Çocukluk yıllarımdaki Gaziantep’i nasılda özlüyorum bir bilseniz. Arkadaşlıklarımı, komşularımı, Akyol mahallesinin o inişli çıkışlı dehlizlerini..

Eskiden her mahalle bir şehir gibiydi, her mahallenin kendine has kültürü, kendine has yaşam tarzı ve kendine özgü yapısı vardı. Komşuluk ilişkileri mükemmel, dostluk arkadaşlıklar daha samimi ve insanlar bir başka dürüsttü sanki. Hatta her mahallenin bir delisi bile vardı.

Bizim mahalleninde birkaç delisi vardı, bunlardan birisi Deli Necati diğeride Gafası Güccüg Abdurrahmandı. Bu delilere mahalleliler öyle sahip çıkarlardıki, Kendi çocukları gibi görürler, onların bakımını yemesini içmesini üstlenirler ve göz kulak olurlardı. Mahallenin büyükleri bu delileri gördüklerinde ne eksikleri varsa ilgilenirlerdi bizzat.

Elbisesi kirki yada yırtıksa elbise alırlar, traşı gelmişse traş ettirir, hamama ihtiyacı varsa hamama göndertir karnı açsa yemek yedirirlerdi. Şimdi böyle kişileri götürüp rehabilitasyon merkezine kapatıyor hatta bazı aileler bu kişilerin üzerinden maddi çıkar sağlamaya bile gidiyorlar. Nekadar acı değimli?.

Her hafta sonları mahalle olarak topluca Sahrelere gitmeler, düğün dernek gibi aktivitelere katılmalar ise en büyük eğlence kaynaklarımızdı. Şimdiki 25 Aralık devlet hastanesinin yanında bir bağ evimiz vardı, çok geniş ve havuzlu kocaman bi arazisi vardı.

Bütün mahalle toplanır her Pazar buraya gelirdik, büyük erkekler sohbet edip çay alkol vs içer, erkek çocuklar top oynar, kız çocuklar ip vs oynar, kadınlar dedikodu yapar bazende debmenin götüyle dürbeke çalıp göbek atarlar, gençler kafalarına göre takılır ve akşam olmasını asla istemezdik. Şimdi insanlar apartman komşusunu tanımazken biz koca bir mahalle bir arada olurduk.

Ne dostluklar eskisi gibi artık nede Gaziantep.. Tamam anlıyorum şehir gelişiyor, sanayi gelişiyor ama keşke birazda dosluğumuz, sevgimiz, memleket sevdamızda gelişse..

Antep Aşkı ile Kalın…