2024 Nisan ayında gündeme gelen davada, bir çocuğun bademcik ameliyatı sonrası kanama nedeniyle engelli kaldığı iddia edilmişti. Ailesi, ameliyatı yapan doktor ve hastaneye dava açmış, mahkemenin görevlendirdiği bilirkişi heyeti de avukat masrafları hariç, yasal faizleriyle birlikte 39 milyon TL’lik tazminat miktarı belirlemişti. Aradan geçen sürede faiz ve enflasyonun etkisiyle bu tutar 108 milyon 790 bin TL’ye çıktı ve dava yeniden sağlık camiasında büyük yankı uyandırdı. Konuya ilişkin hekim örgütleri ve meslek temsilcilerinden peş peşe açıklamalar geldi.
HEKİMLER KORKTU
Dr. Avukat Cengiz Bayram Bilirkişinin, avukat masrafları hariç tutularak çıkarmış olduğu bu rakamın, şimdiye kadarki hesaplanan en yüksek miktar olduğuna ve 39 milyon liralık bir tazminat talebinin bütün hekimleri çok korkuttuğuna dikkat çekti. Bayram, “Özellikle KBB kesiminde bu ameliyatı (bademcik) yapıp yapmama konusunda tereddütler oluşmaya başladı” dedi. Bu tip davalarda tazminatların, “davacının gelirine göre” ve asgari ücret baz alınarak hesaplandığına da dikkat çeken Bayram, sağlık turizminin yükselen trend olduğu ülkemizde, yabancı bir hasta nedeniyle açılacak bir davada çok daha yüksek tazminat taleplerinin de ortaya çıkabileceğini söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü. “Kişinin gelirinin yüksek olması, asgari ücretteki artış, tazminat oranlarının da çok yükselmesine sebep oldu. Bugün Türkiye sağlık turizminde oldukça popüler bir ülke. Ama bir davada diyelim 10 milyon lira bir tazminat çıkarken, Avrupa ya da mesela Arap ülkelerinden gelen bir hasta için bu miktar 200-250 milyon liraya kadar bile çıkabilir. Bundan sonra belki de ‘milyar liralık’ davalar görebiliriz.” dedi.
BÖYLE RİSKE GİRMEZ
Hekim Birliği Sendikasından yapılan açıklamada, bu tür bir davanın, sağlık sisteminde telafisi çok zor bir kırılmayı beraberinde getireceği ifade edilerek şunlara yer verildi: "Gaziantep’te bir hekim, tonsillektomi sonrası gelişen komplikasyon nedeniyle 108 milyon 790 bin TL tazminat ödemeye mahkûm edildi. Sebep: Apse varken ameliyat, kan grubu bakılmaması, mavi kod yerine ameliyathaneye indirme Bu karar sadece o hekimi değil, tüm meslektaşlarını etkileyecek kadar ağırdır. Çünkü, Hekimlik mesleği yüksek risk, düşük gelir, hiçbir hukuki koruma ile icra ediliyor. Tıbbi işlem yapan herkes artık dava korkusuyla karar verecek. Milyonluk tazminatlar, avukatların “tazminat ticareti” alanına dönüştüreceği yeni bir kapı aralıyor. Bu karar emsal olur ve yayılırsa, özel ya da kamu fark etmeksizin hiçbir doktor rahat ameliyat yapamayacak. Sağlık Bakanlığı, hukukçular ve STK'lar derhal harekete geçmeli. Malpraktis yasası bu haliyle sürdürülemez. Hekimlik, savunulmaz hale geliyor. Unutmayın Hiçbir meslektaş, 100 milyonluk riskin altına girip, 40-50 bin TL maaşla ameliyat yapmaz. Bu kararla hekimler değil, sistem kaybeder."
HAYAL EDİLEMEZ BİR YÜK
Tıp ve Hukuk Doktoru Dr. Yakup Gökhan Doğramacı ise konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "39 milyon TL'lik talebin, bugün 108 milyon 790 bin TL'lik bir cezaya dönüştüğüne dikkat çekerek, itiraz için bile 110 milyon TL'ye karşılık teminat gerektiğini söyledi. Doğramacı sözlerini şöyle sürdürdü: "Hekimin ömrü boyu çalışsa bile hayal bile edemeyeceği bir yük! Bir hekimin maaşıyla bu rakamı kapatmak en az yüz yıllık meslek ömrü demek! Bu sadece bir tazminat kararı değil, mesleğimizin sonunun kararı.. Yüksek tazminatlar avukatları hastane önlerinde "hasta avına" çıkarıyor. Emsal olursa devlette, özelde yeni davalarda devlet koruması da yetersiz kalır. Bundan sonra nasıl hasta bakacağız, nasıl ameliyat yapacağız? Korkuyla mı? Giderlerse gitsinler denilen hekimlerle mi? Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Bu davalarda hekimler doğrudan muhatap olmamalı; Devlet, sigorta şirketleri ve hastalar arasında adil mekanizmalar kurulmalı. Hekimlerin çalışma koşulları düzeltilmeli ve iş yükü azaltılmalı ve riskle orantılı adil bir ücret verilmeli.."
GELECEĞİ TEHDİT EDEN BİR KARAR
Hukukçu Hekimler Enstitüsü ise Gaziantep’te yaşanan ve hekimler arasında büyük endişe yaratan tonsillektomi davasını yakından takip ettiklerini duyurdu. Açıklamada, bir çocuğun bademcik ameliyatı sonrası gelişen komplikasyon nedeniyle açılan davada tazminat miktarının faiz ve enflasyon etkisiyle 108 milyon 790 bin TL’ye ulaştığı hatırlatıldı. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: "Bu karar, yalnızca tek bir hekimin değil, tüm sağlık camiasının geleceğini tehdit eden bir emsal teşkil etmektedir. Ülkemizde hekimlere yönelik tazminat davaları, giderek astronomik boyutlara ulaşmakta ve meslektaşlarımızı derin bir çaresizliğe sürüklemektedir. Bir hekimin ömür boyu çalışmasıyla bile karşılayamayacağı bu tür yüksek tazminat miktarları defansif tıbbı teşvik etmekte ve hastaların kaliteli bakım hakkını dahi riske atmaktadır. Hekimler, her gün binlerce hayat kurtarmak için yoğun tempoda çalışırken, en ufak bir komplikasyon karşısında bireysel olarak sorumlu tutulmakta ve tüm kazançlarını kaybetme korkusuyla yaşamaktadır. Ayrıca, hekimlerin karşı karşıya kaldığı ağır çalışma koşulları, bu hukuki baskılarla birleşince tam bir umutsuzluk yaratmaktadır. İnsan üstü nöbetler, personel eksikliği, yetersiz altyapı ve artan hasta yükü altında ezilen hekimlerimiz, tükenmişlik sendromu yaşamaktadır. Buna bir de maddi ve hukuki güvencesizlik eklenince, tablo iyice karanlıklaşmaktadır. İdare, hekimleri savunmasız bırakmakta; sigorta mekanizmaları yetersiz kalmakta ve devlet güvencesi eksikliği, meslektaşlarımızı yargı sistemine karşı adeta tek başına bırakmaktadır. Oysa ki, tıbbi hatalar nadiren bireysel ihmallerden kaynaklanmakta; çoğu zaman organizasyon eksiklikleri, sistemik sorunlar, yetersiz kaynaklar ve öngörülemez komplikasyonlar rol oynamaktadır”