Boyu en az 5 metre, çapı da 10 cm. den aşağı olmayan, dal sürgün ve yapraklarının oluşturduğu tepe tacını tek bir gövde üzerinde taşıyan, her yıl çap artımı yaparak kalınlaşan, sürgün vererek boylanan, hücrelerinin büyük bölümü odunlaşmış olan, uzun ömürlü bitkilere "ağaç" denir...
Bir ağaç; temel olarak kök, gövde, dal ve yaprak olmak üzere 4 ana organdan oluşur. Bu organların biçim, boyut, yoğunluk, hacim, ağırlık, boy, çap, yıllık artım gibi özellikleri ağacı biçimlendiren temel özelliklerdir... Bir ağacın yaşayıp gelişebilmesi için; ışık, sıcaklık, CO2, O2, su ve mineral madde gereklidir...
Ağaçların; topraktan su ve mineral maddelerini, havadan ise karbondioksiti almak, güneş enerjisini kullanarak organik madde üretmek, havaya "oksijen vermek, canlılara besin ve barınak sağlamak gibi çok önemli işlevleri vardır..." "Ağaçlar" bu işlevleri yerine getirirken çevrelerindeki canlı ve cansız tüm varlıklarla karşılıklı olarak birebir "ilişki ve etkileşim halindedirler..." Bu yüzden ağaçlar içinde bulundukları ekosistemler için vazgeçilme elemanlardırlar... Ağaçların yok olması; yaşama ortamının bozulması ve iklimin olumsuz yönde etkilenmesi ve devamında yaşam zincirinin kopması, en sonunda da "tüm yaşamın yok olması" anlamına gelir...
Odun ağaçtan elde edilir... Çeşitli şekilde ve çeşitli yöntemler kullanılıp yakılarak ısısı açığa çıkartılır ve çeşitli şekillerde bu açığa çıkan ısıdan insanoğlu "yarar sağlar..."
Isınırlar, yemek yaparlar, birde ağaçları canlıyken öldürüp, bulunduğu yerleri "arsa yaparlar..." Bunun adına ise getirim uğruna imar yağmalaması denir... Veya "Tıp dilinde" buna benzeşen "organ kaçakçılığı" dendiği gibi...
Ağaçlar "ayakta ölürse" odunluk ağaç derler, ama gerçekte ona odun denmez... Ağaçlar ölmek üzereyken tıpkı insanlar gibi "organ bağışında" bulunurlar...
Onların, yapraklarından ayrı, reçinesinden ayrı, dallarından ayrı, gövdeden ayrı, köklerinden ayrı şekillerde "insanoğlu yarar sağlar..." Tıpkı organ bağışlayan insanlar gibidir ağaçlarda... Görüldüğü gibi, ağaçlarda "sağlığında" insanoğluna birçok yarar sağlıyor... "odunlaştığında bile..." Bunca özelliğini görmezden gelip yaş kesenler, onu sadece "odun" görebilenlerdir... Bu açıklamalardan sonra "Yaş kesen" için söylenen sözü tekrar etmeğe gerek var mı?
Gerektiğinde, estetik cerrahide veya insandan insana organ naklinde olduğu gibi, bir ağacı bir yerden diğer yere nakletmek içinde "araçlar" geliştirilmiştir... Bunlara dönerli tip fidan ve ağaç "sökme-dikme" makineleri deniyor... Şöyle tarif ediliyor... "Ağaç sökme-dikme makinesi... Ağaca zarar vermeden söker diker... Ağacı dikeceği çukuru önceden ve kendi açar... Bıçakları aşınmaya ve darbeye dayanıklı yüksek mukavemetli, özel alaşımlı, çelik saçlardan imal edilmiştir..."
Ağaç gövde çapı; "85mm ile 410 mm" arasında olanları bu makineyle zorunlu olduğu durumlarda aynı tabiat şartlarında ve aynı yönde dikmek kaydı şartıyla taşınabiliyor... Aksi halde ve kısa zamanda onu odun yaparsınız...
Tıpkı ağaç sökme makinesi ile gücünüzün makineyle yetmediği "Fuar alanını arsa yapmak" uğruna çapı "600-700 mm" ye varan "yaş ağaçların" başını kestiğiniz gibi... Biliyor musunuz? Onlar "şehitlerimiz gibi" çok genç birer fidandılar...
Fuar alanında başı kesilmiş ağaçları görünce insanın aklına hemen "Yaş Kesen" için söylenenler tekrar, tekrar geliyor...
Şunu iyi bilmeliyiz, bu makineyi imal edip satanlar, zorunlu hallerde "ağaçları kurtarmak" için yapmışlardır, aksi halde silahı yapıp gayri resmi yollardan "teröriste" satanlardan farkları kalırmı?
Yargı süreci sona ermeyen Gaziantep Fuar alanında "kaçak organ nakli" yapılmakta, görüntü almağa çalışanlara ise saldırılmaktadır...
Bu capcanlı ağaçlara hadi şimdi "odun de..."

* * * *
Dünün sözü: "Her şeye karşın herkes sevdiğini öldürür... Kimi bunu sert bakışıyla yapar, kimi de yüze gülen bir sözcükle, korkak kişi bunu bir öpücükle, cesur adam bir kılıçla..." Oscar Wilde
* * * *

Bu gazete ve her gazeteyi "okuduktan sonra" lütfen okunacak bir yere bırakın. Hiç bir yazının "son kullanma tarihi yoktur".
[email protected]
[email protected]