nin toparlanmak yerine hala kaybedilen fırsata yanması, bu partinin seçime konsantrasyonunu engelliyor.. Genç Parti için fazla birşey söyleyemiyorum, gerçekten kimseyi tanımıyoruz. Ancak eğer barajı geçerlerse Gaziantep'te tanımadığımız bir kişi meclise gidecek.. Bu arada herkes bağımsızları soruyor. Bu seçimde DTP'nin Vakkas Dalkılıç'ı ile, Büyük Birlik Partisinin Fevzi Koçoğlu'su yarışacak.. Geçen seçime bakıldığında Dalkılıç ağır basıyor.. Ama Koçoğlu ve ekibinin, MHP'nin küskünlerinin, Anavata'ın sahipsizlerinin ve DP'nin öfkeli oylarını kendilerine çevirme yarışına girdiklerini söylemeliyim.. Fena da çalışmıyorlar yani.. Diğerleri mi ? Hatır gönül, akraba oylarının toplamı, tüm adaylarda bini geçerse hepsini kutlamak lazım..

Hepinize iyi haftalar