Bizim kasabın hafta sonları çalışan çırağı var. Küçük ve sevimli bir çocuk. Ben ona "küçük kasap" diye takılırım! "Ustası" da babası. Dün sabah gazeteye gelirken dükkanda oturduğunu görünca şaşırdım; bu saatte niye okulda değil de dükkanda olduğunu sordum... Küçük kasap şu cevabı verdi : "Öğretmen; dersler bitti. Bu saatten sonra okula gelmenize gerek yok! dedi. Ben de kalkıp dükkana geldim." Küçük kasabın okuduğu okulun adını vermek istemiyorum! Geçtiğimiz haftadan beri derslere ara verilen bu okulda tüm öğrenciler "serbest" bırakılmış. "İsteyen gelsin; istemeyen gelmesin." denmiş... Bu hafta da öğrencilerin tamamı serbest bırakılmış! Hayret etmedim! Her ders yılı sonu böyle olur. İdare, kendi "tasarrufunu" kullanarak dersler bittiği haftadan itibaren öğrencileri serbest bırakır. Serbest bırakır ki, "karne" hazırlıkları ve "değerlendirme" daha sakin bir ortamda yapılabilsin!
KARNE ÖNEMLİ MİDİR?
Sizin için karne önemli olmayabilir ama, öğrenciler için karne olağanüstü değerdir. Kimi notuna göre alınacak "hediyeyi", kimi de notuna göre işiteceği "zılgıtı" merak eder! Kimi, abartabildiği kadar abartıp, saçma sapan şeyler yaparak, hem kendisine zarar verir, hem de yakınlarına üzüntü yaşatır... Evet karne önemlidir... Yıl boyu kar-kış demeden, harcanan emeğin karşılığı yıl sonu verilecek adına "karne" denilen bir sayfalık kağıda işlenir. Öğrenci de, veli de yıl sonu çocukların eline "tutuşturulan" bu kağıt parçasını çok önemser! Kimi veli gelecek karneyi "olaganüstü" önemserken, kimisi de bu işin sıradan bir şey olduğunu, dünyanın "sonu" olmadığı değeriyle yorumlar! Bu değerler sebebiyledir ki, her ders yılı sonunda hem sevinç hem de üzülmemek elde olmayan traji komik olaylar yaşanır. Velisine gösteremeyecek kadar kötü zannettiği karneyi alan öğrenci, ya doğup büyüdüğü evine gitmek istemez, ya da "canına" kıymaya yeltenir. Veliler bu konuda son derece dikkatli ve "bağışlayıcı" olmalıdır. Karne öğrenciler için bu kadar önemlidir!
UZMANLAR NE DİYOR...
"Karne mevsimi" geldiği şu sıralarda uzmanlar istenmeyen durumların meydana gelmemesi için velileri uyarıyor : "Çocuklarınızla karne pazarlığı yapmayın. İyi karne getiren çocukların büyük ödüllerle ödüllendirilmesi doğru değildir." Bu uyarının sahibi Psikolog Nevin Küçük. Küçük, karne başarısının öğrenciler için tek gösterge olmadığına dikkat çekiyor ve ekliyor : "İyi karne için çocuklarınızla pazarlık yapmayın. Çocukların bazısı iyi karne getirecek oldukları için sevinirken, bazısı da kırık notlarının hesabını ailesine nasıl vereceğini düşünmekte. İster iyi, ister kötü karne getirsin. Çocuğunuza vereceğiniz tepkiler onu ne kadar çok sevdiğinizi üzerinden gitmelidir. Çocuğunuzun başarısızlığının pek çok nedeni olabilir. Ancak unutmayın ki, başarının tek göstergesi karne değildir." Psikolog Nevin Küçük, uyarısını "Ailelerin unutmaması gereken şey, notların düzeltilebileceği, ancak düşünmeden çocuğa söylenen kötü sözler ve olmsuz davranışların çocuğun kişilik gelişiminde onarılamayacak tahribatlara yol açabileceğidir. Çocukların aldığı karne sizin de karneniz sayılır." diye noktalıyor. Demekki, öğrencinin başarısızlığı sadece kendisi ile ilgili olmayıp, ailelerin de bunda yadsınamayacak payı var...