Her yerde, her konuda, her işte, hatta her ayrıntıda ilk değerlendirilecek, ilk karar verilecek, ilk yapılacak, öncelikler vardır. İnsanlar günlük hayatta 'ilk işimiz' sözünü sık kullanır, genel olarak davranışlarını ve çalışmalarını ona göre ayarlarlar. Sonraki işler, önce yapılması gerekenin yerine geçerse, iş trafiği bozulur, hatta işler bazen 'Arapsaçına' döner.

Akıllı insanlar, 'önceliği' hiç şaşırmazlar. Örneğin iyi bir öğrenci, yazılı sınavlarda ( bilhassa Üniversite giriş sınavlarında), önce iyi bildiği soruların cevabını yazar ve işaretler, zorlandığı sorularla vakit kaybetmez, onları sona cevaplamaya bırakır. Yoksa hak ettiği gerçek puanı ve notu alamaz. Yeni bir eve taşınan insanların, her gün her evde her ailenin günlük işlerinin, tüm işyerlerinde her iş günü yapılacak işlerin, bir öncelik sırası vardır. Olması gereken, mantıksal sıraya göre yapılırsa işler aksamaz ve yetişir. Vakit kayıpları, işlerin yetişmemesi, tartışmalar ve aksilikler, genel olarak önceliklerin birbirine karıştırılmasından ileri gelir.

Kamu kuruluşlarında her gün yapılacak işlerin bir öncelik sırası olması, daha da önem arz eder. Çünkü aksayan işler olursa, bunun zararını vatandaş öder. Yapılacak işleri önem sırasına göre yapmak ve yaptırmak ve işi ehline vermek, iyi yöneticilerin öncelikli tavrıdır. İnsanî ilişkiler açısından öncelikli davranış ise, herkesin başkalarına karşı, nazik, centilmen, güler yüzlü, dürüst, hoş görülü ve ön yargısız olarak yaklaşması ve o şekilde diyaloğa girmesidir bence. Bu genel, mantıksal, herkes için olması gereken gibi görünen öncelikler dışında, bir de herkes için farklı olan özel yaşantıları ile ilgili (giyim tarzı, yemek, içmek, gezmek, eğlenmek anlayışı ve alışkanlıkları ile hobilerine kadar) öncelikler vardır. Bu öncelikler kolay kolay değişmez, bazıları için ömür boyu değişmez. Huylu huyundan vazgeçmez derler ya. Bu açıdan özel öncelikler konusundaki tartışmalar, kısır bir sürtüşmeden öteye geçmez. O nedenle herkesin, dostluk, arkadaşlık ve mutluluk anlayışı, birbirinden biraz farklıdır. Herkes, öncelikleri kendi önceliklerine yakın (kendi düşünce yapısına uygun gördüğü) kişilerle dostluk ve arkadaşlık kurar. 'Kafa dengi' tabiri buradan gelir. Bir insanın kafa dengi saydığı kişi, bir başkası için hiç de öyle olmayabilir.

Dünyanın her yerinde her gün devam eden sayısız kavgaların ve tartışmaların, şuur altı sebeplerinden birinin de, insanların öncelikler konusunda anlayış farkından ileri geldiği görüşündeyim. Evlenme çağındaki gençler, evlenecekleri insanı tanıma, anlama aşamasında, onun hayat anlayışı ve yaşam tarzına temel teşkil eden, genel ve özel önceliklerini öğrenme ve tanıma fırsatı bulur ve saptadıkları hususları, kendi öncelikleri ile kıyaslarlarsa, evlenme konusunda müspet veya menfi, daha isabetli bir karar verebilirler. Herkese düşen ilk görev, çevresindeki insanları onun hakkında bildiği ve az çok saygı duyduğu önceliklerini, ikide bir değiştirip, karşısındaki insanları şaşırtmamalarıdır. İkide bir tavır değişikliği güvensizlik yaratır. Güven ve saygıyı, istikrarlı ve dürüst bir karakter sağlar. Mantıklı ve hayırlı öncelikler dileği ile hoşça kalın değerli okurlarım…