Saklı Hazine; İnsan…‘’İnsan her nefesini ömrü uzatmak için alır fakat yinede her nefes alışta ömründen bir nefeslik zaman eksilir.’’ Şimdi moda insanı tanımak… Bu çok mu kolay sanki? Öyle olsaydı bir ömür tüketilmezdi. Bırakın bir ömrü nice uygarlıklar yok olup gitti. Neler yazıldı neler çizildi. Kütüphanede ciltler dolusu kitaplar var. Ama İnsan gizemini koruyor! Mahremiyet de burada zaten. Eğer kolay çözülebilmiş olsaydı insan, sonsuzluğun anahtarı bulunmuş demekti. O zaman bu dünyaya ne gerek var? Demek ki yaşayarak öğreneceğiz her şeyi…Şırınga edilerek hayat dizayn edilemiyor. Yaşamın kendisi gizemlerle dolu. Onu bu kadar renkli ve çekici kılan da bu! Bu bilinmezliklerdir hayata can veren… Beden dilini anlatan kitaplar şu aralar en çok okunanlar arasında. İnsanoğlu kendi gizemini çözmeye çalışıyor. Karşındakinin neler hissettiğini, düşündüğünü anlamak için neler vermez insan. Bu çok mu önemlidir? Önemli olan karşındakine ne verdiğin ve hissettirdiğindir… İnsanın aklından geçenler sakıncalıdır! Çünkü daima söylemediklerini tutarlar ve gizlerler kafalarında. Demek ki bunu bilmenin pek de hayrı yoktur… İnsanlar kulaklarını sadece bir dünyaya kabartmamalıdırlar. Erdem; her alemden gelen sesi duyabilmektir. Ve bunu hak ölçüsünde kavrayabilmektir.Yoksa sağır olursunuz…Bir başka dünyanın ruhunu duymak fiyakadır. Dünya sadece bizim çevremizde dönüyor. Herkesin bir yörüngesi var. Önemli olan o yörüngelere zararsız geçişler yapabilmektir. Kilit burada! Beslendiğiniz kaynaktan şekil alırsınız. Ve dünya görüşünüzü bu belirler. Önemli olan doğru kaynağı bulmaktır. Nasıl mı bulacaksınız? Dua! Evet dua! Çok garip değil mi? ‘’Eğer duanız olmasa, ne öneminiz var’’(Furkan 77) Herkesin hayatında belli kırılma noktaları vardır. Ve bunları bizim yaşam ölçümüz ve niyetlerimiz belirler. Bu dönüm noktalarında sadece iyiliğe doğru bir adım atma isteği belirleyici olur. Kalplerinizi temizleyin! Gerçek orada…MAMEDAĞAÇÜTÇÜNÜN HARAFIAntepli yüzgeci ya Bogluahar(Alleben) ya da harafda bellemiştir. Neylemeli eskiden bogluahar deeldi alleben. İnci kimiydi. Bir Antepliyi denizde yüzerkene görsem hemene bilirim. Gendimize has bi stil geliştirmişizdir. Adı da Çüt Depik! İki ayağın aynı anda suya çarparak ses ve su çıkararak yüzülmesi hali. Gurbaalamaya accık benzer. Şimdik kimse allebende yüzüldüğünü bilmez allaam. Ondan eğilip su içteemizi söylesek yallaa derler. He içtim valla. İncili punarın gözünden çok su içtim. Yüzmeyi de allebende belledim. Bi de çütçünün harafı vardı. Şimdiki gan merkezinin arhası gazi mıgdar paşa caddesinin oralarında bi yerlerdeydi. Her taraf bostandı o zamanlar. Çütçünün bostanını sulamak için yaptığı bi havuz yanı. Adına da haraf derlerdi. Yirmibeş guruşa, Elli guruşa, girerdik. Mayo ne gezer. Hepimiz tumandan girerdik. Ağacın arhasında soyunur, asbaplarımızı bi tomar eder görükecek bi yere gor, arada kişif ederdik. Suya gannımız üssü atlar böbrek dalak ne varsa yahardık. Bazı çeled uşaglar suya işerdi. Söverdik ağam o zeman. Su boyley mi boylemey mi deyn dabana basardık. ‘’Hop naaç’’ deyn suya atlanır, çüt depik yüzülür keyfe bahılırdı. Bone mone sorulmaz herkeş kiriynen pisiynen girerdi suya… Haraftan çıhar asbaplarımızı geyer eve gederdik. Tumanlarımız gurumadığı için hepimiz altımıza işemişik kimi panturlarımız yaş içinde olurdu… Gözel günlerdi ağam…BÖÖN DOĞANLAROolansa Otobos MaamedGızsa Hıra MinişGÜNÜN YİMEEBörg aşı, Gavurdağı piybazı, Sof ayranıCUMA DEYİŞİYanılgı insanlar içindir; Ancak silginiz kaleminizden önce bitiyorsa, fazlaca yanlış yapıyorsunuz demektir…’’ (John Jenkins)‘’Güzel olan sevgili değildir, sevgili olan güzeldir.’’ (Tolstoy)HARBİDENBugün Bursaspor ile enteresan bir maç yapacağız. Ciğerimizi bilen Karaman acaba ruhumuzu çözebilecek mi? Bu karşılaşmada çok kırılma anları olacak. İlk golü bulan kavgada ilk yumruğu vurandır. Tam bir psikolojik savaş var yani. İçten içe yanan… Hakem Çakır’mış! Kırmızı karta hazır olun. Eyyamsa kralını bekleyin. Taraftar nasıl bir tavır sergiler bilmem. Karmakarışık duygular hakim. Galip gelirsek kılıçlar kınlarına girer, yenilirsek savaş baltaları ortaya çıkar…