Neyin 24 Temmuz'unu kutlayacağız dedi. İşte yapılan açıklama:

Değerli meslektaşlarımız,

Bugün 24 Temmuz. Basından sansürün kaldırılışının 111'inci yılı. Osmanlı İmparatorluğunda 1908 yılının 24 Temmuz günü, padişahın ‘Âli Kararname’ ile hayata geçirdiği SANSÜR, 32 yıl sonra kaldırılmıştı. Basın böylece özgürleşmişti. 1946'da Basın Bayramı olarak kutlanan 24 Temmuzlar uzun zamandır bayram olmaktan uzaklaştı. Çünkü bayramlar güzel günlerde kutlanır.

Oysa Türk medyası bugün hiçbir dönemde olmadığı kadar kuşatma altındadır. Dünyada ifade ve basın özgürlüğü açısından 180 ülke arasında 157'inci sıraya düşmüş bir ülkede…

24 Temmuz İMDAT ÇANLARININ çaldığı gündür.

Ülkenin çeşitli yerlerindeki cezaevlerinde gazeteci, yazar, düşünür, akademisyen, hukukçu çile doldururken…

Gazetecilik eleştirel yapısından giderek uzaklaştırılırken…

Kendimizi aldatmayalım, gerçek gazetecilikten söz edilemez.

Tek sütunluk haber ve karikatür bile SUÇLU görülüp, halkın habere ulaşması engelleniyorsa, yazarı hapse atılıyorsa, neredeyse idama eş sayılan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları kolayca verilebiliyorsa…

Neyin 24 Temmuz'unu kutlayacağız?

Mahkemelerce ‘Hükmün açıklanması geri bırakılıp’ cezalar erteleniyorsa

24 Temmuz'da ‘HUKUK NEREDE!’ diye haykırmalıyız.

Medyamız bugün tarihin en ağır baskısı altındadır. Baskılara karşı savunma gücü her açıdan kuşatılmıştır. Yüzde doksan beşi iktidar yanlısı haline getirilen medya, siyasi anlayışın dayanılmaz operasyonlarıyla el değiştirmeye devam ediyor. Geriye kalan yüzde beşin haberini gözlerken, sürekli birileri yalnızlaştırılmaları için kamu ilan- reklam ambargosuyla her türlü baskıyı devreye sokuyor.

Adaletsiz, eşit olmayan bu politika özellikle ulusal ve yerel basını dayanılmaz duruma düşürüyor.

Gazetecilik yapma gayreti içinde çırpınan gazeteciler sözde ANDIÇvari raporlarla fişleniyor, hedef gösteriliyor, neredeyse hain ilan ediliyor.

Gazetecilere acımasızca saldıranlar cezalandırılmıyor.

Adeta ödüllendiriliyor, CESARETLENDİRİLİYOR.

Döviz kurlarının dizginlenememesi, SEKA'nın yok edilmesi, girdi fiyatlarının artması ile ulusal ve yerel medyanın can damarı olan üçüncü hamur kağıttan mahrum bırakılan gazeteler, kitabevleri birer birer kapanıyor. Haber yok sayılırken kültüre de gem vuruluyor.

Bugün 24 Temmuz.

Tek isteğimiz var. ELİNİZİ BASININ ÜZERİNDEN ÇEKİN.

Basın özgürlüğünün evrensel standartlara ulaşabilmesi için sadece gazeteciler, medya çalışanları değil HALKIN DA özgür habercilik için verilen çabalara ortak olmasını istiyoruz.

Habere ve tutsak gazetecilere özgürlük istiyoruz.

Gün mücadele günüdür. El ele vermeliyiz.

24 Temmuz BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN MÜCADELE GÜNÜMÜZ kutlu olsun.

BASIN KONSEYİ

İZMİR GAZETECİLER CEMİYETİ