İki Maç…
Bursa ve İBB maçlarından da galibiyet çıkmadı.
Hani büyük başkanın beş büyük emri/isteği vardı gazetelere yansıyan. Musa'nın on kutsal emri gibi… Musa'nın emirlerine biat etmeyen İsrailoğullarının başlarına gelmedik kalmadı tarih boyunca. Bakalım Sayın İbrahim Kızıl'ın emirlerine/isteklerine biat etmeyen, emirleri yerine getiremeyenlere ne olacak? Bursaspor maçına 20 bin dolar galibiyet primi açıklanmış olmasına rağmen rezil ötesi bir futbol sergileyenlere diyecek bir şey kalmamış demektir.

“Ununu elemiş, eleğini asmışlar”ın klişelerine tanıklık ettik Bursaspor maçı sonrası. Artık gelecek yılın yapılanmasına gideceğiz, gençlere yer vereceğiz kalan maçlarda. Sonra da İBB maçında stoperde yaş ortalaması 34 olan iki oyuncuyu oynatıp 20 yaşlarındaki iki stoperinden birini yedek kulübesinde oturtacaksın, diğerini ise sağ bekte denemeye kalkacaksın, maçın henüz 40. dakikasında da “Olmadı yavrum!..” deyip oyundan alacaksın. Mr.Jose'nin bu tür hatalarına iyiden iyiye alıştık artık.
Bursaspor ve İBB maçı için söyleyeceklerimiz bundan öncekilerden farlı değil. Bu köşeyi takip edenleri tekrara düşüp sıkmamak adına sözleri yinelemeye gerek yok. Koca bir sezon söylediklerimizden farklı bir oyun yok orta yerde çünkü… Takımımızın oynadığı oyun (birkaç maç hariç) futbol değil, başka bir şey.
En basitinden bir bakış size: Koca sezon bitecek hala takımın sağ bek ve sağ açığı belli değil. Takımımızın sahada ne yapmaya çalıştığını anlayamadık, anlayan varsa da beri gelsin… Nurullah Sağlamlı Gaziantepspor'un oynadığı futbolu özledik, gelen gideni aratır hesabı…
Tolunay Kafkas'ın sözünü tekrar hatırlatmak gerekiyor: “Yerli hoca, yabancı hoca diye bir şey yoktur; iyi hoca, kötü hoca diye bir şey vardır.”

Bir Röportaj…

Mr.Jose yakın zamanda gerçekleşen bir röportajında “Türkiye'de işler nasıl yürüyor, öğrendim.” demiş. Bu demek oluyor ki seneye işler daha da kötü gidecek. Biz kendisinden bize benzemesini değil, bize ünlü Portekizli kâşifler gibi yeni şeyler öğretmesini bekliyorduk. Tıpkı vatandaşı, futbol dehası Jose Mourinho gibi… Oysaki kendisi hala “Ben sadece üç futbolcudan sorumluyum, diğerlerini ben getirmedim.” diyebilecek kadar profesyonellikten uzak. Belli ki işleri öğrenmiş. Üstelik takım kazandığı bazı olumlu özellikleri de kaybedecek ve sil baştan başlayacak birçok şey muhtemelen önümüzdeki sezon.
Mr.Jose zaten önceki sezondan kalma paslı futboldan şikâyet etmiş, röportajında. Beşiktaş maçı gibi bekleyip oynadığımız maçlarda daha başarılı oluyoruz, demiş. Anlaşılan Mr.Jose defansa dayalı ani çıkışlar yapan bir takım kurmak istiyor; ama oynanan futbola baktığımızda bunun için şimdiye kadar kat ettiğimiz bir adım mesafe yok.
Ayrıca ligin en yumuşak takımı olduğumuz geçen yıl fair-play şampiyonu, bu sezonda aynı sıralamada üçüncü oluşumuz ile açıklanabilir. Eğer sert bir takım yaratmak istiyorsak Julio Cezar ve İvan dışındaki Brezilyalıları takımdan göndermemiz gerekiyor. Primeir Ligin üstatlarından Arsenal'in hocası Arsen Wenger'in dediği gibi: “Takımdaki bir Brezilyalı 
yarar, iki Brezilyalı karar, üç Brezilyalı zarardır.”

Bir Anlaşma…

Ve kulüp yönetimi Mr. Jose ile yola devam kararı aldı gelecek sezon için. Mr. Jose, Sayın İbrahim Kızıl yönetiminin en uzun çalışacağı teknik direktör olacak. Geldiği günden beri hep sorunlardan bahseden Mr.Jose'nin kendisi giderek bir sorun haline gelirken yola devam kararı almak ne kadar doğru? Gelecek sezonun ilk beş altı maçından alınacak kötü sonuçlardan dolayı yolları ayırmak, gelecek sezonun da bundan öncekilerde olduğu gibi kaybedilmesi demektir.
Öncelikle şu bilinmeli ki teknik direktörde istikrar bir takım için en önemli kararlardan biri… Ne yaptığını bilen, umut vaat eden, başarıya dair somut sonuçlar ortaya koyan bir teknik direktörle yola neden devam edilmesin ki?.. Peki, Mr.Jose bunların neresinde?..
Dileriz, biz yanılırız; Mr.Jose başarılı olur…

Bin Sitem…

Buradan yönetime ve Mr. Jose'ye sormak gerekir: 13 Şubat 2010 tarihini hatırlayanınız var mı içinizde?..
Bu tarih, Gaziantepspor taraftarının Kamil Ocak Stadyumu'ndaki gördüğü son galibiyet… Beşiktaş'ı sezonun güzel oynadığımız tek maçında 2-0 yendiğimiz maçın tarihi… 76 gün öncesine ait…
İBB maçından sonra Sayın Başkan tepkisini dile getirmişmiş. Peki, Kamil Ocak tribünleri her tepki gösterdiğinde arkasında başka bir şeyler arayan Sayın İbrahim Kızıl yönetimine sormak gerekiyor: Sizin bu tepkinizin arkasında bizler ne arayalım?.. Bu arada tepkinizde oldukça geç kaldığınızın da dileriz farkındasınızdır. Bakınız Fenerbahçe yönetimine… İşler kötü gittiğinde, teknik direktörün takım üstündeki kontrolünü kaybettiğini fark ettiklerinde takıma nasıl müdahale ettiler.
40. yıl diye başladığımız sezonda, ilk beş ve kupa hedefiyle çıktığımız yolda elde var koca bir sıfır…
Sözü çokta uzatmaya gerek yok aslında… Sonuç olarak at, sahibine göre kişniyor işte…