Çocuklara sınıfa kadar eşlik etmek doğru değil Okula isteksiz gelen çocukların anne-babaları kararlı olmaya dikkat etmelidir. Örneğin ağladığı için okula getirilmeyen bir çocuk ertesi gün okula gitmemek için daha fazla direnç gösterecektir. Çocuğa, uygun bir dille ve kararlılıkla, her gün okula gideceği ve bunun hastalık dışında bir istisnası olmayacağı baştan belirtilmelidir.Anne-babalar sınıfa çocuklarını kendileri götürdüklerinde bu sürecin daha kolay olacağını düşünse de genelde tam tersi sonuçla karşılaşılmaktadır ve çocuk sınıftan anne-babasının çıkmasına izin vermemektedir. Bu sebeple çocukla kapıda vedalaşmak uygun olabilir.Okulun açıldığı döneme kadar biberonla süt içen, emzik alışkanlığı olan veya gece bez kullanmaya devam eden çocuklar olabilir. Bu çocukların alışkanlıklarının bir an önce aşılmasına özen gösterilmelidir. Çocuklar daha önceki gelişim dönemlerine ait bu alışkanlıkları okula taşıdıklarında okulun kurallarına alışamaz ve etkinliklere uyum sağlamada, arkadaş ve öğretmen ilişkilerinde zorluklar yaşayabilir.
Okula uyum döneminde ne yapmalı, ne yapmamalı? Çocuklar belirsizliklerden hoşlanmazlar. Günün hangi zamanı okula gideceğini, ne zaman çıkacağını, kendisini kimin alacağını bilmesi önemlidir. Okulla bağlantılı ve okulun işleyişi ile ilgili yerine getirilemeyecek sözlerden kaçınılması, verilmiş bir söz varsa mutlaka yerine getirilmesi gerekir.Sınıfta onu nelerin beklediğini, yeni arkadaşlar edineceğini, pek çok yeni bilgi öğreneceğini ve en önemlisi bu süreci yaşarken yalnız olmayacağını anlatarak çocuğunuzu motive edebilirsiniz.Okul, öğrencinin kimi zaman dolu dolu kahkahalar atacağı, kimi zaman ise zorlanacağı, sıkılacağı ya da yorulacağı yani hem olumlu hem de olumsuz duyguları bir arada deneyimleyeceği bir ortam olacaktır. Dolayısıyla çocuğunuzu daha sonradan hayal kırıklığına uğratmamak adına okulun her zaman eğlenceli bir ortam olacağının garantisini vermemeniz daha sağlıklı olacaktır.Okul ve öğretmen ile iş birliği içinde olmanız ve öğretmene güven duyduğunuzu çocuğunuza hissettirmeniz, öğrencinin de okuluna ve öğretmenine karşı güven hissetmesini destekleyecektir.Vedalaşmanın uzun sürmesi, öğrenciyi kaygılandırıp uyum süresinin artmasına sebebiyet verebilir. Vedalaşırken sevgi dolu, bir o kadar da net bir iletişim dili kullanılmalıdır. Çocuğunuz okula gelmemek için çeşitli bahaneler üretebilir. Kurallar ve sınırlarla karşılaştığında evindeki konfor alanını özleyebilir. Bu noktada çocuğunuzun tüm ısrarına rağmen düzenli bir biçimde okula gelmesinin sağlanması uyum sürecini kolaylaştıracaktır.Elbette bu süreçte yeni uygulamalar hakkında cevabını bilmediğiniz sorularla karşılaşabilirsiniz. Böyle bir durumda “belki olabilir” gibi belirsizlik içeren cevaplar vermek yerine “gerçekten bu çok merak ettiğin bir soru ama ben cevabını bilmiyorum. Senin için bunu öğrenip sonra sana anlatabilirim” diyerek destekleyebilirsiniz.