İşgalin İlhak'a dönüştüğü Doğu Türkistan toprakları 63 yıl boyunca adeta merkezi Çin hükümetinin deneme sahası haline dönüşmüştü. 16 Ekim 1964 tarihinde Malan yakınlarındaki çölde ilk atom bombasını denemiş. Ülkenin karmaşık bir ulus-lararası ortamla karşı karşıya bulunduğu bir dönemde denenmiş olan atom bombası, Çin tarihi için büyük öneme sahip bir adım olarak algı-lanmıştı. Buna mukabil 1996'dan beri Nükleer silah programını askıya aldığını ve "Küresel Nükleer Silahsızlanma" sözü verdiğini resmi ağızlardan duyuran Çin Hükümeti, şimdilerde yarım asır boyunca Nükleer Denemelerde bulunduğu Issız Nükleer Deneme sitesini halka açıyor. 2005 yılında yürürlüğe konulan projeye göre Malan Nükleer Üssü'nün "Kızıl Turizm"e açılabilmesi için 6 milyon yuan (945 bin dolar) yatırım yapan Pekin yönetimi, 2010 yılı Haziran ayında 13 ayrı Çin şehrini "Kızıl Turizm"i geliştirmek için hedef seçmişti. Ülkedeki beş yerleşim birimi Kızıl Turizm merkezi olarak biliniyor. Resmi Xinhua ajansının haberine göre, Malan Nükleer Üssü'nü halka açma projesi, Pekin'deki Quinghua (Çinhua) Üniversitesi ile yerel hükümet tarafından yürütülüyor. Malan bölgesi üzerinde yetki hakkını elinde bulunduran Uygur Bölgesi'ne bağlı Güney-doğu'daki Bayingol-Bayangol (Bayingolin) Moğol Özerk İli'nin yetkilisi Arken Haasmoo'nun, nükleer bilim adamlarının kullandığı laboratuvar ve yatakhaneler ile 3 yüz metrelik hava saldırılarına karşı korunma tünelinin muhafaza edileceğini söylediği kaydedildi. Malan nükleer bölgesi, Tarım Havzası'nın doğu kısmında Taklamakan ve Kumtag çölleri arasında yer alan Lop Nur yada Lop Nor olarak bilinen çoğu kurumuş eski bir tuz gölünün çevresinde bulunuyor. Burası merkezi Korla şehri olan Bayangol Moğol Özerk İli'ne bağlı. Çin'in nükleer denemelerinin tek merkezi olarak bilinen Malan, Bostun gölü çevresinde yaşayan Uygur ve Moğolların yerleşim alanlarına ise sadece 10 kilometre uzaklıkta yer aldığı da ayrıca ifade ediliyor. Bütün bunlara karşın Batı Emperyalizminin etki alanını Kuzey Afrika'dan, Ortadoğu'ya oradan Asya'ya doğru kaydırması, Çin-Rusya ve Hindistan üçlü Koalisyonu'nun başını çekeceği bir Avrasya Paktına dönüşmesi ise an meselesi. İran'ın da içinde olacağı, Türkiye'nin ise yönetim anlayışından dolayı dışında kaldığı bu cepheleşme, tek kutuplu hegemonyaya karşı yeniden iki kutuplu dünya düzeneğine geçile-ceğininde habercisi.