Geçtiğimiz hafta ki yazımda "EĞİTİM SİSTEMİ İLE OYNAYARAK EĞİTİMİ DÜZELTEMEYİZ" başlığında eğitimde yaşanan sıkıntıları kendi penceremden değinmiştim.
Öğretmenlerle ilgili sorunları 24 KASIM Öğretmenler Gününe denk geleceği düşüncesi ile bu haftaya saklamıştım.
Türkiye'de her zaman olduğu gibi gündem öyle o kadar yoğun o kadar değişken ki !
Yetişmekte laf yetiştirmekte mümkün olmuyor.
Bence son bir haftanın en önemli gündem maddelerinden biri 10 KASIM 'da yani ATATÜRK'ün 79. ölüm yıl dönümünde 997 bin üyesi olan MEMUR-SEN ve ona bağlı 420 bin üyesi olan Eğitim-BİR-SEN ve genel başkanlarının ATATÜRK'ü hatırlayamamaları,
Buda yetmiyormuş gibi arefesinde bu sendikaların Genel Başkanının ATATÜRK ve CUMHURİYET düşmanı sözde din alimi MUSTAFA Sabri ye sahiplenmesi idi.
Bu şartlarda bir STK Başkanının "kendince" bir alime sahip çıkması veya savunması normal sayılabilir ancak EĞİTİMİN ve EĞİTİMCİLERİN içerisinde bulunduğu vaziyet göz önünde bulundurulduğunda bu işin o kadar da masumane olmadığı ortaya düşünüyorum.
Çünkü, Son 15 yılda eğitimle ilgili defaten değişiklik yapılmış,
Başta öğretmenler ve eğitim sistemi itibarsızlaştırılmış
Aileler ve öğrenciler mağdur edilmiş ve bu süreçte sözde eğitim sendikası yöneticilerinin gık'ı dahi çıkmamış
Mevzu Cumhuriyet düşmanı birine sahip çıkmak olunca
yüksek perdeden meydan okur hale gelmiş.
Bu sözde sendikacıya sormak lazım; "Kamu çalışanları mali ve sosyal hak kayıplarına uğrarken, binlerce okul müdür haksız ve hukuksuz bir şekilde yerlerinden edilirken kendilerine gün doğacağı umuduyla mı sesini çıkarmadın, o vakit aklın neredeydi.?
ATATÜRK Düşmanları söz konusu olunca döşünü bağrını yırtmaktan o yüzden mi geri duymuyorsun.?
Hep soruyoruz ya eğitim neden bu durumda diye.!
İşte bu yüzden yani Eğitim Camiası Atatürk ve Cumhuriyet değerlerinden uzaklaştırıldıkça hep geriye gidiyor.
Maalesef eğitimciler farklı ruh halleri ile bu insanlara destek veriyor.
Ortadoğu Gazetesinden Mustafa ÖNDER durumu özetliyor.

"Ey Memur-Sen'in Genel Başkanı!

"Mustafa Sabri Efendi sadece Tokat'ın değil bu milletin, ümmetin bir değeridir….. Tabela iner ama yüreklerden ve zihinlerden saygınlığı asla inmez" küstahlığıyla kime kafa tutuyor, kimlere selam çakıyorsun?

Senin yaptığının "Anıtkabir'i de yıkacağız" diyen ahlaksızdan farkı ne?

Senin yaptığının "Keşke Yunan kazansaydı" diyen edepsizden farkı ne?

Senin yaptığının, Atatürk'ün fotoğrafının altına "Naber lan cehennem kütüğü" yazan üniversitesi öğrencisi örümcek kafalı kızdan farkı ne?

Senin yaptığının, Dersim alçağı "Seyit Rıza'yı anma töreni" yapan Kürtçü Y-CHP'den farkı ne?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin memurlarını temsil etme hakkın yok…

Derhal istifa et Bay Genel Başkan!"

Bu zor şartlarda bu sıkıntılı günlerde öğretmenlik yapmak kolay değil.

Gelen giden eğiticiye öğretmene saygı duymak yerine

Onu şamar oğlanı durumuna düşürüyor.

Ve onu temsil edenler maalesef ona sahip çıkmakta, samimi gerekli inisiyatifi almıyor.

Bakan bir türlü, sözde sendikacı başka türlü, veli-öğrenci bir başka türlü eğitimde şiddet mobbing almış başını gidiyor.

Allahtan vatanı milletini önceliği olan idealist eğitimciler var.

Değerli öğretmenler; "Cumhuriyet sizden “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller ister." bu düsturla görev yapanlara selam olsun.

Onlara selam olsun onlar gibi türm eğitimcilerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü Kutlu Olsun.

Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet henüz millet namını almak yeteneğini elde edememiştir. Ona basit bir kütle denir, millet denmez. M.Kemal ATATÜRK