'Saman Sarısı' adlı şiirinde büyük üstat Nazım Hikmet, 'sen mutluluğun resmini yapabilir misin, Abidin?' diye seslenir Abidin Dino'ya ve '1961 yazı ortalarındaki Küba'nın resmini yapabilir misin?' diyerek mutluluğun resmini de kendince tarif etmiş olur şiirin dizeleri arasında… Abidin Dino'ya seslenirken elbette biliyordur, mutluluğun tek bir resminin olmadığını mavi gözlü dev… 'Kırmızı siyah aşkımız, UEFA hedefimiz' şiarıyla sezonun ikinci devresine Cenk Tosun, Wagner ve Hürriyet gibi doğrudan ilk 11'e katkı sunacak nokta transferlerle başlayan Gaziantepspor, deplasmanda Kayserispor'u yenerek ilk dördü matematiksel olarak garantilemiş oldu ya, bu takıma gönül vermiş biz futbol dilencileri adına 'mutluluğun resmi' çizilmiş oldu. Karcemarskas'tan yoksun çıktığımız sezonun ilk maçında kaleci Eray'ın özgüveni, Zurita'nın hem savunma hem hücumdaki soğukkanlı oyunu, Murat Ceylan ve Olcan Adın'ın hırsı, oyuna sonradan dahil olan Orhan Gülle'nin ikinci goldeki katkısı ve Gençlik 27 öncülüğünde Kayseri'yi yol eyleyen taraftar grubunun desteği, coşkusu bu maçta Gaziantepspor adına aklımıza yazdığımız güzelliklerdendi. Savunma bölgesinde topla fazla oynama hastalığı, Serdar Kurtuluş'un fiziksel anlamda hazır olmayışı, Popov ve İsmael Sosa'nın %100'lük gol pozisyonlarını bayram harçlığı gibi harcayışları, takımın oyunun ilk 15 dakikalık bölümünde Kayserispor'un PSV patentli Faslı oyuncusu Amrabat, Gençlerbirliği kaçkını Avustralyalı Troisi ve geçen hafta ES ES'e iki güzel gol atan Ömer Şişmanoğlu üçlüsü ile kurduğu baskıya karşılık veremeyip geriye yaslanışı da bu maçta Gaziantepspor adına kenara not ettiğimiz olumsuzluklardandı. İbrahim Kızıl yönetiminin (günümüz seçim tartışmalarının ışığında) 'çıraklık dönemi'nde başımıza gelenlerin ne olduğunu bu takıma gönül verenlerin unutmadığını varsayarak 'kalfalık dönemi'nde UEFA'ya katılan Gaziantepspor'un 'ustalık dönemi'ne şampiyonluktan başka bir sonucun yakışmayacağını şimdiden söyleyip şunu da ekleyelim: İbrahim Kızıl yönetiminin Gaziantepspor'u 12 Haziran seçimleri öncesinde bilmem ne partisine şov yapma aracı olarak kullanması Gaziantepspor tarihinde kara bir leke olarak yer alacaktır, herkes tarafından biline… Siyasi partiler ve kulüp yönetimleri geçip gider, kurumlar kalır inanmayan tarihe baksın beyler… Saçmalamak kulüp yönetimleriyle sınırlı değil, maalesef… Stadyumlarda dün tekbir getirerek bir futbol takımı üzerinden Kürtlere küfedenler, bugün de bir taraftar grubu liderinin etnik kimliği üzerinden Ermenilere hakaret edip kent meydanlarında ortalığı savaş alanına çeviriyor. Bu gözü dönmüş kör şiddetin futbolla bir ilgisi olmadığını anlamak için üstün bir zekaya sahip olmak gerekmiyor. Milliyetçilik/ırkçılık bataklığında aklını yitirmiş bu güruha Nazım Usta'nın 'Davet' şiirindeki dizeleriyle seslenip bitirelim: 'Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür / Ve bir orman gibi kardeşçesine / Bu hasret bizim!..'