Toroslar Dağıtım ve EnerjiSA’nın Gaziantep’te yaşayanların önemli kesiminin beklentileri karşılayamayışındaki yetersizliğinin asıl sebebi farklı. Çünkü bu şehrin enerji planlamasında ciddi yanlışlıklar var maalesef. Bu yeni değil elbette. Şu anda kentte 600 bine yakın abone var. Az rakam değil bu. Özellikle özelleştirme sonrası kabloların yer altına alınma projelerinde ihmalin büyük olduğunu söyleyebilirim. Yatırımlarda öncelik sağlanmadı. Planlamalarda aciliyet gerektiren projeler yerine 4-5 sene sonra gerekebilecek işlere ağırlık verildi. Haliyle inanılmaz şekilde büyüyen şehrimizde eskinin trafoları, yenilenen ve büyüyen mahallelere yetersiz kaldı. YATIRIMLAR BÜYÜDÜ AMA YETMEDİ Burada en önemli unsur, çığ gibi büyüyen beton blokların yerleşim alanları olmadan önce alt yapı konusunda planlamaların çok da ciddiye alınmayışı büyük rol oynadı. Haliyle trafolar yetersiz kaldı, Şehitkamil’de Güvenevler, Batıkent ve Atatürk mahalleleri bunun en net göstergesi. Emek de bu sıkıntıyı ciddi şekilde yaşayan semtler. Şahinbey bölgesinde de aynı sıkıntılar mevcut. Aslında yatırımlar eskiye oranla hayli yüksek.. Düşünün bir kere özelleştirilmeden önce son 3 yılda yani, 2011-13 yıllarında toplam 23 milyon yatırım gelirken, bunun ötesindeki senelere bakıldığında, 2014 de, 38 milyon, 2015 de 54 milyon, 2016 da116 milyon 2017 de 150 milyon, 2018 de 133 milyon, 2019 da 92 milyon ve 2020 131 milyon lira yatırım yapılmış Gaziantep’e.. Toplamında İşte böylesine devasa yatırımlar şehrin aciliyet gerektiren birincil öncelikleri için yeterince değerlendirilememiş. Şahsen ben öyle düşünüyorum. Sayın Vali Davut Gül ile yaptığım görüşmede de buna kanaat getirdim. Çalışma var, bakım onarım var, ama asıl mesele yeraltı kablolar konusunda yetersizlik var. Aslında Enerjisa bölge müdürü Mehmet Unsu buna yok diyor ve 2020 yılında 100 kilometrenin altında yer altı kablo çalışması yaptıklarını söylüyor. Mesela Küsget’te sorunların azaldığını belirtiyor ve kısa zamanda bu bölgenin çok rahatlayacağını ifade ediyor. BİR RÜZGAR, YAĞMUR VE KAR MAKYAJIMIZI DÖKTÜ Şunu kabul ediyorum, Gaziantep çok büyüdü, nüfus inanılmaz artış gösterdi. Elektrik tüketimi tavan yaptı. İşte sorun burada başladı, çünkü şehrin enerji alt yapısı buna hazırlanamadı. Bir Avrupalı gibi geleceğin hesabı yapılamadı. Bir Rusya gibi 100-200 yıl yetecek alt yapılar oluşturulamadı. Onun içindir ki, küçücük bir rüzgarda, yağmurda ve karda makyajımız dökülüverdi. En azından yaz mevsiminde bakım ve onarım adı altında günlerce elektrikleri kesilen vatandaşlar, hiç değilse kışın rahat edeceğini düşünürken, bu kez yine plansızlık hatasının bedelini ödedi. Çünkü yeraltına alınmayan birçok semtteki kablolar, büyüyen ve budanmayan ağaçların kurbanı oldu. Yaklaşık 19 bin abone, yanlış okumadınız tam 19 bin abonenin elektrikleri kesildi. Bu 600 bin abonenin yanında basit gibi gelebilir ama bence Gaziantep gibi kent için çok çok büyük bir rakamdır.. SANKİ SUÇ AĞAÇLARDAYMIŞ GİBİ KESİP ATTILARHaliyle o soğukta insanlar özellikle de doğalgazların yoğunlukta olduğu semtlerde oturanlar perişan edildi. Çaresiz kalındı resmen.. Daha beteri şu oldu; acilen açıktaki kablolara temas eden ağaçlar apar topar bilinçsizce budanmaya başlandı. Panikten akıl tutulması yaşandı resmen. Ağaçlardan intikam alınırcasına kesip kesip attılar ana gövdeye kadar olan dallarını.. 