Tüketici davranaşıları da sosyalleşme pratikleri de değiştiİçerisinde bulunduğumuz pandemi sürecinin ‘yeni normal’ olarak adlandırılan bir dönemi karşımıza çıkardığını ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Özge Uğurlu Akbaş, kitlelerin izolasyonla karşılaşmalarının ve kişiler arası mesafenin artmasının bireylerin sosyalleşme pratiklerinde de farklılaşmaya neden olduğuna dikkat çekti.Bu durumun fiziksel olarak bir araya gelemeyen bireylerin sanal sosyalleşme araçları ve ortamlarına yönelmesiyle sonuçlandığını kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Özge Uğurlu Akbaş, “Karantinayla birlikte iş yaşamının ev içi aktivitelere entegre olması, tüketicilerin önceliklerinde değişiklikler meydana getirmiş, çevrimiçi gerçekleştirilen toplantılar, evden çalışma gibi mecburiyetler elektronik pazarının ve teknolojik ürünlerin daha fazla satın alınmasına yönelik bir ihtiyaç doğurmuştur” diye konuştu. Temizlik ürünlerine ilgi arttı Pandemi döneminde göze çarpan en önemli dönüşümlerden birinin de online alışveriş tecrübesi olduğunu anlatan Dr. Öğretim Üyesi Özge Uğurlu Akbaş, tüketicide stoklama alışkanlığının arttığının, hızlı teslimat ve temassız işlemlerin ön plana çıktığının gözlemlendiğini belirterek “Sosyal mesafe, hijyen unsurlarının son derece önemsenir hale gelmesi kuşkusuz temizlik ürünlerine rağbet edilmesini de beraberinde getirmektedir. Bunun yanı sıra seyahat etme ve turizm gibi temasın yoğun olduğu sektörlerin bu dönemden olumsuz yönde etkilendiğini söylemek mümkündür” şeklinde konuştu. Yardımlaşmaya önem veren markalar kazandı Dr. Öğretim Üyesi Özge Uğurlu Akbaş, pandemi döneminin hassasiyetlerini analiz edip, öngörülü davranabilen kurum ve markaların yapmış oldukları proaktif çalışmalarla tüketicisiyle bağlarını güçlendirebildiğini vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı:“Özellikle sosyal sorumluluk bilincini, yardımlaşmayı ve gönüllülük uygulamalarını önemseyen kurum ve markalar pandemi döneminde halkla ilişkiler faaliyetleriyle hedef kitlelerin nezdinde görünürlük sağlamış ve takdir toplayabilmiştir. Dolayısıyla, dönüşen koşullar ve tercihlerle birlikte toplumda daha sonraki dönemlerde de kalıcı olacağı varsayılan davranış değişikliklerinin yerleşeceğini söylemek mümkündür.”