Günlük yaşamımızda artık sadece seçimi konuşuyoruz. Hatta ülke genelinden uzaklaşıp, tamamen Gaziantep siyasetine gömülmüş durumdayız... Haliyle bu şehirde yaşayanlar olarak hepimizi, sahneye çıkan aday adayları ve partilerin durumu ilgilendiriyor... Önce yine gazetemiz için önemli bir hatırlatmada bulunalım... Herhangi bir partiyi ve kişiyi tutmadığımız ve o partilere yandaş, karşıt veya alet olmaya yönelik bir yayın politikamız olmadığı için, hepsine eşit mesafede durduğumuzu bir kez daha söylemekte yarar görüyorum... Ayrıca yıllardır Gaziantep'in menfaatini gözeten politikamızın aynen öyle devam edeceğinden kimsenin kuşkusu olmasın... Mutlaka seçim boyunca bize kırılanlar olabilecektir... Haberlerde ve yorumlarda kasıt arayanlar çıkabilecektir... Ama biz bunlara her zaman olduğu gibi dik durarak göğüs germesini bildik, sonradan bizlerin ne kadar haklı olduğunu söyleyenlere ise sadece tebessüm ettik. Bu gazetenin farklı bakış açısıyla kent menfaati başta olmak üzere, sessiz çoğunluğun duyuramadığı sesini haykırma, onları doğru bilgilendirme ve haksızlığa karşı onlar adına mücadele verme misyonu üstlendiğini bir kere daha belirtiyor ve şehrimizdeki siyaset dünyasına bir bakış atıyoruz... Henüz partilerde aday adaylarının tamamen ortaya çıktığı söylenemez... Bürokratlar faslı bitti ancak bazılarının, ünlü simalarda olduğu gibi kayıt ve başvuru için nabız yoklayıp beklediğini duyuyoruz... *SEÇECEĞİMİZ MİLLETVEKİLLERİ BAKAN OLABİLİR Mİ ?

Bir kere bu konudaki düşüncemi ve bakış açımı mutlaka belirtmeliyim... Öncelikle şahsım olarak, adaylığını koyan her kim ise, önce onlarda "BAKANLIK YAPABİLİR DONANIMA SAHİP Mİ ?" özelliğini arıyorum... Her ne kadar ülkemizde bakanlık görevi verilen nice insanlar görüp hayal kırıklığına uğrasak ta, bizler yine de Gaziantep olarak parlamentoya gönderdiğimiz vekillerin BAKANLIK YAPABİLİR niteliklerini aramak zorundayız... Şu ana kadar aday adaylığına soyunan ve Gaziantepli olan, ama ithal olmamak kaydıyla, bu kentte yaşayan kişilerin, bu vasıflara sahip olduğunu görürseniz, lütfen beni de uyarın... Ve böylece hep birlikte o yeteneği destekleyip, Gaziantepimizin mecliste hakkını arayıp sorunlarına çözüm için uğraşan bir bakanı olmasına çalışalım... *KOÇER VE ASLAN BELKİ DOĞRUSUNU YAPTI, AMA
MADALYONUN ÖBÜR ÜZÜNE BAKMAKTA FAYDA VAR

