Hep söylüyorum. Bir kerre daha söylüyorum. Gaziantep Belediyeleri "ekseriyet" sarhoşluğundan kendilerini kurtarmalıdır. Kent için "yararlı" olacak teklif; nereden gelirse gelsin, orada olunabilmeli, kent nimetleri "eşit" paylaşılmalıdır... Tüm belediye meclis üyeleri için söylüyorum... Mevcudiyet, "parmak kaldırma" şımarıklığından ibaret değildir. Her üye, kendi görüş ve fikri olduğunu kanıtlamalı; bu konuda "bağımlı" olmamalıdır... Belediye Meclislerinde alınan; "Kabul edenler; etmeyenler.. oy çokluğu ile kabul edilmiştir." kararlar, tüm meclis üyelerini ilgilendirmektedir! Diğer bir deyişle bu şekilde alınmış kararların, "partizanca" davranılmayıp doğru yönüyle alınmışsa "sevap", ters orantılıysa "vebal" anlamında olacağı unutulmamalıdır... Daha anlaşılır olsun istiyorsanız, şöyle de tarif edebilirim. Sözlerim, ister kilit taşı, ister yeşil alan, ister alt, isterse üst geçit olsun tüm belediye hizmetini kapsamaktadır. Bu yüzden ..."Kabul edenler; etmeyenler.. oy çokluğu ile kabul edilmiştir." kararlarının önemsenmesi gerektiğine inanıyorum. "BİZ YAPTIK OLDU"... Yerel yönetimlerde iktidar olmanın "günah ve sevabı" yerel seçilmişleri ilgilendirir. Burada ne denli başarılı olunduğunun boyutu ne kadar çok "sevap" işlendiği ile doğru orantılıdır! Sadece o kadarla değil; siyaseten yükselmek, halkın gönlüne girebilmek; yerel yönetimlerde verilen "dişe dokunur" hizmetlerden geçer. Hükümet olmakla, belediye olmak arasında bir tek fark vardır; o da budur... Sizi bilmem ama, bu konudaki düşüncem aynen böyledir. "Hancılarla", "yolcular" arasındaki bağın, "Biz yaptık oldu" mantığıyla değil; "ortak akılla" hareket etmekten geçtiğine inanırım! Mesela; "İllada benim dediğim doğru"; "kabul edenler; etmeyenler.. oyçokluğu ile kabul edilmiştir" sözü her zaman doğru çıkmayabiliyor... Mesela, Düztepe semtindeki "süs havuzunda" meydana gelen üzücü olay gibi. Bana göre, o müessif olayda, hem müteahhit firma; hem belediye ve hem de havuzun yapımına imza koyan tüm "meclis üyelerinin" ağır "ihmali" vardır! "Biz yapıyorsak doğrudur!" mantığının faturası bu kadar ağır olmamalıydı... TEHLİKE GELECEĞİNİ ÖNCEDEN BİLDİRMİŞ... Dikkatinizden kaçtı mı bilmiyorum. Olaydan sonra çekilen fotoğraflara baktığınızda tehlikenin bağıra bağıra geldiğini görürsünüz! Nasıl mı? Havuz yapımı daha bitmemiş. Elektrikle aydınlanması planlanan havuzun gerçek anlamda "izole edilmemiş" tesisatı meydanda olmasına rağmen, içine su bırakılmış... Akıl alır gibi değil... Bir yanda su, bir yanda elektrik... Ve etrafında hiç bir güvenlik önlemi alınmasına gerek duyulmamış bir havuz... "Nereden bileceksiniz buraya çoluk-çocuk gireceğini?" deme lüksünüz yok!... Böyle bir savunma geçerli olmaz! Sadece çocuklar değil, çevreden geçen başı boş hayvanlar da oraya düşebilir, ya da havuzdan su içmeye kalkabilirdi... Tesadüflerin himayesine terk edilmiş bir kent yaşamı. Düşünüyorum da bir türlü aklım almıyor!...