Ben 1978 doğumluyum. Yani günümüzde orta yaş grubunda sayılabilecek bir yaştayım. Muz, bizim çocukluk yıllarımızda çok özel misafirlere ikram edilebilen, sadece anne ve babalarımızın maaş aldıkları günlerde, doğum günlerimizde veya ödül olarak aldıklarında ulaşabildiğimiz bir meyveydi.Annem bizi misafirliğe giderken sıkı sıkı tembihlerdi. Muz ikram edilirse sakın görgüsüz gibi yemeyin. Lütfen yavaş yiyin diye uyarırdı. Çok iyi hatırlıyorum tüm meyveleri önce yer en sona muzu saklardık. Ona ayrı bir ihtimam verirdik. Gaziantep'te öyle her yerde bulamazdınız. Çok iyi hatırlıyorum Karagöz caddesinde Söylemez Pasajı karşısında küçük mavi çerçeveli bir dükkanda sadece muz satılırdı. Bir de gelir seviyesi yüksek semtlerde manavlarda bulunurdu.Gelelim günümüze. Bugün bakkal, manav, seyyar satıcı, yol kenarında açılan tezgahlarda, pazarlarda, zengin veya dar gelirli mahallelerde dahi muz bulmak mümkün. Fiyat anlamında muz neredeyse gariban meyvesi oldu. Bugün kış meyvesi olarak bildiğimiz elma, portakal ve mandalina gibi meyveler bile muz ile yarışır ve hatta bazı marketlerde muz fiyatını geçer oldu.Bunun nedenlerinden biri ülkemizde muz üretiminin artması ve yerli muzun daha uygun fiyata temin edilebilmesi. Bir diğer nedeni ise maalesef üretim planlamasını yapamamamız. Ülkemizde tarım ve hayvancılık çok zor günler geçirmekte. Gübre, mazot ve yem fiyatları gibi girdi maliyetleri zam yarışına girmişken üretici çok zor bir çıkmazda. Acilen bu konuda ciddi adımlar atılmalı ve üretici içinde bulunduğu borç ve kredi batağından kurtarılmalı. Üreticiye gerçek ve reel desteklemeler verilmeli. Aksi taktirde yakında temel gıda maddeleri üretimi düşecek ve bir çok temel gıda maddesini ithal etmek zorunda kalacağız.