Malum herkesin gözü bu seçimde bir Celal Doğan kadar, Mehmet Aslan ve Nejat Koçer'deydi. Hatta Asla'ın aday olma ihtimali daha kuvvetliydi... İşin doğrusu her ikisi için de beklenti fazlaydı... Ama olmadı... Niye olmadı, neden olmadı işte orada durmak gerekiyor... Özellikle Asla'ın niyeti olduğu ama yaşadığı gelişmeler sonrası bu yoldan çekildiğini düşünüyorum... Belki bazıları "iyi oldu" diyebilir, ama ben bu gelişmelere çok farklı bakıyorum... Nedense parlamentoya gönderilecek isimler üzerinde, partilerimizin daha seçici olma, teşvik ve teşebbüs etme yerine, yandaşlık ve partidaşlık hastalığından uzaklaşamadıklarını gözlüyoruz... Hepsi de seçim öncesi değişiyor ve burunlarından kıl aldırmıyor... Dağları kendileri yaratıyor... Elbette bunları da belki doğal karşılamak gerekiyor, ama hem o parti, hem ülke, hem de kent adına yarar sağlayabilecek isim tesbitlerinde, yetkili makamdakilerin kişiselliği ve hissi davranmayı bırakıp, gerçekçi ve daha titiz olmaları gerektiğini düşünüyorum... Nedense siyasi görüşleri uyuşmasa da, bunu ülke ve kent adına değerlendirip kazançlı çıkmayı hesaplayamıyorlar... Üstelik kendini geliştiren, eğiten ve parlamentoda varlığını hissettirebilecek farklı donanımlara sahip kişilerle temasa geçip teşvik edeceklerine, tam tersi kapılarını kapatıyorlar. İster katılın ister katılmayın, Nejat Koçer ve Mehmet Aslan bu görüşlerimden sadece iki örnek... Bugün Koçer'in TOBB yönetimine girmesi ve önemli bir konuma gelmesi, benim söylemeye çalıştıklarımın sadece küçük bir emsalidir... İnanın Gaziantep'te farklı konumlarda çok yetenekli insanlar var... Ama maalesef siyasette söz sahibi olanlar, ne bu değerlerin yolunu açıyor, ne de bu insanları kazanma adına teşebbüse yelteniyorlar... Bu konuda az söylüyorum, sizler mutlaka çok şeyler anlamışsınızdır... *KADINLARDA AK PARTİ DAHA CESUR Türkiye'de uyuyan kesimi Cumhuriyet Mitingleriyle uyandırıp ayağa kaldıran kadınlar gerçeğini, özellikle muhalefet partileri anlamamışlar. Aslında anlamışlarda işlerine gelmiyor demek daha doğru olur... Bu sözümün birinci adresi CHP'dir... Eğer birazcık cesur olunsa, her ilden mutlaka ama mutlaka birer kadın milletvekilinin meclise girmesi için teşebbüse geçerlerdi... Hem de araştırıp gerekirse kontenjandan tepelere konularak... Ama daha önce yazdığım gibi temsilde yeterli donanıma sahip kadınlar olması kaydıyla... Şehrimizde yavaş yavaş ortaya çıkan hatta yüzde 90'ı şekillenen aday adaylarına baktığımızda ilginçtir, AK Parti'de kadınların, CHP'deki hemcinslerinden daha atak olduğu gözümüze çarpıyor... Bunda partinin düşüncesi elbette önemli... Görülen o ki, Fatma Şahin ile açılan kapı, bu partiye kadın cesareti getirmiş... Şu ana kadar AK Parti'ye adaylık için 4 kadın adayın başvurması, bu söylediklerimin kanıtıdır... Üstelik bunların çağdaş ve modern görünümlü kadınlar olması daha dikkat çekici... Örneğin Fatma Şahin dışında diğerlerine göz attığımızda, Sayın Özlem Müftüoğlu ve Elvan Gözüyukarı'ı görüyoruz, ama bunlar içerisinde, söylemleriyle, duruşu ve hareketleriyle, hemen ön plana çıkarak dikkatlerimizi çeken bir Serap Akalı'a rastlıyoruz... Bir eğitimci olan Akalı'ı şimdiye kadar tanımayanlar, AKP'nin Fatma Şahi'den sonra ikinci bir kadın yeteneğini bulduğu görüşüne kapılıyor... Bu aynı zamanda şunun da işareti, Akalın gibi bu güne kadar keşfedilmemiş kadınlar, tercihini AKP'ye yapıyor ve bilgi birikimlerini bu partiye aktarma yolunda açık kapı buluyor. Peki başta CHP olmak üzere MHP dahil diğer partiler, çok sayıdaki yetenekli ve donanımlı kadınlara niye yol açmıyor, onları niye cesaretlendirmiyor dersiniz ? Şimdi belki hemen "bizde de kadın aday var" denilecek, hatta aday adayı olan kadınlar "bizi niye yok sayıyorsunuz" diyecek... Ama benim işaret etmeye çalıştığım ve vermek istediğim mesaj daha farklı... İşte üzerinde durduğum nokta burada... Bu konuyu aslında uzun uzadıya tartışmak gerekir diye düşünüyorum... Ama AK Parti'nin bu yöndeki hakkını da teslim etmeyi görev sayıyorum... *DENİZ BAYKAL, CELAL DOĞA'A ÇAĞRIDA BULUNMALIYDI... Bu düşünceme katılmayanlara saygı duyuyorum... Ama onlardan da aynısı bekleme hakkım var... Madem devir birleşme, bütünleşme devri, o zaman DSP'ye her şart altında birleşme önerisi yapan Deniz Baykal'ın, kendi partisinin kırgınlarına, küskünlerine niye kucak açmadığını da sorgulamak gerekmez mi ? Meydanların baskısıyla yapılan doğru tavsiyeler aslında Celal Doğan ve beraber hareket ettiği diğer arkadaşları için de geçerli olmalı ve Baykal'ın "lütfen gelin CHP'ye çalışalım, ben herşeyi unuttum sizlerde unutun" demesi gerekmez miydi ? Baykal bunu yapmayınca haliyle, Celal Doğan ve birlikte hareket ettiği arkadaşları, önce yeni oluşum peşine düştü sonra baskın seçimle birlikte bazı partilerle temasa geçti... Son konuştuğumda bağımsız adaylığa pek fazla sıcak bakmayan, zaten buna da gerek duymadığını ifade eden Celal Doğan, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ile görüştüklerini ama henüz kararını veremediğini söylemişti. Cumartesi ve pazar günleri ise siyaset dünyasında herkes Celal Doğa'ın, artık yeni adı Demokrat Parti olacak olan, DYP-Anavatan birleşmesinde yer aldığını ve Gaziantep'ten aday olacağını konuşuyordu... Tabii bununla birlikte türlü çeşit söylentiler beraberinde geliyordu. Henüz Sayın Doğa'ın bu yöndeki düşüncelerini bilmiyorum... Ama böyle bir karar verirse, Gaziantep'te siyasetin çok hareketli olacağını ve dengelerin değişebileceğini söyleyebilirim... Herkes tarafından çok net şekilde ifade edilen DYP ve ANAP'ın "milletvekili çıkartamazlar" söyleminin, Celal Doğan ile birlikte değişebileceği ve ibrelerin yakında adı DP olarak değişecek bu partiye kayabileceği görüşü hakim... Anlaşılan, Celal Doğan eğer Gaziantep'ten adaylığını koyup, aynı zamanda o partinin teşkilatına çeki düzen verilmesini sağlarsa, hangi partide aday olursa olsun, o partinin hareketlenip baraj sıkıntısı yaşamayacağını rahatlıkla söyleyebilirim... Haa, eğer Celal Doğan CHP'de olsaydı, belki bazı muhalifleri olsa da, genelde kentte yaratacağı sinerji ile durumun bambaşka olabileceğini de unutmamak gerekir...

Hepinize iyi haftalar