TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası’nın yeni yasama yılından beklentilerini kamuoyu ile paylaşan Başkan Burkay Güçyetmez, “Demokrasinin olmazsa olmaz organı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin demokrasinin inşasında öncü olmak, hukuk devletini korumak ve halkın iradesinin gerçek temsilcisi olmak olan gerçek misyonuna geri dönerek, ülkemizin ekonomik, siyasal ve toplumsal yaşamını doğrudan etkileyen sorunlarının çözümü için gerekli çalışmaları yürütmesi, ülkemizin ve demokrasimizin geleceği için zorunludur” diye konuştu.

Mevcut sorunların yanında kentlerin depreme dirençli hale getirilmesinin unutulmaması gerektiğini hatırlatan Başkan Güçyetmez, afetlere hazırlık, güvenli yapılaşma ve barınma hakkı ile kamusal kaynakların etkin kullanımının önemine dikkat çekti. Güçyetmez şöyle devam etti: “Kamuda ve özel sektörde çalışan inşaat mühendislerinin özlük haklarından yetkin mühendisliğe, şantiye şefliği uygulamalarından yapı denetim sistemine kadar birçok sorunun varlığı kamu güvenliğini tehlikeye atmaktadır. Depremlerde ağır bedeller ödeyen ülkemizde, sorunların ertelenmesi, yalnızca meslektaşlarımızla ilgili değil, doğrudan halkımızın can ve mal güvenliğini ilgilendiren bir sorundur.”

“Yeni yasama döneminde biz inşaat mühendisleri meslek sorunlarımızı, ülkemizin ve halkımızın ortak geleceği ve çıkarlarından ayırmadan, bir kez daha kamuoyuna ve Meclis’e sesleniyoruz” diyen Güçyetmez, beklentilerini şöyle sıraladı:

“İnşaat Mühendislerinin önemli bir bölümü işsizdir. Kamusal yatırımlar artırılmalı, planlı istihdam sağlanmalı, mesleki yetkinlik esas alınmalıdır. Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme uygulamalarına son verilmelidir. İnşaat mühendisliği istihdamında, alınan eğitim, verilen hizmet ve üstlenilen sorumlulukların niteliğine uygun ve insanca yaşanacak bir asgari ücret belirlenmeli ve bu konuda TMMOB yetkili kılınmalıdır.

Kamu çalışanlarının teknik sorumlulukları tanınmalı; eşit işe eşit ücret, ek gösterge, özel hizmet tazminatı ve emeklilik haklarında iyileştirme yapılmalıdır. Meslek alanlarımızdaki tüm kamusal görevler meslek ilkeleriyle uyumlu biçimde yeniden tanımlanmalıdır. Kamuda istihdam, atama ve güvenceli kadro konusunda ihtiyaca uygun alım talebi yaratılmalı, istihdam artırılmalı ve buna uygun bütçe ayrılmalıdır. Kamuda taşeronlaşmaya derhal son verilmeli; kamu kurum ve kuruluşları, ihtiyaç duydukları mühendislik hizmetlerini adil ve şeffaf atamalar ile oluşturacakları öz kaynaklarından temin etmelidir.

Özel sektörde çalışan meslektaşlarımızın işyerlerinde fiilen yaptıkları iş ile SGK kayıtlarında yer alan meslek kodları Sosyal Güvenlik Kurumu ve ilgili kamu kuruluşları tarafından karşılaştırılmalı, meslektaşlarımızın yaptıkları işe uygun meslek kodu ve en az TMMOB tarafından belirlenen asgari mühendis maaşı ile çalışmaları sağlanmalıdır.

Kadın meslektaşlarımız için daha fazla istihdam olanakları yaratılmalı, çalışma koşullarının iyileştirilmeli ve karşılaştıkları sorunlara karşı etkin bir mücadele verilmelidir.

Karkamış’ta konut hamlesi
Karkamış’ta konut hamlesi
İçeriği Görüntüle

Yükseköğretim kurumlarında verilen inşaat mühendislik eğitimi, temel düzeyde bir eğitim niteliğindedir. Bir mühendisin sadece dört yıllık eğitimle uzmanlaşması veya yetkinleşmesi fiilen mümkün değildir. Buna rağmen, unvanına dayanarak tüm alanlarda yetkilendirilmiş sayılması bir çelişkidir. Bu nedenle meslek odalarına üyelerini yetkinliklerine göre belgelendirme ve yetkilendirme hakkı tanınmalıdır.

Yapı Denetim Kuruluşlarında çalışan tüm görevliler kamu görevlisi statüsünde olmalı, ücretleri, iş güvenceleri ve özlük hakları teminat altına alınmalı, ücretleri TMMOB tarafından belirlenen asgari ücretin altında olmamak kaydıyla görev, yetki ve sorumluluklarına göre kademeli olarak belirlenmeli, bu kuruluşlarda görev yapan mühendis ve mimarlar sorumluluklarına göre meslek kuruluşlarınca belgelendirilmelidir. Gerek Etüt ve Proje Denetim Birimlerinde gerekse Yapı Denetim Kuruluşlarında görev yapan mühendis ve mimarlar için mesleki sorumluluk sigortası getirilmelidir. Nitelikli proje hizmetlerinin verilebilmesi için meslek odalarının önündeki engeller kaldırılmalı, proje hizmeti veren mühendis ve mimarlar için odaların yetkilendirme ve denetleme hakkı olmalı, proje hizmet koşulları ve ücretleri Odalar tarafından belirlenmelidir.

Müteahhitlik iş, işleyiş ve ilişkilerini belirleyen özel bir kanun çıkarılmalı ve sorumlulukları belirlenmelidir. Kamu müteahhitleri gibi yeterlilik kriterleri getirilmeli teknik kadro, finans, donanım ve iş bitirme kriterleri koyularak titizlikle uygulanmalıdır. Şantiye Şefleri Hakkında Yönetmelikte yapılan değişiklikler son derece yetersiz kalmıştır. Yapı alanı 1500 m²’yi geçen her yapım işinde tam zamanlı olarak bir Şantiye Şefi bulundurulması zorunlu hale getirilmeli, Şantiye Şeflerinin işveren (müteahhit) ile yapacağı hizmet sözleşmeleri ilgili Meslek Odası tarafından belirlenen tip sözleşmeler çerçevesinde olmalı, Şantiye Şeflerinin alacakları ücretler TMMOB’nin belirlemiş olduğu ücretlerin altında olmamalıdır. Ayrıca Şantiye Şeflerinin belgelendirilmesi ve bu belgelendirmeye esas eğitimleri ilgili Meslek Odası tarafından yapılmalı, sistemde görev alan tüm mühendis ve mimarların sicilleri kayıtlı oldukları Meslek Odaları tarafından tutulmalıdır.”