Taraftarın kafası gerçekten karışık...
Öyleki, bizim gelecek adına uyarı yazılarımız bile, çok az sayıda da olsa bazıları için muhalefet anlamını taşır olmuş...
Az sayıda da olsa, bu arkadaşların "Gazete olarak yönetime muhalefet mi ediyorsunuz?" soruları, bunun göstergesi...
Ama büyük bir çoğunluk, yazdıklarımızın Gaziantepspor'un sıkıntılı günler yaşamaması, maceraya atılmaması, küme tehlikesinden uzak, Avrupa hedefini yakalayan bir takım oluşturulması yolunda birer uyarı yazısı olduğunu görüyor...
Görüyor, çünkü transferlerin yetersizliği herkesin canını sıkıyor...
Taraftara göre ölçü şu; Gidenler kimler, alınanlar kimler ?
Eğer gidenler için "aman gitsin, ondan daha iyisi alındı" denilirse, bilinizki yönetim iyi işler yapmıştır...
İşte şu anda spor kamuoyunda bunlar söylenmiyor...
Bir Lazarov, oynadığı dönemde ne kadar eleştirilirse eleştirilsin, yine de alternatif diye alınan ve Fransa liginde 25 maçta 3 gol atan Diawara ile eşit tutulmuyor...
En azından şimdilik tutulmuyor...
Birde yönetim biçimindeki yanlışlıklar var tabii...
Başkanın kulüp sistemini değiştireceğim demesine rağmen, yine eski Celal Doğan yönetiminin benzer uygulamasını devam ettirmesi, tek adamlıktan hoşlanması, yaptığı konuşmalarda bir türlü fren ayarını tutturamaması, özellikle kongrede "önümüzdeki çarşamba gününe kadar iki yabancı transferi yapacağım, tüm ulusal basın ayağa kalkacak"demesi ve sonrası...
Örnekler o kadar çok ki, ben 1 yılda Celal Doğan döneminde yazmadığım olumsuzlukları, 1 ayda Kızıl döneminde yazacak hale geldiysem, gerisini siz düşünün...
Kaldı kı, Gaziantep'te gerek siyasi, gereksede belediye başkanlığıyla ilgili görevi ve Gaziantepspor Başkanlığındaki icraatları nedeniyle Celal Doğa'ın en fazla eleştiren bir gazeteciyim...
Arşivler belge gibi duruyor...Celal Doğa'ı en fazla eleştiren tek gazeteci olduğumu özellikle Sayın İbrahim Kızıl çok iyi bilir...
Onun için diyorum ki, "arkadaşlar lütfen iyi ve doğru şeyler yapın, iyi yazalım. Yaptıklarınız belki size göre iyi ve doğru olabilir, ama asıl olan toplumun değer yargısıdır. Eğer siz toplumun bu değer yargısını bir kenara bırakır, etrafınızdaki üç-beş kişinin görüş ve değerlendirmeleriyle kendinizi yönlendirirseniz, sürekli hata yaparsınız...Unutmayın ki, Gaziantepspor gibi bir kulübe başkan ve yöneticisiniz...Bu anlayışla devam ederseniz, telafisi mümkün olmayan hataların içinde kalabilirsiniz...
Sadece bir hatırlatma yapmam herhalde ne demek istediğimi çok net şekilde anlatacaktır.
Özellikle Sayın İbrahim Kızıl'a...
Ara transferde Melliti ve Koandera'yı, Veysel ve Adem'i getirirken hangi duygulardaydınız... Sizi bu oyuncular için nasıl etkilemiş ve yönlendirmişlerdi? Bilhassa iki yabancı oyuncu için yaptığınız fedakarlığı ve olaganüstü gayretleri, federasyonla irtibatları, alınan izinleri, İvanov'un sözleşmesini feshedip, yabancı kontenjanını boşaltmak için maddi manevi her yönden gösterdiğiniz çabayı lütfen bir gözünüzün önüne getirin...
Peki şimdi bu futbolcular için, özellikle Melliti ve Koandera için aynı duyguları taşıyormusunuz...
Evet demeniz imkansız, çünkü şimdi gözden çıkartmak için çaba gösteriyorsunuz...
Peki şimdi hayli iddialı konuştuğunuz yeni transferler için, yarınlarda aynı duyguları taşımayacağınızın garantisi varmıdır ?
İşte size bunu anlatmaya çalışıyor ve daha akılcı bir transfer politikası yürütmenizi öneriyoruz...
NOT: Ben Koandera için farklı düşünüyorum. Bu oyuncunun o kadar da kötü olmadığını, ama Samet Aybaba'nın anlayışı ve davranışı yüzünden iyi görüntü veremediğini hatırlatmayı bir görev sayıyorum. Bir başka kulübe transfer olduğunda en kısa zamanda kalitesinin ortaya çıkacağını düşünüyorum. Yine de yanılma payım saklıdır...