Kazansak mesele bitecekti. Ama şu anda en önemli rakibimiz haline gelen Eskişehirspora puan kaptırdık..

Aslına bakarsanız 1 puan iş görür. Ama bundan sonraki maçları kazanmak veya en azından 3 puan almak şartıyla..

Peki Rize ve Antalya maçından galibiyetler çıkaramazsak ne olur ?

İşte kafamızın takıldığı nokta da orası..

Siz evinizde Eskişehirsporu yenemiyorsanız, Rize ve Antalyayı yeneceğinizi nasıl garanti görürsünüz..

Oysa bu maç kazanılmış olunsaydı, Eskişehir 29da kalacak, biz de 35 yapacaktık..

Böylece rakibin umudunu yok etme noktasına getirecektik..

Oysa şimdi Eskişehirin 30, bizim ise 33 puanımız var.. Daha arkadan pat diye Sivas geliverdi..

Geride kalan 2 maç var ve iki maç da hepsi için garanti değil..

ESKİŞEHİRE GÖRE İYİ OYNADIK

Maça baktığımızda özellikle ilk yarıda Eskişehirspora karşı oyunda tamamen üstündük.. Onların defansif bir zaafiyeti yüzünden günün en çok çalışan ismi Elyesa bunu affetmedi ve gol ile tamamladı.. Ne var ki arkasını getiremedik..

İkinci yarıdan endişeliydim, aynen de öyle oldu..

Samet Aybaba hamlesini yaptı ve böylece oyun içinde daha aktif, daha saldırgan ve topu ileriye taşıyıp pozisyon üretmeye başlayan bir Eskişehir görmeye başladık.. Ama bir süre sonra bu etkisini kaybettiler ve Gaziantepspor yine etkili oynamaya başladı.. Ne varki futbolda en küçük bir dikkatsizlik insana bedel ödetir. Bunu da yaptık ve penaltıya sebep olduk..

Tüm bunlara karşın beraberlik sonrası yine pes etmedik, hatta Cüneyt Çakırın tartışılan kararıyla penaltı kazandık..

İşte orada birşeyler oldu. Galiba Habibu penaltıyı atmak istedi, ama izin verilmedi. Çünkü tartışmalardan bunu anladık..

O görüntüleri televizyondan izlerken, birde Emre Nefizin atış öncesi yüzüne bakınca, arkadaşlarabakın atamayacak dedim.. Niye dediklerinde bu stresi böyle oyuncular kaldıramaz, Sergen hata yaptıdiye karşılık verdim..

Nitekim öyle de oldu..

Eğer penaltı gol olsaydı, şimdi ben bu yazının yerine, gelecek sene yönetimin daha titiz davranması, aklını başına alması gerektiğini yazacaktım..

Olmadı.. İnşallah Rize ve Antalyayı kayıpsız geçirir ve kümede kalırsak, yönetime yine yazar, tavsiyelerde bulunurum. Tabii bildiklerini okumayı şöyle bir kenara bırakırlarsa...