19 Ocak’taki 70 mahallede, 17 ana hatta kesilen elektrik yüzünden O küçük kar aslında mükemmel bir alt yapıya sahip Organize Sanayi Bölgesi dışında Gaziantep’e “KRAL ÇIPLAK” dedi. Yani “sen istersen ihracatın en büyüğünü yapan şehir ol, gastronominin zirvesine yerleş, şehir olarak bir elektrik kesimi kadar canın var” dedi, resmen canımızı yaka yaka, bizleri karanlıkta bırakıp dondura dondura.. Bundan sonraki evrede umarım harekete geçilir, daha akıllı ve bilinçli planlamalar yapılır ve Gaziantep bu ayıbını kendisi kapatır.. PROTOKOL TRİBÜNÜNDE OLANLAR GAZİANTEP’E YAKIŞMIYOR ARKADAŞLAR Yaşanan olumsuz gelişmeler sonrası spor yazmadan geçemiyorum bu köşede.. Çok şeyler yazdığım için tekrar ederek sizleri sıkmak istemiyorum. Gaziantep FK’da gerek yönetim bazında, gerek idari yönde gerekse de teknik konularda daha iyisi yapılabilirdi. İyi bir ivme yakalanmış ve takım yenilgisiz maçlardan sonra zirveye kadar yükselmişti. İşte orada tecrübesizlik, acelecilik, biraz da iş bilmezlik sonucu tökezlendi resmen.. Bir teknik adam sorunu kolayca çözüme bağlanamadı. Sorunun temeline inilemedi. Futbolcu yapısının, teknik direktör gerçeğinin derinliği hesaba katılamadı. Acele edildi resmen. Sonuçta o sihir bozuldu, o takım ruhu allak bullak edildi.. “VALİ’YE DE Mİ SAYGINIZ YOK” SÖZÜ DÜŞÜNDÜRÜCÜYDÜ Neyse gelelim asıl söyleyeceklerime.. Galatasaray maçında protokol tribününde yaşananlar tek kelimeyle Fair-play ruhuna yakışmayan davranışlardı. Bir kere Gaziantep yıllardır spor müsabakalarında rakip takım yöneticilerine karşı misafirperverliği nedeniyle övülen ve takdir edilen bir şehirdir.. Maçtan önce oteller ziyaret edilir, yemek verilir, maça geldiğinde yöneticilere hoş geldiniz denilirdi. Ama şimdi o imajımızdan uzaklaşıyoruz maalesef. Hele de protokol tribününde.. Galatasaray maçında yaşananları çeşitli yönleriyle bana gönderilen videolardan izledim. Oradaki insanları arayıp konuştum teker teker. Ve sonunda hepsi de arkadaşlarımız olan yöneticilerimizin davranışları karşısında şok oldum. Öyle ki bizim arkadaşların sarf ettiği sözler ve kaba ifadeler karşısında, Galatasaraylı bir kadın yönetici olmak üzere diğer bazı yöneticilerin bizimkilere dönerek “Artık yeter yapmayın bize saygınız yoksa yanınızda Vali var, ona da mı saygınız yok” demesi gerçekten çok düşündürücüydü.. Ve sonrasında Vali Davut Gül’ün tribünü terk etmesi ayrı bir üzüntü kaynağıydı. PROTOKOL TRİBÜNÜ KALE ARKASINA DÖNMEMELİ Elbette maç sırasında hakem kararları yanlış değerlendirilebilir. Ama her biri ayrı değerdeki protokol tribününde oturan arkadaşlarımız bunları bağırıp çağırarak, rakip takım hocasına hakaret edecek noktaya götürmesi hoş karşılanamaz.. O zaman protokol tribünü kale arkası tribüne döner. Çünkü kale arkasında taraftarlar özgürce tepkisini koyabilir. Ama protokolde öyle değil.. Videodan izlediğimiz sevgili Mahsun Altunkaya, Müslüm Özmen, Gürkan Tural, Cevdet Akınal ve Erhan Özmen arkadaşımız umarım bundan sonra daha kontrollü davranır. Çünkü hepsi ayrı değerler. Burada Sayın Başkan Mehmet Büyükekşi’nin olanları sessizce izlemesi de hoş değil tabii.. Haliyle tam bu yaşananların ortasında bulunan Sayın Vali Davut Gül’ün üzülerek maçı terk etmesi umarım bundan sonrası için örnek teşkil eder. CEZA GELİRSE ÖDEMEYİ KULÜP YAPMAMALIBir şey daha var söyleyeceğim. Protokol tribünü ve konuk takımın tribününe bu kadar insan nasıl alınır.. Pandemi kuralları gereğince tribünde olması gereken 20 şer kişilik liste dışında kimse giremez. Ama Galatasaray 19 kişilik liste vermesine rağmen onlara ayrılan tribünde 200 den fazla insan olması, büyük bir ihtimalle Gaziantep FK kulübüne ceza getirecek. Ayrıca bazı yöneticilerimiz de ceza alabilir.. Sayın Validen istirhamımız, eğer tribüne fazla insan alınmasından dolayı ceza gelirse lütfen bu konuda kim sorumlu ise bu cezayı o kişinin ödemesini sağlasın. Bazı kişilerin sorumsuzluğunun bedeli hiç değilse kulübe ödettirilmesin..